Önce şöyle bir cümle kurayım:
-Amerikalıların akıldan hiç nasibi kalmasa Erdoğan vasfında bir siyasi liderin dayatma niteliği apaçık bir tavırla karar değiştirmeyeceğini bilir.
S-400 konusunda Amerikalılarla yaşanan gerilimin geldiği noktada “Kim neyi oynuyor?” üzerine yazmak istiyorum.
İkinci cümle şu olsun:
-Peki Amerikan yönetiminde akıldan nasipli kimse kalmadı mı? Yoksa başka bir şeyi mi oynuyorlar?
S-400 Rusya’dan alınacak. Amerika, tam da S-400’ler Rusya’dan alınacağı için kıyameti koparıyor. Ama Amerikalıların kıyameti koparırken sergilediği “bilek bükme operasyonu” Türkler’in ve onun içinden çıkan Erdoğan liderliğinin damarına basma niteliğinde.
Amerika iki şeyi hesap etmiş olabilir:
Bir: Biz bu bilek bükme ile Türkiye’ye (Tayyip Erdoğan’a) boyun eğdiririz.
İki: Ya boyun eğerler ya da istiyorlarsa Rusya’nın yanına gitsinler.
“Türkiye’ye S-400 olayında boyun eğdirme”nin, bundan sonra her işte boyun eğdirebilme imkanını vereceği, tam da bu sebeple Türkiye’nin böyle bir şeye asla razı olmayacağı açıktır.
O zaman?
O zaman ikinci ihtimale mi oynuyor Amerika?
Yani Türkiye’yi “müttefik” olarak gözden çıkardı, “İsterse başka ittifaklar içine girsin” noktasına mı geldi?
Amerika’nın kurgular gözüktüğü her iki ihtimal de Türkiye üzerine bir gelecek öngörüsü (projeksiyon) ile ilgili.
Türkiye boyun eğmez, bu kesin.
Boyun eğmez ve bunun da kendine göre matematiği vardır. Bunu Genelkurmay İstihbarat dairesi eski Başkanı em. Korg. İsmail Hakkı Pekin’in Milliyet’ten Tunca Bengin’e yaptığı değerlendirmeden okuyabiliriz:
“Müttefik olarak beraber yürüttüğümüz, Afganistan başta olmak üzere bir sürü operasyon var. Oralarda ve Türkiye’deki üsleri kullanma konusunda ABD’ye birtakım kısıtlamalar getirebilir. NATO’daki pozisyonuyla birtakım kararları veto edebilir. Ege’de, Doğu Akdeniz’de, Fırat’ın doğusu, Menbiç konusunda daha agresif davranabilir. Buna kimse, ABD gelip mani olamaz. İran’a olası müdahalede kapışma alanı olmaktan korkan Irak’la Türkiye birlikte hareket edebilir. İran’ın ablukaya alınması ya da İran’ın tehdit edilmesi konusunda tamamen karşı politikalar uygular, uygulamaya çalışıyor da zaten. Gerekirse F-35 anlaşması konusunda tahkime gidip orada ben şimdiye kadar ortak olarak şu kadar para verdim, benim uçaklarımı teslim etmiyor, deyip parasını geri isteyebilir. ‘Malatya Kürecik ‘teki radarı kaldırın buradan’ diyebilir, oradaki işlevini durdurtabilir.
Türkiye-Çin yakınlaşması var….ABD, Rusya’yı, Çin’i, Ortadoğu’da İran’ı tehdit ederken Türkiye gibi bir ülkeyi kaybetmek istemez. Yaptığı planda Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’yi karşısına alarak bu işi yapamaz.
“En az bizim kadar zarar görür emin olun….Evet biraz zorluk çekeriz ama iyi planlamayla hem ekonomik hem de askeri ve diğer anlamlarda Türkiye yalnız kalmaz.. Türkiye’nin elinde ABD’yi zarara uğratacak, dolayısıyla da bir daha düşündürecek imkânlar var.”
Sayın Pekin’in dediği gibi “Amerika bir kere daha düşünecek” mi, yoksa kendi stratejik hesaplarını da göz ardı ederek bilek bükme tavrına devam mı edecek?
Herkes dünyada, özellikle bölgemizde derin bir karmaşa olduğundan emin. Türkiye’nin en zirveden konuştuğu “Beka sorunu”, olan bitenin bizimle de ilgili olduğunu (hatta kimilerine bakılırsa sadece bizimle ilgili olduğunu) düşündüğümüzü gösteriyor.
D. Mehmet Doğan, dün Karar’daki “S-400” değerlendirmesinde şöyle bir cümle kurdu:
“Türkiye için mesele kilit bir önem kazanıyor. Bir asır önce müttefikler Osmanlı devletini Almanya’ya ittiler. Sonra anlaşıldı ki, Osmanlı devletini parçalama planı üzerinde ittifak etmişler.”
Diyor ki Doğan, “O zaman İngilizler bedeli ödenmiş savaş gemilerini vermediler…. Şimdi Amerikalıların bedeli ödenmiş uçakları rehin tuttuğu gibi…”
Sonra Birinci Dünya Savaşı… Sonra sonra…
Ne diyeyim… Amerika aptallık ediyor, alçaklık ediyor, her şeyi yapıyor. AB çok daha iyi oynamıyor. (7’lerin Doğu Akdeniz kararı) Kimi İslam ülkelerinin beynini çaldılar. İdlip’te de kendisi ile en yakın oynadığımız yerde Rusya ile rahat değiliz.
Oyunun sonunu görerek oynamak, devlet yönetimindeki basiretin kalitesini gösterir.
Dileyelim Amerika aptallığı ile kalsın, sonunda pişmanlıkları oynasın, biz Türkiye’nin zaferini konuşalım.