Saadet lideri Karamollaoğlu çağrılmamıştı, tepkilerden sonra davetiyesi gitti.
Akşener katılacaktı, karantina gerekçesiyle katılamıyor ama İYİ Parti heyeti gidecek.
Yazıya oturduğumda İmamoğlu hala davet edilmemişti. Dün ilk ben yazmıştım, kendisi de çağrılmadığını doğruladı. İBB Başkanı, Ankara'da Hacı Bayram Camii'nde cumayı kılacak.
Meclis'e, milletvekillerine partisi ayrılmadan davetiye gönderildi. Sevindiriciydi. Ama HDP'liler hariç. Hala dışardalar.
Mustafa Yeneroğlu da dışlanmadı. Üstünde "DEVA Milletvekili" olduğu belirtilen davetiyesini aldı.
Ama DEVA Partisi lideri Babacan'ı arayan soran olmadı.
Gelecek Partisi lideri ve eski Başbakan Davutoğlu'na gelince. Diyanet özel kalemden özel kalemi arandı, cep numarası istendi, Başkan Erbaş'ın davet için arayacağı söylendi. Fakat arkası gelmedi, halen davet edilmiş değil.
11. Cumhurbaşkanı Gül'e ise basılı davetiyesi ulaştırıldı. Ama Gül, katılamıyor. Gerekçesini öğrenemedim.
"Şu sıralı safta, şu nolu seccade" diye, kimin nerede namaza duracağı dahi belli, protokole bildirildi.
Ne ki aynı özen, peşine düştüğüm davetli listesinde gösterilmedi.
Ne derler bilirsiniz: "Eğer ile meğeri evlendirmişler, keşke adında çocukları doğmuş."
Bugün Ayasofya'da toplanan cuma cemaatine, siyaset ve ayrımcılık sokulmasaydı keşke.
İleride keşkelerle, hayıflanmalarla anılacak bir 'tarihi gün' fotoğrafı verilmeyebilirdi.
Siyasi bölünmüşlüğümüz, hiç değilse bir günlük Ayasofya molası alabilirdi.
Fırsattı, kısır hesaplara kurban edildi maalesef.
***
ASIM GÜLTEKİN'E 'KARAR' SANSÜRÜ
Arkadaşımız Asım Gültekin'i genç yaşta kaybettik, ani vefatı hepimizi kedere boğdu.
Dostları, yakınları, tanıyanları... Hep hayırla, sevgiyle anarak rahmet diledik.
Fakat söylemezsem olmaz, şu da kayda geçsin. Anadolu Ajansı dahil, muhafazakar medya, ardından göz yaşı döktüğü Gültekin'in Karar yazarı olduğunu sansürledi.
Böyle bir günde, acısı tazeyken bile fikri ayrışmaları, dünyevi uyuşmazlıkları bir kenara bırakamamaları çok üzücü.
Dönemin ruhu, bundan daha iyi anlatılamazdı.
Nasıl bir devre denk geldik ki yasta, cenazemizin arkasında bile birleşemiyoruz.
Rahmetlinin son yazdığı gazete Karar'dı. İşleri sebebiyle yazılarına ara vermişti. İzinliydi ama hala Karar yazarıydı.
Ajans bile onu tanıtırken bu bilgiyi niye saklar ki!
Haberlerde, yazdığı yerler sayılıyor. "Aralarında Yedi İklim, Yeni Şafak, Sağduyu, Milli Gazete, Vakit, Şehrengiz, Düş Çınarı, Kırklar, Gerçek Hayat, Genç ve Yörünge'nin bulunduğu birçok yayında yazan Asım Gültekin" deniyor da...Karar yazarı demeye dil varmıyor.
Karar geçmişini saklamak, bize değil, Gültekin'in hatırasına, seçimlerine ve duruşuna saygısızlık. Ne ayıp, ne yazık!
***
AYASOFYA'YA FATİH CAMİİ MODELİ
Kabul edelim ki turkuaz halı olmadı, Ayasofya'nın tarihi atmosferine gitmedi, renk ahengine uymadı.
Ehline de sordum, dünkü eleştirime katılmayan çıkmıyor.
Peki bu saatten sonra ne yapılabilir?
İş işten geçmiş değil. Fatih Camii'ne de restorasyon sonrası yeni halı serilmişti. Ama kalıcı olmadı. Eski halıları, Sultan Abdülhamid'in hediyesiydi. Tamir ettirildi ve yenileri kaldırılarak eskileri geri serildi.
Böylece, yenilenmiş görüntüsüne rağmen caminin tarihi dokusu, havası ve uyandırdığı duygu korunmuş oldu.
Bizde geleneksel cami halıları, kırmızı ağırlıklıdır.
Büyük Çamlıca gibi yeni yapılan camilere turkuaz halı yakışabilir. Renk bütünlüğü baştan gözetildiği, ona uygun tasarlandığı için.
Fakat, çinileri ve tavan süslemeleri yüzünden adına Mavi Cami dendiği halde, Sultanahmet'e bile turkuaz halı döşenmiyor.
Sanatçı dostum Ahmet Güneştekin de Ayasofya için turkuaz seçimini doğru bulmayanlardan. Tarihi kimliğiyle de estetiğiyle de bağdaştırmadı.
Yurt dışında bir-iki büyük cami projesine sanat danışmanlığı yapıyor. Güneştekin'in cami estetiğiyle ilgili zevk ve beğenisine güvenirim.
O da aceleye getirildiği kanaatinde. Dileği, turkuaz halının geçici olması.
Yani geç değil, hala değiştirilebilir.
Mimar ve sanat tarihçisi gibi uzmanlardan bir heyet oluşturulmasını öneriyor. Düzeltmeleri için.
"Müslüman Türk rengi" bulunacak diye, öyle uzaklarda aramaya da gerek yok. Türkiye'de sadece halının, hem de cami halısının sergilendiği tek müze, Sultanahmet Camii avlusunda.
Halı Müzesi, 448 parçalık eşsiz bir koleksiyona sahip. Hepsinin tarihi ve sanatsal değeri paha biçilmez. Tarih boyunca camilere bağışlanmış seçkin halılar bunlar.
Beylikler ve Osmanlı devrinden Uşak, Kula, Bergama, Konya halıları. İslam dünyasından Kazak, Kafkas, İran halıları. Özgün desenleri, bize mahsus motifleriyle...
Tanıtım için müzenin sitesine konan fotoğraflarda, hakim rengin kırmızı olduğunu da görürsünüz.
Seç, beğen, ser. 'Uysun uymasın turkuaz' zorlamasındansa, Ayasofya'ya böyle nadide halılar yakışmaz mı!