Yargıtay Lokalinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cirit, istinaf mahkemelerinde 5 yıla kadar hapis cezalarının temyiz edilmemesiyle ilgili sorular üzerine, istinaf mahkemeleri kurulurken bu sürenin 2-3 yıl olması yönünde görüş bildirdiklerini hatırlattı.
İstinaftaki bir kısım dosyanın istinafta kesinleşip, aynı dosyaların bir kısmının Yargıtaya taşınabiliyor olmasıyla ilgili konuların kamuoyunda tartışıldığını belirten Cirit, "Bizim düşüncemiz, yasal çözüm getirilmesi gerekir. Adem Sözüer 'bir içtihat yapılabilir' diyor. Ama biz yasaların uygulayıcısıyız. Kanun koyucunun asıl meramı, 5 yıla kadar hapis cezalarının istinafta kesinleşmesidir. Bununla ilgili yasal düzenleme yapıldığı takdirde, 'aynı dosyanın bir kısmının istinafta kesinleşmesi, bir kısmının temyize gelmesi durumunda temyiz bakar' şeklinde madde getirirlerse onlara bakılabilir." ifadesini kullandı.
YARGIDAKİ FETÖ TAHRİBATINI ÇANAKKALE SAVAŞINA BENZETTİ
Başkan Cirit, "Yargıda FETÖ'nün etkisi bitti mi?" sorusu üzerine "Keşke öyle bir şey diyebilseydik." dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün yargıda önemli tahribata yol açtığını, 2013'te görev alan hakim savcıların 4 bin 500'ünün terör örgütü üyeliğinden yargılandığını hatırlatan Cirit, "FETÖ, bütün kutsallarımıza, değer yargılarımıza saldırdı. Çanakkale Savaşında 6 yıl ilmiye, mülkiye, tıbbiye sınıfı mezun veremediler. Böylesine bir yıkım içindeydik. Çanakkale Savaşına eşdeğer bir yıkım gibi oldu bu. Şu anda 141 Yargıtay üyesi, 4 bin 500 hakim savcının terör örgütü üyeliğinden yargılanıyor olması bile başına büyük bir sıkıntıdır. FETÖ davaları büyük hızla devam etmektedir." diye konuştu.
CEZA GENEL KURULUNUN BYLOCK KRİTERLERİ
Toplantıda, Yargıtay Başkanvekili ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Abdulhalik Yıldız da sorular üzerine, FETÖ yargılamalarında ele aldıkları ByLock deliliyle ilgili kriterler hakkında bilgi verdi.
ByLock'un teknik bir konu olduğunu, bunu anlamaya ve hukukileştirmeye çalıştıklarını anlatan Yıldız, sadece bu örgüte mensup kişilerin bu haberleşme ağını kullandıklarının tespit edilmesi üzerine bunu delil olarak kabul ettiklerini söyledi.
Fakat bu teknolojinin daha detaylandırılmasıyla ortaya çıkan "Mor Beyin" yazılımı konusunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ilk kararı verildiği sırada ortaya çıkmadığını aktaran Yıldız, şunları kaydetti:
"Biz daha sonra verdiğimiz kararımızda yeni gelişen durumu açıkladık, izah ettik. Kullanılan telefonlarda ByLock ile bağlantı yapmak istemesek bile bu arama ByLock'un kapısını çalma gibi yönlendirmeyle ByLock'a giriş yapıyordu. 'Mor Beyin'den sonra bunlar daha detaylandırıldı. Biz de her ByLock kaydının delil olamayacağını, ancak user ID numarası almış olanların bu sistem içerisine girdiklerini tespit etmiş olduk. Bu sadece belki üyelik için yeterli bir durumdur. Yani user ID numarasını alması üye olduğunu gösterebilir. Bunda da bir kesinlik yok. Mesela telefonunu bir başkası kullanmışsa, telefon geçici olarak başkasında kalmışsa bunların da araştırılması gerekiyor. Ayrıca yöneticilik veya daha etkin pozisyonu belirlemek için de içeriğinin belirlenmesi gerekiyor. Biz bunu bir teknik olarak bu şekilde değerlendiriyoruz. Değerlendirmelerimiz sürekli değişiyor. Elimizde uygulayacağımız açık seçik net bir rapor yok. Bilgi topluyoruz, kullanıyoruz. Sürekli değişebilir, gelişebilir. Bundan sonraki dosyalarda farklı tutum ve davranış almamız mümkün olabilir. Yani her dosyaya göre delil değerlendirmesi oluyor."
ByLock'un kesinlikle bir delil olduğunu, ancak telefonda ByLock izi, bulaşığı olan herkesin bir örgüt mensubu gibi ByLock kullanıcısı olduğu anlamına gelmeyeceğini kaydeden Yıldız, "Biz bunu ayırmak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Başkanvekili Yıldız, her dosyanın kendine özgü durumu bulunduğunu, çok farklı durumların ortaya çıkabildiğini ve her dosyadaki delilleri kendi ağırlığıyla değerlendirdiklerini kaydetti.
Başkan Cirit de yargılamaların devam ettiğini hatırlatarak, "Biz sonuç olarak bunları adil yargılamayla yargılamak zorundayız." dedi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararıyla ByLock'un doğrudan doğruya delil sayıldığını, ancak 'Mor Beyin' meselesinin ortaya çıkmasının ardından içeriklere bakılmaya başlandığını anlatan Cirit, "Diğer delillerle birlikte ByLock da en önemli delillerimizden bir tanesi ama içerikle birlikte araştırıyoruz." diye konuştu.
DÜNYA EKONOMİK FORUMU'NUN YARGI BAĞIMSIZLIĞI RAPORU
Cirit, Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı raporda, yargı bağımsızlığında Türkiye'nin 111. sırada gösterildiğini hatırlattı.
Raporun girişinde, "Raporun, Dünya Ekonomik Forumu çalışanlarını bağlamayacağı, bilgilerin derleme olduğu, bilgilerin doğruluğunun garanti edilmediği" ifadelerinin yer aldığına işaret eden Cirit, raporun yargı bağımsızlığına ilişkin kısmının yönetici anketlerine göre düzenlendiğini, anketlere şirket yöneticilerinin katıldığını bildirdi.
Cirit, rapordaki tespitlerin geçerlilik ve güvenirliliği konusunda ciddi soru işaretlerinin bulunduğunu vurguladı.
Dünya Ekonomik Forumunun garanti etmediği, sorumluluk kabul etmediği, oldukça sınırlı bir gruba uygulanan ankete dayalı bilgi hakkında yorum yapmalarının mümkün olmadığını söyleyen Cirit, söz konusu raporun tutarlı olmadığını dile getirdi.
Cirit, rapordaki tespitlerin geçerlilik ve güvenirliliği konusunda ciddi soru işaretlerinin bulunduğunu vurguladı.
ANKARA/AA