Halk kültüründe “Sırat köprüsü” için “kıldan ince kılıçtan keskin” tanımlaması yapılır. Yani kolay geçilemeyecek bir köprü. Orası geçilebilirse Cennete varılacaktır. Ama orayı aşırı yükü olmayanlar geçebilecektir. Aşırı yük, dünyada işlenen “günahlar”dan oluşur. Ebediyet aleminde sırat köprüsünü kolay geçmek isteyenler, dünyada iken fazla “günah yükü” sırtlanmayacaklardır.
Mehmet Şimşek ekonomiyi sırtlandı ve memleketi sırat köprüsünden geçirecek. Bugüne kadar epeyce yük oluşturdu ekonomi yönetimleri. Enflasyon neresinden bakılırsa bakılsın ekonomide işlenen günahların ürünü, herkesi yakıyor.
Enflasyonu aşmak… Belki cennetin ışıklarını gösterecek ilk işaretler… Nasıl aşacaksın?
Sırat köprüsü şu:
-Faiz artıracaksın ama Cumhurbaşkanı’nın faiz hassasiyeti var. Hadi Cumhurbaşkanı bazı şeylere göz yumacak ama, yüzde kaç artırmaya göz yumacak? Şimşek, bir gözü hep Cumhurbaşkanı’nın hassasiyetine bakarak mı ilerleyecek?
-Bir “Acı reçete” gerekiyor ama, az ilerde 2024 yerel seçimleri var ve Cumhurbaşkanı, 2023 seçimlerini, yerel seçimler zaferi ile taçlandırmak istiyor. Hele İstanbul, hele Ankara…. Oralar yeniden kazanılmazsa, hiçbir zafer tatmin edici olmaz. “Acı reçete” ile seçim kazanmak akıl kârı mı? 14 Mayıs – 28 Mayıs’ta kasanın ağzı açılarak kazanılmış bir seçim dururken, “Acı reçete” demek, mahalli seçimleri vurmak demek, Şimşek sırat köprüsünde adım atarken tabii ki bunu dikkate alacak.
-Asgari ücret talepleri… Sırat köprüsünde yürürken en büyük tehlike… Talepleri karşılasan bir tehlike, karşılamasan bir tehlike… Vatandaş bunalmış, asgari ücretle bir nefes almayı um ut ediyor. İşçinin talebini karşılasan işveren S.O.S veriyor, orada bir kayıt – dışı istihdam heyulası var, gittikçe büyüyen ucuz göçmen işçi yükü… Vermesen 2024 seçimleri var.
-Ah nereden çıktı bu 2024 seçimleri…
-Asgari ücreti yükseltirsen –ki en azından kırpılmış enflasyon oranlarına göre yükseltmek zorundasın- “komşu ücretler”i ne yapacaksın? Ekonomi o hale gelmiş ki, her yer “komşu ücret” olmuş. Profesör olsan ne yazar! Asgari ücret sana yetişti yetişecek! Profesörmüş, üniversitene yakın ev kirala da boyunun ölçüsünü göreyim senin. Yoo kardeşim, öyle üç – beş diploma ile bizi kandıramazsın. Profesörsün sen profesör kal. Beşiktaş’taki okuluna Kartal’dan gel de göreyim… Öğretmen – möğretmen, polis – molis, doktor – moktor…. Evini merkeze en uzak yerde tutacaksın ve birkaç vasıta değiştirerek işyerine gideceksin. Büyük şehrin raconu bu.
-Mehmet Şimşek, bu insanların da sesini duyarsa, sırat köprüsü daha da zorlayacak.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 – 28 Mayıs vartasını atlatmak için “En düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı”nı söylemişti. İktidardaydı, ekonomin bilgileri elindeydi, hazineyi biliyordu, boşuna konuşacak, olmayanı vadedecek değildi ya… Temmuz’u işaret etmişti. İşte Temmuz kapıyı çalıyor. Şunun şurasında 10 gün kaldı kalmadı. “En düşük” memur maaşı…. Bunu bekleyen milyonlarca insan vardır. Asgari ücreti bekleyen milyonlarca insan olduğu gibi. Ama bir de “komşu ücretler” var, hani az önce söylediğimiz. “En düşük” memur maaşı 22 bin olursa, yani aşağı yukarı en düşüğe yüzde 100 zam yapılırsa, en düşüğün biraz üstüne, biraz daha üstüne, biraz biraz daha üsteni ne yapılacak? Profesör maaşı, en düşüğe biraz daha yaklaşmış mı olacak? Mehmet Şimşek’in sırat köprüsü…
-Ekonomide “Mehmet Şimşek hamlesi”, malum, dışardan para çekmek için yapıldı. Yoksa Mehmet Şimşek’i biliyordu büyüklerimiz, göndermişlerdi daha önce, şimdi biraz “U” dönüşü görüntüsünü göze alarak yeniden çağrılması, dış kaynağa derin ihtiyaçtan ve o işi Mehmet Şimşek ismiyle başarma umudu olduğundan dolayıdır. “Dışardaki” finans dünyası, “Şimşek güveni” ile Türkiye’ye gelecek ve müzmin döviz açlığımızı giderecek.
-Burada da iki şey kritik. Bir, ekonomide “Rasyonalite”, iki Hukuk reformu. Dedi ya Mehmet Şimşek, kamuoyu önüne ilk çıkışında. “Rasyonalite”nin içine her ne giriyorsa, ona bakılacağını biliyor sayın Şimşek..
-Bir de hukuk meselesi var. Bazen AİHM’i falan takmadığımız oluyor, canımızı sıkan birileri olursa… O zaman da dışardakiler, “Siz AİHM’in bağlayıcılığını anayasanıza yazmışsınız, ama birilerine kızdığınız zaman AİHM’i falan gözünüz görmüyor, bu olmaz” deyiveriyorlar. Sonra da Kavala’yı, Demirtaş’ı önünüze koyuyorlar. O para babaları bazen para için onu – bunu görmez hale gelebilirler, ama, ya hukuk bizim için de çarpıtırılsa… Anayasa Mahkemesi kararlarını dinlemeyen yerel mahkemelerden nasıl karar çıkacağından nasıl emin olabiliriz? Vs.
-Mehmet Bey, hukuk konusundaki sıkıntıyı nasıl giderecek?
-İçerden dışardan herkes bir şey bekliyor ondan. Onu oraya getiren iradenin de beklediği bir şey var muhakkak. Bu yükle Sırat Köprüsü’nü geçmek… Allah yardımcısı olsun.