Ekonomimizi dış güçlerin bozduğuna inanan arkadaşlar; Bakan Nebati neler söylüyor, duyuyor musunuz!
Açın kulağınızı da dinleyin, dün ihracatçılara şu lafları etti:
“Döviz kurundan boşuna şikayet etmesinler. Optimal noktanın çok uzağında değil. Dövizdeki artış, benim enflasyon planımı bozar...”
Döviz kurundan şikayet eden kimdi: Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Gültepe.
Niye şikayet ediyordu peki: Dolar düşük kaldı, olması gereken yerin altında, bu da rekabetçi değil, ihracatçı kaybediyor, enflasyon kadar artması için serbest bırakılması lazım diye.
Ne çıkıyor: TL’nin daha düşeceği, dolarla enflasyonun da daha çıkacağı bir yer olduğu ama seçimden dolayı, şimdilik yapay olarak baskılandığı sonucu.
Baskılanamaz noktaya vardığında da yapay fiyatlarla kurlar, bir kez daha patlayacak demektir.
Bakan Nebati, ihracatçının bu değerlendirmesini yalanlıyor gibi mi yukarıda?
Öyle olsa... ‘Hayır, dolar hatta durması gereken yerin çok üstünde, neden bahsediyorsunuz, bu yükseklik yapay, dış güçlerin komplosu, siz kime hizmet ediyorsunuz, düşmana alet olmayın, yoksa ekonomiyi kötü gösteren teröristler misiniz’ diye çıkışırdı.
Halbuki Nebati, yarım ağız doğruluyor ihracatçıları. “Optimal noktanın çok uzağında değil” diyor. Yani reel kurun baskıyla düşük tutulduğunu kabul ediyor.
Durumun ciddiyetini önemsizleştiriyor olabilir ama inkâra kalkışmıyor. Hiç yanıltmıyor da; Allah var, haberin doğrusunu hep ondan alıyoruz.
Dava arkadaşı Özhaseki gibi o da uçup kaçabilirdi. “Almanya’yla ABD’yi geçtik kardeşim” diye esip savursa kim aklına şaşardı?
En fazla; dünyanın, ekonomideki başarılarımızı kıskanarak izlediğini, örnek gösterdiğini filan dillendiriyor. Onun dışında, döviz kurunun sorumluluğunu üstleniyor. 'Biz değil onlar yapıyor' diye dış güçlere atmıyor.
Nebati’ye inanmazsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kulak verin! İlan etti, “Türkiye artık emir alan değil emir veren ülke”.
Hangi dış güç, böyle bir ülkeye yan bakabilir?
O eski Türkiye’deydi, dış güçler o zaman saldırabiliyordu. Millet de başarısızlıkları iktidardan zannedip seçimde değiştiriyordu.
Size kaç kez daha söylemeleri gerekecek? Anlayın şunu artık, anlayın ve bir daha milleti dış güç masallarıyla kandırmaya kalkmayın.
Nebati epistemolojiye dönene kadar ekonomi neye dönecek?
Görülmemiş oranlarla, yüzde 10 faizle dışardan dolar borçlandığımız günlerdeyiz. Hakkını yemeyelim, bunu unutmuyor Nebati. Unutup da sudan ucuz faiz yazan IMF’ye, zamanında ‘paranı da al çek git’ dediğimiz günlerle övünmüyor.
“Dünya, ekonomimizi gıpta ile izliyor” nakaratına o da eşlik ediyor etmesine... Ancak gerisini getirdiği, “Türkiye artık emir alan değil emir veren ülke” aşamasına geçtiği duyulmadı.
Döviz rezervlerini dolu göstermek için ondan 3, bundan 5 milyar dolar borç alan bir Türkiye, borçlandıklarına emir verebilir elbette. Emri, başlarından aşağı yağdırır bile.
Epistemolojiden koparsanız neden olmasın! O boyutta alan el, artık veren elden üstündür. Borç veren ülkeler, genelde emir almayı sever zaten. Kendilerini kırbaçlatmak için borç verdikleri dahi olur.
Bakan Nebati’nin gerçeklerden tam kopamadığı anlaşılıyor.
Dikkat ederseniz; dolarla enflasyondaki patlamanın ekonomik gerçeklerimizle açıklanamayacağını, dış güçlerin saldırısından kaynaklandığını çürüten de oydu. “Enflasyonla büyümeyi seçtik” demişti.
Tercümesi, ‘faizle oynayarak kendimiz yaptık’.
Bocalayışı bugün hâlâ sürüyor. Doları serbest bırakırlarsa enflasyon planlarının bozulacağını itiraf ediyor. ‘Bellerini kırdık, ne enflasyon ne dolar ne de faiz bir daha ayağa kalkamaz’ naraları atmıyor.
Çünkü unutamıyor; dış güçlerle ebedi küslük olmayacağı gibi faizle de olmaz; dolar, sonsuza dek yapay bir seviyede tutulamaz.
İktidar, dış politikada meğer yanlış yaptığını 10 yıl sonra anladı. Gülüm keten helva yandıktan sonra, şimdi düzeltmeye uğraşıyor.
Ekonomide de meğer yanlış yaptığını fark edip sebebi yani faizle kendisini düzeltmeye dönecektir. O güne dek sonucu, yani patlayan dolarla fiyatları düzeltmeye uğraşıyor gibi yapacak.
Başarıları karşılıksız kalmayıp iktidar yine kazanırsa, seçimden sonra geliyor gelmekte olan epistemolojiye dönüş.
Aziz milletin payına ise halının altına süpürülerek biriktirilmiş sorunlarla dağ gibi yığılmış acı reçeteler düşecek.