Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide başarı çıtasını şuraya çaktı:
"Faizi düşürdük de ne oldu, battık mı?"
Batmadıysak iyiyiz demek, buna da şükredeceğiz yani.
Rahat bir 8 yıl var, iktidar muhafızlarının kara listesindeyim. Yarı hedeften tam hedefliğe terfi edişim, 2015 başlarına geliyor.
Seçtiklerine dünyayı dar etmeyi, kaç bucak olduğunu belletmeyi amaçlayan bir 'süründürülecekler' listesi bu.
Hayatımı hiç zorlaştırmadı da sayılmazlar, haklarını inkâr edemem.
Yine de halimi soranlara hep aynı cevabı verdim: Daha iyi günlerim oldu, olmadı değil. Fakat beterin, beteri var. Bugünlere de şükür, Allah aratmasın.
İktidarın, son yıllarda halka sunduğu genel teklif de bundan ileri gitmiyor.
Sürekli sabır ve şükür isteniyor milletten.
Hayat şartlarımız kötüleşmiş olabilir. Ama daha her şeyimizi kaybedecek kadar batmadıysak iyiyiz, hatta bizden iyisi yok, Allah aratmasın, kıymetini bilelim diye.
Ankara'da, Türkiye Uzay Ajansının yanındaki Et ve Süt Kurumu marketini çekmişler. Kapılar açılmamış daha. Gün aydınlanmadan başlayıp uzuyor kuyruk.
İşte o ucuz kıyma kuyruğuna giren vatandaşlardan, yandaki tabelaya bakıp milli uzay hamlemizle övünmeleri bekleniyor.
Batı'yı çatlatan uzaya şahlanış tabelamız, gurur kadar teselli de vermez mi eve et götüremeyenlere?
'Tabela' demişken Merkez Bankasının göstermelik tabela faizi de yüzde 10'un altında. Gerçekte ise reel mevduat faizi uçuyor, kamu bankalarında bile yüzde 30'ların üstünde.
Enflasyonla büyüme deneyi için indirmeye başladıkları 'yüksek' faiz, bunun yarısı civarındaydı.
Herkes başaramaz. Yaparsa kim yapar, malum. 'Alanı ekonomi, neticesi de ortada.'
Deney, enflasyonla doları bilerek patlatmak üzerineydi. İhracat ve büyüme için avantaj sağlayacak diye. Şimdi faiz de patlak, üçü artık birbiriyle yarışıyor.
Ancak siz o faizi hâlâ düştü, bu ekonomiyi de hâlâ batmadı sanıp uzaya çıkmakla avunmaya devam edebilirsiniz. Allah beterinden sakınsın.
İktidara bakılırsa işler tıkırında, deney planlandığı gibi yürüyor zaten.
"Ekonomide sıkıntı yok, gayet iyi devam ediyoruz" demekle kalmıyor Erdoğan. "Herkes dünyada kendine göre bir modelden bahsediyor, biz de Türkiye Ekonomi Modeli ile dünyaya örnek olacağız, dönüş yok" iddiasında.
"Enflasyon iyi değil, biraz yüksek" ama "haklılığımız da dünyada takdir ediliyor"muş, sevinelim.
Yalnız hangi dünya, meçhul. Avrupa, ABD merkez bankaları, enflasyonu düşürmek için faizi yükseltmeye devam ediyor.
Bizi örnek alan, haklı çıktığımızı anlayıp takdir eden başka bir dünya olmalı, bildiğimiz değil.
Bakan Nebati, noktayı şuraya koydu:
"Onlar soğan cücüğüyle, biz nükleer santralin yakıtıyla uğraşacağız; bizim zihin dünyamız böyle çalışıyor..."
Ekonomiden anlıyor, ana yol epistemolojiden kopup yan yollara sapmasından belliydi.
Nebati'nin kompetanı olduğu ekonomiden kim mi hiç anlamıyor? Haberi, Erdoğan'dan alın.
"Ekonomiden zerre kadar alakası olmayan kişilerin bir tanesi 'Bebecan'dır."
Bayramlık ağzın devreye girdiği yer, burası.
Başbakanlık Sözcüsüyken soyadımla oynayarak, adımı "Bay Deki" koyan keskin hicvin kalitesine hayrandım. Büyük bir yergi ustasının, rahmetli Bekir Coşkun'un eseriydi.
Benzer bir hiciv kalibresini, iktidarın bayramlık ağzında da görüyoruz.
Eski muhalif zekâlardan biri, AK Parti seçmenini aşağılamak için "bidon kafalı" lafını bulmuştu.
Muhalif seçmene "soğan kafalı" lâkabını takmak, az parlak bir buluş mu? Çap farkını açıkça gösteriyor.
"Babacan" soyadından "Bebecan" lâkabını türetmek de her hiciv ustasının harcı değil. "Bay Kemal" ve "Selo" taşlamaları deseniz, aynı şekilde. Şapka çıkarılmaz mı?
Bayram bayram biber sürmeyelim, hadi ağzımız tatlansın. Dolusunun kilosu, 500 liralardan başlıyormuş, ne yazar. Oturup kalkalım, batmadığımıza şükredelim biz. Boş baklavanın, boş tepsisine kalmak da vardı.
Depremzedeleri yalnız bırakmayanları iki kere kutlarım. Herkese iyi bayramlar.