Transfer olur siyasette, bir partiden seçilip başka bir partide hizmet etmeyi tercih edebilir milletvekilleri, ilk kez karşılaşmıyoruz.
Önceki seçiminin hatalı olduğu sonucuna varmıştır, yaşamadan görememiştir, kendisini rakip partiye daha çok yakıştırmıştır, ne diyebilirsiniz ki...
Yanılgı her zaman mümkün, siyasetçiler de bu kusurdan münezzeh değil.
Seçmene bir açıklama borçları vardır. Onu da yerine getirdiler mi, ikna edici gerçekçelerle oylarını helal ettirdiler mi, hariçten gazel okuyana söz düşmez.
Manisa Milletvekili Tamer Akkal’ın da hakkıdır, durduğu yeri revize etme ihtiyacı duymuştur, zaman içinde görüşlerinde tadilata gitme zarureti doğmuştur vesair...
İYİ Parti’den AK Parti’ye geçti. Dün kabulü yapıldı.
Buraya kadar, tarafların takdiridir. İradelerine ipotek koyma hakkı kimsede değil.
Hesap verecekleri tek merci seçmenleri. Seçmen razıysa, gönül koymuyor da onaylıyorsa kime ne!
Daha önce MHP yönetimiyle ters düşüp İYİ Parti saflarına katıldığı gibi, orada da aradığını bulamayıp şansını AK Parti’de denemek istemiş olamaz mı?
Yeni partisi de gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra uygun gördü ki saflarına kattı.
Sandık kurulduğunda, Akkal’ın oylarını doğru temsil edip etmediği, emanetlerine sahip çıkıp çıkmadığı konusunda seçmenleri, kanaat notlarını verecek.
CHP ile bekamıza tehdit oluşturan bir ittifaka girdiği, ‘terör örgütü uzantısı HDP ile dolaylı dayanışma suçu’ işlediği için partisini değiştirmiş, baş gerekçesi bu.
Fakat, ayrıldığı il başkanı Eryılmaz’ın tepkisinden öğreniyoruz ki gerçeği yansıtmıyor.
Bilakis, AK Partili Selçuk Özdağ’ı, eski partisi ile CHP’nin Manisa ortak adayı yapmak için müzakereleri bizzat kendisi yürütmüş.
Özdağ da bunu doğruluyor.
Hatta ortak aday gösterilecek ilçelerin paylaşımına kadar, yerel ittifak sürecinde başı çekiyormuş.
Ne olduysa, Özdağ’ı AK Parti’den transfer etmeye çalışırken kendisi İYİ Parti’den transfer oluverdi.
O süreçte gördüğü tavırlardan rahatsızlık duydu, daha fazla katlanamadı belki de...
Ancak parti içi ihtilaflarını, çekişmelerini, hoşnutsuzluklarını terörle mücadele gibi sunuyorsa, hepimizi ilgilendirmeye başlamaz mı?
Meselesini ‘beka duyarlılığı’ diye takdim ediyorsa, konu artık seçmeniyle arasında kalmaktan çıkmaz mı?
Siyasetçilerin şahsına zimmetli, onlarla birlikte yer değiştiren bir şey mi ki beka...Nereye gitse yanında götürüyor.
O içindeyken İYİ Parti-CHP ortaklığının adı Millet İttifakı, dışına çıktığında ise birden şer odağına, terör koalisyonuna mı dönüşüyor?
AK Partili belediye meclis üyesi Orkun Şıktaşlı, karşı ittifakın Manisa adayı oldu, bekamız tehlikeye mi girdi şimdi?
Ya da...
Iğdır’da, CHP’den milletvekili adayı olan Adil Aşırım, artık AK Parti’den belediye başkanlığına talip. Kurtulduk mu?
MHP de ayrı aday çıkarıyor. Ve bu bölünmüşlük HDP adayına yarar diye İYİ Parti, MHP lehine yarıştan çekiliyor, Iğdır’da aday göstermeyecek. Bekamızda son durum nedir?
Ortalık, parti parti dolaşıp tutturuncaya kadar çalmadık kapı bırakmayan adaydan geçilmiyor. İsmail Saymaz iş edindi, çok gezenlerin karışık siyasi sicillerini Twitter’da bir bir ifşa ediyor, ne örnekler var...
Kaderimiz, bu adayların son durağına mı bağlı yani?
‘Beka’ kavramını siyasete alet edenler, kafa karıştırarak söylemi yıpratıyor, gerçekçiliğini ve inandırıcılığını bozuyor. En başta ‘beka sorunu’ siyaseti izleyenler buna fırsat vermemeli, ne dersiniz?