MHP lideri, dünkü grup konuşmasında şaşırtmaya devam etti.
Hem DEM'e uzattığı eli geri çekmedi hem de Öcalan'ı Meclis'te konuşturma teklifinde ısrar etti.
Peki...
Kayyum atamalarıyla hava sertleşmiş, CHP'nin normalleşme ve DEM'in müzakere beklentisi hayal kırıklığıyla sonuçlanmışken Bahçeli ne yapmak istemektedir?
CHP'ye karşı haşindi ama DEM'e karşı yapıcı bir dil kullandı.
Bu da DEM'in müzakere umutlarını yeniden canlandırdı.
CHP'yi iki şeyle suçladı Bahçeli. Bir, kayyum atamalarına karşı DEM'i kışkırtmakla. İki, süreci sabote ederek DEM'le Öcalan'ın arasını bozmakla.
O kısmında ne demek istemekte olabilir?
Bahçeli, "geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları, hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidir" diyerek kayyuma tepkileri mi yatıştırıyordu?
"Ancak CHP'nin uzlaşmaz ve provokatif hamleleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır" tepkisi ayrı muamma.
Kayyumları CHP atamadı. Süreci sabote ettiyse bunu CHP yapmadı. Acaba Bahçeli, CHP'ye söyler gibi yaparken aslında ortağına mı bir şey diyor?
Ahmet Türk'le ilgili sözleri, hepten böyle anlaşılacak cinsten.
Diyor ki Bahçeli:
"Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk'ün istismar edilmesi, İmralı'yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP'nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür."
Köklü aileden gelen, Kürt ağası Sayın Ahmet Türk'e bunu, terörle ilişkilendirerek CHP yapmadığına göre kim üstüne alınacak?
Burada yansıtılan rahatsızlıktan MHP'nin, şu aşamada kayyum atamalarına pek taraftar olmadığını mı çıkarmalıyız yoksa?
İktidar ortaklarının ayrı oyun planları var da biri Öcalan'ı Meclis'te konuşturmaya, diğeriyse kayyuma karşı sanırsınız.
Sanki Öcalan'ı Meclis'te konuşturma teklifi Erdoğan'a, peşinden gelen kayyum atamaları da Bahçeli'ye sürpriz oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'nin Öcalan'la teklifini ağzına almaya bile yanaşmadı şimdiye dek.
Üstüne de kayyum atamalarıyla, Bahçeli'nin teklifini sabote eden tepkiler kışkırtıldı.
Hava terse dönüyordu ki Bahçeli, bugün teklifinde diretti. Ama diyeceklerini, ortağına seslenmeden CHP'ye söylenerek dedi.
Şu uyarı meselâ, CHP'ye olabilir mi?
Bahçeli, önce elini açtı. Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirmek için Anayasa değiştirme hedefi güttüklerini doğruladı. Ama bir şartla, terörü ve enflasyonu bitirip Türkiye'yi siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarırsa...
Sonra da sordu:
"Ne yapacağız, CHP’nin içinde 4 yıl varken adam mı arayacağız?"
CHP'ye değil herhalde bu soru. 4 yıl varken MHP'nin, CHP içinde Cumhurbaşkanı adayı aramaya girişmesini kim istemez?
-------
BAHÇELİ'NİN ÇİZDİĞİ İSTİKAMET NEYDİ?
Onu da tekrar hatırlayalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen haftaki grup konuşmasında Öcalan teklifine değinmeden Bahçeli'yi ve cesur yaklaşımlarını övmüştü. Tarihe istikamet çizdiğini söylemesi önemliydi.
MHP liderinin CHP üzerinden dışa vurduğu rahatsızlığa bakılırsa kayyum atamaları, çizdiği istikamete dahil değil.
İstikamet neydi? DEM, Kandil ve Demirtaş'ın sözünden çıkacak ve sadece Öcalan'ı dinleyecekti. Kandil'e terörü bırakma çağrısı yaparken Erdoğan'ı yeniden seçtirecek Anayasa değişikliğine destek talimatı mı verecek; artık ne diyecek, dedirtilecekse Öcalan'a...
Eğer öyleyse iktidar ortağı; kayyum atamalarıyla DEM'in Öcalan'a uymasını zora sokmuş ve süreci, çizilen bu sınırın dışına çıkarmış oluyor.
Neden? İki ortağın, sınır ve istikametle ilgili aralarında hemfikir olmadıkları şeyler mi var?
Cevabını henüz bilmiyoruz. Yakın siyasi tarihin, gizemini koruyan sırlarından biri şimdilik.