CHP'nin 'Biz kaç kişiyiz' takıntısı

Akif Beki

Sağdan say soldan say yüzde 25’lerde, ne uzuyor ne kısalıyor, ama Muharrem İncegiller Kılıçdaroğlu’nu bir kez daha sandıkta partili sayımı vermeye zorluyor.

Üstelik seçimi siyasi kimlik sayımına çevirmek, Erdoğan’ın başarısı defalarca test edilmiş stratejisiyken...

İdeolojik aidiyetlere göre aynı kimliktekileri aynı yerde toplamak için, siyasi kamplar bir kez daha çatıştırılırsa sayı farklı mı çıkacak?

‘CeHaPe zihniyeti’ne vurdura vurdura Erdoğan’a tatlı bir zafer daha hediye etmekse İncegillerin niyeti, bir şey diyemem.

Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘yenilen pehlivan güreşe doymaz’ bıkkınlığıyla, artık kabak tadı verdi diye bu kimlik siyaseti fırsatını teper sanmasınlar.

Kamplar arası bir içtima yarışı bile olmaz bu, yüzde 50’lilik yekpare ‘Evet’ kampıyla dağınık ‘Hayır’ mozaiğinin ancak yüzde 25’lik yarısı arasında geçer. Artıyor mu ‘partizan’ mevcudu, eksiliyor mu; kim birleşiyor, kim bölünüyor görülür.

Bir türlü atılamayan rövanş hırsından mı, dizginlenemeyen kişisel ihtiraslardan mıdır...Erdoğan’la illa bir ‘rozet boyu’ ölçüştürme, illa bir ‘kimlik sembolleri’ni kapıştırma arayışı CHP’yi tıkamış görünüyor.

Bu tıkanıklığın aşılıp aşılamayacağı artık sadece CHP’nin sorunu da değil.

Önümüzdeki karşılaşmada, ‘Hayır’ cephesinin ortak aday performansını doğrudan etkileyecek bir handikapa dönüşüyor.

***

Seçimin tarihiyle, kurallarıyla bir kere oynamaya başladınız mı, bir daha nerede duracağınız belli olmaz. Tıpkı tutarsızlaşmaya başladığınızda, soluğu nerede alacağınızı ancak Allah’ın bilmesi gibi...

Ama şansınız yaver gider de karşınıza kafası karışık bir muhalefet çıkarsa yaşadınız; bütün falsolarınızı unutturur, açıklarınızı yalpalarıyla kapatır.

Aday kaosuyla, iktidarın uzlaşmaz çelişkilerini perdelemek böyledir.

AK Parti-MHP ittifakının kafası net, aynı dili konuşuyorlar.

Saadet ve İyi parti için de bir duruluk söz konusu. Ne istediklerini, ne yapmaları gerektiğini biliyorlar.

Dil ve zihin karmaşası, kendini Babil kulesine kilitleyen CHP’ye mahsus.

Sanıyorlar ki talih yüzlerine sonunda güldü, gün onlara doğdu. Tek yapmaları gereken, ufukta beliren bu zaferi başka isim ve partilere ne yedirmek ne de paylaşma hatasına düşmek. Cumhurbaşkanlığı adayı mutlaka kendilerinden biri olmalı dolayısıyla.

Heveskar bol olunca ‘ben de varım, aranan saf kan benim’ diye kuyruğa giren çok.

Önceki çatı aday deneyimleri yani Ekmeleddin İhsanoğlu fiyaskosu da bu partizan tutuculuğa gerekçe gösteriliyor.

Bu saplantı değişmezse, ‘Evet’çi yüzde 50’den de oy çekebilecek bir aday stratejisiyle seçmenin karşısına çıkmazlarsa...

Siyasi önyargıları ve kemikleşmiş partizanlıkları körüklemeye yarayacak bir profilde ısrar ederlerse...

Meclis seçimleri için partiye sadakat oyu isterken cumhurbaşkanlığı için kazanma şansı yüksek bir adayı destekleme mantığını benimsemezlerse...

Kamplaşmanın ekmeğine yağ sürerken farklı bir sonuç beklemesinler.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (21)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.