Harekatı göstermelik destekliyor, içi içini yiyor ama belli etmiyor, siyaseten oynuyor, içinden YPG ağzıyla konuşuyor, ÖSO’ya ettiği laflar ele verdi, çaktırmadığına bakmayın içten içe acayip karşı diye CHP’nin iç sesine yükleniledursun...
Asıl tehlike, Afrin harekatı aleyhine dışarıda esen rüzgarlarda...
O kadar ki Rusya ile ABD bile ağız birliği etmeye doğru gidiyor.
Rus Dışişleri Sözcüsü’nün skandal sözlerini büyüten olmadı, görmezden duymazdan gelinerek söylenmemiş sayıldı belki.
Ama aynısı ABD Dışişleri Sözcüsü’nden duyulsa sansasyon kopar, manşetler çalkalanmaz mıydı?
Öyle çaktırmadan, yarım ağız, içten içe ya da yasak savar gibi değil üstelik. Ağzını doldura doldura harekatımız sırasında Afrin’de sivillerin öldüğünü söyledi, kendilerini çok kaygılandırdığından dem vurdu, tarafları itidale davet etti vesair.
Açıktan, aleni, belli ederek, çaktıra çaktıra, yüksek sesle... Taraflar diyerek TSK ile YPG’yi aynı kefeye koyar gibi eşit tuttu, ikisine bir çağrı yaptı.
CHP’den ÖSO’ya terörist diyenler çıktığında... Rusya da rejim muhalifi silahlı grupları terörist gördüğüne göre, CHP Rus ağzıyla konuşuyor diye nasıl suçlamayı düşünmediyse kimse...
Var güçle üstüne gidilirken sadece bu ‘Rus ağzı’ suçlamasından kaçınılması da nasıl ki CHP’ye değil, Rusya’ya toz kondurmama özeninden kaynaklandıysa...
Ruslar yenilmez yutulmaz bir dille saçmaladığında da aynı şekilde kimsenin aklına Rusya’yı, ABD ağzı kullanmakla suçlamak gelmedi.
Ve bu da tabii ki ABD’den lafımızı sakındığımızdan değil, Rusya’ya laf dokundurmama hassasiyetinden kaynaklandı.
Oysa düpedüz ABD ağzıyla konuşmuş olmadı mı Rus sözcü?
Güya Suriye’nin topraklarını ve üniter yapısını parçalatmamak için Türkiye’yle dayanışmaya giren, damardan çıkışlarla ABD’yle çatışmamızı körükleyen Rusya bu.
Hani YPG’ye desteği nedeniyle ABD’yi Suriye’de ayrılıkçılığı, bölücülüğü kışkırtmakla suçlayan Rusya...
ABD’nin sahiplenmediği Afrin YPG’sine sahip çıkıyor şimdi.
ABD’ye bağlıysa kötü, Rusya’ya bağlıysa iyi olan bir YPG anlayışını dışavuruyor Moskova.
Sır değildi gerçi ama yeri geldiğinde gözümüze sokmaktan çekinmediklerini bir kez daha gördük.
Ve yeri tekrar geliyor...
Pürdikkat içerideki en küçük homurtuyu bile bastırmaya odaklanmışken dışarıda uğuldayarak kopmakta olan bir gürültü tufanı yaklaşıyor, Ankara farkında mı?
Amerikan, İngiliz, Fransız medyasından Soçi ortağımız İran medyasına, bir ağızdan terörle değil Kürtlerle savaş ve askeri işgal diye bas bas bağıradursunlar...
İleride baş ağrıtabilecek bu karalamalarla mücadeleye yoğunlaştığımızdan emin miyiz?
Dünyanın ne dediğini, içimizden iki vazalağın ne dediği kadar önemsemeyerek mi?
Afrin halkını özgürleştirmeye, terör örgütünün elinden kurtarmaya, barış ve huzura kavuşturmaya gittiğimizi kendi kendimize çalıp söyleyerek mi?
Biz bize propagandayla içerideki aykırı seslerin peşine düşerek mi?
Sınır ötesi harekat gibi hayati bir dış meselede bile Ruslara gösterdiğimiz ihtimamı iç siyasetten esirgerken, Rusların kimin ağzıyla konuştuğunu dahi umursamayarak mı savuşturacağız belayı?