CHP AK Parti'yle oynuyor gibi

Akif Beki

İktidarın medya blokajını aşmak için zekice bir yöntem buldular sanki.  

Ana muhalefet kaçtır, medya kanalı ile millete ulaştıramadığı mesajlarını bizzat iktidara taşıtıyor.  

İktidarın propaganda aygıtını adeta bir haberleşme güvercini, bir sıçrama taşı gibi kullanıyorlar. 

Önce Kılıçdaroğlu, iktidarın gözü kapalı üstüne atlayacağı bir provokasyonla top kaldırıyor... 

Sonra iktidar, Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti sözcüleri ile Allah ne verdiyse, gollük pas bulmuş gibi dalıyor topa. Mevzuyu bir güzel köpürtüyorlar. 

Son örnek malum. Kılıçdaroğlu, asgari ücretliyi bırakıp fuhuş, uyuşturucu ve organ ticareti yapanlardan vergi kesmeye çağırdı. 

Karşı koyamayacakları kadar kışkırtıcıydı. Nitekim cümbür cemaat kendilerini tutamadılar. 

İktidar sözcüleri, yine müthiş bir açık yakalamış gibi üstüne abandı. 

Hesapta, Bay Kemal'in ne dediğini bilmediğini, ağzından çıkanı kulağının duymadığını gösterme fırsatıydı. Rezil rüsva edeceklerdi. 

CHP; uyuşturucu ticareti, organ kaçakçılığı ve kara para aklama suçları ile mücadeleden vazgeçilmesini önermiş gibi sundular. 

"Bunların suç olmaktan çıkarılması teklifini kabul etmiyoruz" filan gibi artistik tafralar da sattılar. 

Dalga geçtiler, alaya aldılar, kafa buldular... 

Fakat onlar üstünde tepindikçe tartışmanın nereden çıktığına, Kılıçdaroğlu'nun tam olarak ne dediğine ilgi ve merak arttı. 

Duymayan da Bay Kemal'in aslında ne dediğini duydu. 

Velhasıl iktidar sözcüleri, CHP'ye alet oldular. Oyununa geldiler.  

Dalga geçtiklerini zannederken kıyak geçiyorlarmış. Daha büyük iyilik yapamazlardı. 

CHP, vermek istediği asıl mesajı iktidara parlattırmış oldu. 

Sağır sultan bile Kılıçdaroğlu'nun, şu çarpıklığı kamuoyuna mal etmek istediğini biliyor artık: 

“Fuhuştan, organ ticaretinden, uyuşturucudan para kazan, dışardan Türkiye’ye getir, sıfır vergi! Fabrikada alın teri dök, asgari ücret al, vergiye tabi!!”  

Meğer Kılıçdaroğlu saçmalamıyormuş. Aksine, kara parayla mücadele istiyormuş. Yeter ki gelsin diye özel düzenleme yapıp vergi bile alınmamasını eleştiriyormuş. Ne dediğini, nereye dokunduğunu, hangi taşı gediğine oturtacağını gayet de iyi biliyormuş. 

Varlık Barışı adı altında, 'vergi yok' teşvikiyle deli paralara kaynağı sorulmadan kapı açılırken...Asgari ücretliye düşen vergi, maaşından peşin kesiliyor. Ve Kılıçdaroğlu, bu çarpıklığı iktidar sözcüklerine ifşa ve teşhir ettiriyor. 

Nasıl gelgel ama!  

2021'in öcüsü de ezan düşmanları 

Diyanet bir açıklama yaptı, şöyle başlıyor: 

"Son günlerde kamuoyunda ezanın Türkçe okunması, Kur'an mealinin Kur'an gibi tilâvet edilmesi ve bu bağlamda Türkçe ibadet konularının tartışıldığı müşahede edilmekte ve başkanlığımıza konuyla ilgili çokça soru ulaşmaktadır. Bunun üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği doğmuştur..." 

Bakın siz! 

CHP'yi ezan, din ve Kur'an düşmanı göstermek için başlatılan kampanyaya destek atmak için olmasın o! 

İktidar istediği için değil de halkımızın yoğun talebi üzerine yapmışlar bu açıklamayı. 

Oysa ortada ezanın Türkçe okunması, Türkçe mealin Kur'an yerine konması ya da ibadetin Türkçe yapılması gibi bir durum yok. Olmayanı varmış gibi gösterme gayretleri var. Bu açıklama da ona katkı sunuyor. 

Camiler ve minareler İBB'ye mi bağlı ki Türkçe ezan okutsunlar, Türkçe namaz kıldırsınlar.  

Diyanet, Kur'an'ın tercümesini okumayı uygun ve gerekli ama ona Kur'an denilmesini caiz görmüyor. Sorun ne öyleyse, aksini diyen kim, bu uyarı nereden icap etti! 

İBB'nin Şeb-i Arus etkinliğinden türetilen zorlama ve yapay bir tartışma bu. 

Mevlevi ayini, sema gösterisi ibadet mi ki, Türkçe ibadet tepkisine sebep olsun!  

Onun dışında, Kur'an'ı Türkçe mealinden okumakta sakınca bulunmadığını, hatta dini sağlıklı ve doğru öğrenmek için gerekli olduğunu Diyanet de söylüyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir keresinde İmamoğlu'nun camide Kur'an'ı Arapçasından okumasını da makbul saymadı. Dini sembollerimize saldırıdan, saygısızlıktan, kutsallarımıza dil uzatıp sataşarak alaya almaktan ve hesap sormaktan söz etti. 

Sema gösterisinin nasıl icra edileceği, siyasi iktidarın tekelinde mi artık? Kur'an'ı aslından okumak bile iktidarın iznine,  onayına mı tabi?  

Çünkü bugün Farsça Mevlevi naatını Türkçeye çeviren, yarın İstiklal Mahkemelerini de geri mi kurar? Erdoğan haklı mı, nerde duracağı belli olmaz, tehlike büyük mü diyorsunuz? 

Hem okunmasında beis görüyorsa, onca dilde Kur'an mealini ne demeye bastı Diyanet? En son Kürtçe ile birlikte 15 dilde meal hazırlamıştı.  

Üstelik Kürtçe meali, Cumhurbaşkanı Erdoğan tanıtmamış mıydı?  

Diyanet, Kürtçe meali "Dillerinizin farklılığı Allah’ın ayetlerindendir" ayetine dayandırmamış mıydı? 

Olanlar şunu gösteriyor. İktidar, 2021'de de "Ben gidersem ezan düşmanı öcüler gelir" diyerek rakiplerini karalamayı, dini kullanmayı sürdürecek. 

Yasaklamak, susturmak isteyen varmış gibi, ezanları susturmama vaadiyle oylarını koruma denemelerine devam edecek. 

Faiz lobisi şimdilik rahat, yeni yılın favori öcüsü olarak yine ezan düşmanlarının seçildiği belli. 

 

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (99)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.