Bir despotun eblehlik fotoğrafı

Akif Beki

Fırsatım olsa, Prens Selman’ı karşıma alır, Kaşıkçı’nın iki oğluyla verdiği dayanışma fotoğrafına bir daha bakmasını söylerdim.

O karede, kıçtaki yama gibi sırıtan eblehliği bulmasını isterdim.

Hesapta, azmettiricilik suçlamalarını çürüteceksiniz. Kurbanın çocuklarını ayağınıza getirtecek ve dünyaya karşı zoraki poz verdireceksiniz.

Ama bu sakil tiyatroyu bile adam akıllı oynamayı beceremeyeceksiniz.

Kurguladığınız taziye sahnesine, arkanıza üniformalı bir korumayla çıkmanın ne anlama geldiğini dahi düşünemeyeceksiniz.

Eliyle belindeki silahın kabzasını kavramış, tetikte bekleyen bir korumanın o mizansende ne aradığını sormayacaksınız.

Maktulün çocuklarından aslında nasıl korktuğunuzu ele vereceksiniz.

Babalarını öldürmüşsünüz gibi size kinlendiklerini, saldırmaları ihtimaline karşı aldığınız bu tedbiri göstererek açık edeceksiniz.

Böyledir işte despotlar; hem pervasız hem de korkak ve gülünçtürler.

Kendi saraylarında, güya babacan bir kucaklaşma şovu planlarken bile dünyanın gözüne tam tersi bir manzara soktuklarını fark edemezler.

Şeytanlığa basan entrik zekaları, sıradan bir aklın ilk bakışta dikkatini çeken basit detayları dahi ıskalar.

Kendi kendilerini sabote etmek, bu yüzden kaçınılmaz dramıdır despotların. Toparlama çırpınışları, daima ayaklarına dolanır.

Güçlerinin büyüsüne kapıldıklarından akılları körelir; ne oldum delisi, budala birer şarlatana dönüşürler.

***

İşte bu despot eblehliğini anlatırdım Veliaht Prens’e.

‘Bak, Trump gibi popülist bir zorba bile neler söylüyor senin bu canilikten yırtma sersemliklerin için’ derdim.

Tarihin gördüğü en aptal örtbas yalanları, iğrenç bir fiyasko diye teneke çalıyor arkandan.

Kollarına sığındığın Trump bile taşıyamadı bu kadar rezillenmeyi, diline düştün, yine de mi uyanamadın?

Rezalet batağında maskaralanmaya, tüy üstüne tüy dikmeye devam ediyorsun, yetmez mi?

Kaşıkçı sağ ve aleyhinde konuşuyorken...Suudilerin insan hakları reformu yapan modern, aydınlık yüzü olarak alkışlanıyordun Batı’da. Gittiğin yerlerde itibar ve saygınlık görüyordun.

Oysa şimdi, bu siyasi cinayetin hukuken sana uzanmasını engellesen de göz kırptığın o medeni dünyanın vicdanında asla aklanamayacaksın.

Açılım vaatleriyle umut verdiğin, gözdesi olmak istediğin Batı, iyi gözle bakmayacak bir daha sana.

Senle iş tutsa bile, karanlık bir yüze baktığını, kirli ve kanlı bir eli tuttuğunu aklından çıkarmayacak kimse.

Sittin sene aleyhinde konuşsa, başarabilir miydi bunu Kaşıkçı?

Onu canice susturmak uğruna kendi kendine bak neler yaptın.

Bir servet döktüğün Çöldeki Davos reklamını da rezil ettin.

İstediğin kadar 50 milyar dolarlık anlaşma haberleri çıkar, başarılı geçiyor de, selfie çektirme kuyruklarının önünde neşeli tafralar sat, işi berbat ettiğini sen de biliyorsun.

Bugün bitecek üç günlük yatırım konferansını boykot edenlerin yanında, Riyad’a gelenler devede kulak bile değil.

Şov yapacaktın, doğru düzgün boy bile gösteremedin, iki görünüp ortadan kayboldun.

Bir de bu vitrin şovu için, ilk güç gösterin sırasında milyarder akrabalarını tutuklayıp yatırdığın hapishane otel Ritz Carlton’u seçmişsin.

Bir de açılışına, Kaşıkçı’nın oğullarıyla o dahiyane fotoğrafı vererek gelmişsin.

Etrafında seni silkeleyerek kendine getirecek hiç mi aklı başında kimse bırakmadın. Bu kadar trajik gülünçlük, en ahmak despotlara bile fazla...

Ama kime söylüyorsun ki!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (27)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.