Mustafa Ceceli skandalında, özel hayatın mahremiyetine karşı işlenen suçlar, çiğnenen kanunlar, girişilen ahlaksızlıklar bir yana... Ortada ahlakı araçsallaştırmak gibi büyük bir ahlaksızlık daha var ki hepsinden fena.
Pop şarkıcısının, ahlaki duyarlılıkları araç gibi kullanarak ahlak çavuşlarını eski eşinin üstüne salma hesabı neyse ki ters tepti.
Harekete geçirmeye çalıştığı toplumsal duyarlılık, harekete geçti geçmesine, başarılı oldu...Ama hedef aldığı eski eşi ve şarkıcı arkadaşı İntizar’a karşı değil, kendisine karşı harekete geçti.
Rezaletin altında kendisinin kalması, ahlak istismarına dayalı FETÖ yöntemlerinin artık tutmadığını göstermesi açısından önemli.
Belaltı komplo ve kumpaslar amacına ulaşmıyor, yüz bulmuyor, hatta dönüp sahibini vuruyorsa ne mutlu.
Skandaldaki asıl vahamet, suçlu ile mağduru karıştırmak ya da bir tutmak olurdu.
Bu tuzağa düşmemenin neden hayati olduğunu dün FETÖ ile mücadele üzerinden anlatmıştım.
Bugün de Suud’dan bir örnek size...
Uluslararası Af Örgütü, harıl harıl bir kampanya yürütüyor.
Konusu, kadınlara nihayet araba kullanma hakkı veren Suud Krallığı’nın, tek suçu kadınlara araba kullanma hakkı verilmesi için mücadele etmek olan aktivistleri hala içeride tutması.
Kampanya, buradaki ikiyüzlülüğü deşifre ediyor. Ve Suud yönetimi üzerinde baskı kurarak araba kullanmaktan tutuklu kadınların salıverilmesini sağlamayı amaçlıyor.
Haksızlar mı?
Hem kadınlara araba kullanma serbestliğini büyük reform diye dünyaya satacaksınız. Suudi Arabistan tarihi açılımlar yapıyor rüzgarı estireceksiniz. Çağ ve akıl dışı bir yasağı çok gecikmeli olarak kaldırmayı bile başarı hikayesine çevirmeye oynayacaksınız....
Hem bunun üzerinden reklamınızı yapıp cayır cayır halkla ilişkiler kampanyası yürüteceksiniz. Dünya sosyetesine hitap eden dergilerin kapağını süsleyeceksiniz, dünya TV’lerinde parlatılacaksınız, bravolar alkışlar alacaksınız...
Hem de sırf yasağı protesto için direksiyona geçmiş, sırf sürücülük hakkı almak için cezaevine girmiş kadınlar hala tutuklu olacak, hala hainlikle suçlanacak, hala 20 yıllık hapis cezalarıyla yargılanacaklar. Onları bırakma çağrılarına kulak tıkayacaksınız.
Af Örgütü, işte bu çifte standarda tepki gösteriyor, ikiyüzlü ahlakçılığın yansıması olan bu tutarsızlığa isyan ediyor.
Algınızı, imajınızı düzeltmek için gerçeğinizi düzeltin önce diyor.
Ahlakı çıkarlarınıza, düzeninizi sürdürmeye alet etmektir ahlakçılık. Ahlaklı bünyenin kabul etmeyeceği bir şey...
Gerçeğin sadece istenilen kısmını görmeyi reddederek ahlaklı bir tavır takınıyor Af Örgütü de.
Yavuz hırsız gibi üste çıkmaya çalıştıkça daha kötü batan Ceceli’nin kulaklarına küpe olsun.
Mağdurları, mağdur algısı oluşturmak için gerçeği çarpıtmakla, algı yönetimi yapmakla suçlamıyor mu bir de!
Ahlak konusunda iddia koyacaksan, en az elin Af Örgütü kadar ahlaklı olman şart arkadaş.