Dışişleri, ABD’nin yaptırım kararlarına misliyle karşılık verileceğini açıkladı, kesmedi Avrasyacıları.
AK Parti ile MHP, CHP ve İYİ Parti’nin Meclis grupları, ortak bir deklarasyonla misilleme haktır dedi, yetmedi anti-Amerikancılara.
NATO’dan da çıkalım, İncirlik’i de kapatalım, Trump Towers’a da el koyalım diyorlar, veriyorlar mehteri.
Fakat suret-i haktan göründüklerine bakmayın...
Rusçuluk satmalarına, taktıkları Avrasyacılık maskesine aldanmayın...
Rusçu, Avrasyacı kılığındaki bu çığırtkanların aslında ne istediği belli. Krizin aşılmasını istemiyorlar.
Türkiye, yakalamışken ABD’nin burnunu sürtmeden bırakmasın, sıkı bir ders versin, süper gücü gerekirse ıhtırıp küresel hegemonyasına son versin diye mi? Hadi canım...
Amerikan karşıtlığı ya da Rusçuluk hesabına çalıştıklarına, kendilerince iktidarı tökezletmeye çalışmadıklarına kim inanır!
Yüzlerindeki maske yanıltmasın sizi, gerçek dertleri ne anti-Amerikancılık ne de NATO karşıtlığı.
Olay, Avrasyacılarla Atlantikçiler arasında geçmiyor. Mahalle maçı değil oynanan. Bilmezler mi?
Ama güya Avrasyacılarla Atlantikçi kliklerin kısır iç siyasi çekişmesine çeviriyorlar.
Bakmayın, Rusçular Amerikancılara çalım atıyor havası bastıklarına. Bakmayın, Avrasyacılar Atlantikçikere karşı zafer kazanıyor coşkusu verdiklerine.
Alttan almamanın alternatifi, üstten almak değildir.
Heyecanını saklayamayan maksimalist çığlıklar, el yükseltsin diye Külliye üstünde kamuoyu baskısı kuruyor.
Krizi kontrol altına almakla kontrolden tümüyle çıkarmak arasında Ankara’yı yanlış tercihe zorlamak için değilse niye? Diklenmekle dik durmak arasındaki farkı kaybettirmek, Türkiye’nin hangi çıkarına, milletin hangi menfaatine hizmet edecek?
***
Makulün sesini kısmak, sağduyuyu boğmak bu kavşaktaki en büyük tuzak.
Soğukkanlılıkla yönetilmesi gereken ciddi bir krizle karşı karşıyayız.
Anlık heyecanlarla, duygusal patlamalarla, öfkeye kapılmalarla, fevri çıkışlarla aklımıza ilk eseni yapmak, dolar tokatlamak filan ancak durumu kötüleştirir, maliyeti büyütür.
Rusya’yla uçak krizi deneyiminden çıkarmış olmamız gereken sonuçlar yok mu?
Tehdide pabuç bırakmak, tabii ki bir seçenek değil. Bağımsız ve egemen bir devlet için, aynı cinsten mukabele kaçınılmaz.
Ama olası sıralı adımların en sonuncusunu en başa almak, şimdiden telaffuz etmek, tehdidi fazlasıyla iade gibi öneriler, misliyle mukabeleye girmez. Tam bağımsızlıkçı ulusalcılıkla da açıklanamaz. Ona, maksimalist davranarak krizi tırmandırmak derler.
Dış politika krizini, yine iç siyasette fırsata çevirmek isteyenlerin tahriklerine dikkat.
Duvara toslatma hesabı yapanların, iktidarı yıpratmak için ülkeyi zarara sokmayı göze alanların provokasyonlarına gelinmesin.
ABD’ye ödün vermemek adına iktidara destek çıkıp arkasında durmakla krizi çığırından çıkarttırmak apayrı şeyler.