Karantinası, maskesi, aşısıyla korona salgını; büyük bir tiyatroymuş. Aşı karşıtları, bunda hemfikir.
Gizli güçler, bizi niye mi kandırıyormuş?
Kimine göre, kendi halindeki insanlara çaktırmadan takip çipi takmak için.
Kimine göre, yoksul halkları kısırlaştırıp çoğalmalarını ve Batı'ya yük olmalarını engellemek için.
Kimine göre ise dünya nüfusunu kimse fark etmeden azaltmak, üçte bire düşürerek zengin Batı'yı rahat ettirmek için.
Ama en çok aşılananlar, yoksul toplumlar olmadı; zengin Batı toplumları oldu.
Kimi Batılı komploculara göre, asıl hedef kendileri zaten.
Batı, bundan mı aşıyı önce kendilerine vurdu?
Yok, onlarınki yalandanmış. Fakirleri ikna etmek için.
Fakirlerin kökünü kazımaya çalışmakla suçlananların en ünlüsü, Bill Gates. Çünkü fakirler de aşı olabilsin diye milyar dolarlar bağışlıyor.
Peki dünya nüfusu, üçte bire düştü mü? Fakirler kısırlaştırıldı, soyları kurutuldu mu? Ümraniye'deki emmioğluna çipi takıldı da artık aldığı her nefesten ABD haberdar mı?
Öyle ya; virüs ve aşı, korkunç paralar harcanan bir küresel operasyonduysa sonuç ne oldu?
Yanlış bilmiyorsam üç kollu, beş kulaklı ucubeler doğmadı.
Görev başarılsa aşı karşıtları, şimdi öbür dünyadan konuşuyor olurdu.
Fakat hayır, sesleri yine yükseliyor, haklı çıktıklarını bile söylüyorlar.
Ulbrich, aşı karşıtlığıyla meşhur bir Alman avukat. Bizdeki Abdurrahman Dilipak veya Fatih Erbakan gibi.
"Bill Gates, Alman nüfusunu 27 milyona düşürmek için aşıları biyolojik silah olarak kullanıyor" iddiasındaydı. Hatta AİDS bulaştırıyormuş.
Demek hem virüs hem aşı saldırısı başarısız olmuş ki Almanya'nın nüfusu eksilmedi, Ulbrich dahi yerinde duruyor.
Ama rahat durmuyor; Ulbrich'in hukuk firması, 250 müvekkil adına Biontech'e dava açtı. Aşıların yan etkilerinden dolayı tazminat istiyorlar.
Başka bir hukuk firmasında da 100 şikayet varmış.
Almanya'daki aşı davalarının hepsi buymuş, 350 dosya. Öne çıkan yan etki şikayeti de öyle kalp krizi filan değil.
Oysa Almanya'da 64 milyon, dünyadaysa yaklaşık 1 buçuk milyar insan aşılandı.
Yine de 350 dava sanki sonuçlanmış, aşıların yan etkisi de kanıtlanmış, kalp krizinden öldürüyormuş gibi esip gürlemelerden geçilmiyor.
Aşı paranoyası, bu haberle tekrar hortladı. "Biz demiştik, bak gördünüz mü" tafraları satanlara, mutlaka rastlıyorsunuzdur. Aşıya düşmanlık, palazlanıyor.
Enfeksiyon uzmanlarına kulak verirseniz; Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bilimsel rakamlarla yalanladı.
Araştırılmış; kalp hastalıkları, aşısızlarda yüzde 44 kat daha fazla. Ölüm vakaları da aşısızlar arasında 10 kat daha çokmuş.
Prof. Ceyhan, "yalan söylüyorlar" diyor. Ama gel de aşı karşıtlarına anlat; nal diyor, mıh demiyorlar.
Twitter'da Dilipak, "daha önce aşıyı savunan ve şimdi kirli oyunun farkına varan doktorlar" arıyordu. "Bir cinayetin suç ortağı olup, itirafçı olarak kendi vicdanında beraat etmek isteyen sağlıkçılar, hakim ve savcılar"ı göreve çağırıyordu.
Şakası yok, komplo teorilerine inandırılanların sağlığıyla oynanıyor. Bilerek ya da bilmeyerek. Daha kirli oyun ne olabilir?
Umarım, tehlike bunla kalır da dolduruşa gelenlerden yerli bir seri bombacı çıkmaz.
NOT: 'Seri bombacı', "Unabomber" lâkaplı ABD'li Ted Kaczynski'ye göndermedir. 'İnsanlığa felaket getirdi' diye teknolojiye düşmandı.
Aklını kaçırmış ya da komplolarla bozmuş bir Harvard'lı dâhiden söz ediyoruz.
1996'da yakalanana dek 18 yıl ormandaki kulübesinde saklandı, teknolojinin kötülüğünü göstermek için gönderdiği bombalarla 3 kişiyi katletti, onlarcasını yaraladı...
Yıllarca terör estirdi, topluma korku saldı. Ve 6 gün önce 81 yaşında, cezaevinde öldü.
Komplolar tekin değildir, ateşle oynamak gibi.