Twitter'da bir hedef göstericinin işaretiyle, her daim küfür nefret saldırıya geçmeye hazır linçsever kardeş! Dur; daha nereye gittiğini anlamadan lafın başına bakıp ağzını bozma, taşını kapıp recme koşma hemen. Bitirene kadar dinle önce. Sonra, başka yerden hıncını çıkaramazsan günlük taşlama egzersizin için gerekirse yine vurursun.
Hatta dinleyince 'insaf yahu, bu mevzuda bile mi dönüp dolaşıp laf CHP'nin fabrika ayarlarına geldi' dahi diyebilirsin.
Çünkü bin dereden getirilen su gibi dolambaçlı yollardan geldi; öyle direkt bir alakası yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York seyahatine çıkarken "Fox TV'yi yalan medya olmaktan çıkarın" dememiş miydi?
İşte, medya-iktidar ilişkilerinin fabrika ayarlarına döndüğü iddiasıyla bunu kim normalleştirecek bakalım diye, Sabah yazarlarına göz attım dün. Hay atmaz olaydım!...
New York seyahatine sadece Mehmet Barlas değinmiş. Ama o da Cumhurbaşkanı'nın, Trump'la Suriye ve güvenli bölge sorunlarımız hakkında, iyi niyetle son bir görüşme yapacağı beklentisi üzerine.
Diğer yazarlarsa bırak el sürmeyi, yanından dahi geçmemiş mevzunun.
Yalnız, ikisi CHP'li Ankara ve İstanbul belediyelerinde uç veren 'sakal yasağı'na takılırken pişti olmuşlar.
'İETT şoförlerinin kılıyla tüyüyle uğraşılıyor' sadedinde, punduna getirip sokuşturmaz mı biri: CHP bildiğiniz CHP'ymiş, seçim zamanındaki değişimi göstermelikmiş, göz boyamadan ibaretmiş, hemen aslına rücu etmiş, kazanır kazanmaz fabrika ayarlarına olduğu gibi geri dönmüş...
Yani AK Parti'ye toplumsal desteği bunca yıldır büyüten, ayakta ve diri tutan o şekilci, kılık kıyafetle uğraşan, dayatmacı, kendinden olmayanın inanç ve değerlerine tepeden bakan eski 'zihniyet'ine CHP'nin çarçabuk avdet ettiği, iki gün bekleyemediği üzerine 'katranı kaynatsan olmaz ki şeker' çeşitlemeleri...
Kılıçdaroğlu'nun 'Tank Palet Fabrikası için yeni bir kararname hazırlanıyor ve gizleniyor' iddiasını soran Fox TV muhabirine, Cumhurbaşkanı'nın gösterdiği tepkiyi konuşacaktık güya. Nereye geldi laf!
Konuyu es geçen bir yazıda, CHP'nin fabrika ayarlarına döndüğü cümlesine rastlamasam buralara gelmeyecekti, onu söyleyebilirim size, bütün sorumluluğu bana aittir.
"Size çok açık bir şey söyleyeceğim. Fox TV'yi yalan medya olmaktan çıkarın. Bir defa dürüst olun. Fox TV'nin yayın politikasını değiştirmesi lazım" cümlesi mesela...
Sırf bununla, medya-iktidar münasebetlerinin Kenan Evren tarafından kurulmuş fabrika ayarlarına döndüğünü ileri sürebilirdi bir aklıevvel.
Fakat hiçbir aklıevvelin, 'ne var, demişse demiş, ne olmuş yani, Evren Paşa dik alasını söyledi' savunmasına henüz müracaat etmemesi de başkasının kahabati değil.
Tıpkı CHP'nin eskiye döndüğü savına rastlamam gibi, iktidarın eskiye döndüğünü hatırlatan kimseye rastlamayışımı da kendimden bilirim.
Kenan Evren değil miydi “12 Eylül’den Önce ve Sonra... Ne demişlerdi? Ne dediler? Ne diyorlar?” başlığıyla hatıralarını kitaplaştıran!
Ya ağzından dökülen şu sözler unutulacak gibi miydi: "Oysa ben, gazete sahiplerine, yayın yönetmelerine, başyazarlarına yaptıkları yanlışları, maksatlı yalan haber ve yorumlarını belgeleriyle göstererek, bir daha böyle yapmamaları dileğinde bulunmuşumdur!..."
Öyleyse suçlu ayağa kalk, vurulsun abalıya!