Nefesler tutuldu, Türkiye 1 Kasım seçimlerine kilitlendi. Herkesin gözü, seçimlerden tek başına iktidar çıkıp çıkmayacağında. Varyans Araştırma Genel Müdürü Recep Sazkaya, yapılan anketler doğrultusunda muhtemel seçim sonuçlarını değerlendirdi. "AK Parti tabanı için en önemli şey siyasi, sosyal ve ekonomik istikrardır" diyen Sazkaya, bu istikrar arayışının, 7 Haziran'da sandığa gitmeyen veya MHP'ye kayan AKP seçmeninin bir bölümünde AKP'ye geri dönüşe neden olabileceğini belirtti. Sazkaya’nın karar.com’a yaptığı açıklamalardan en dikkat çeken kısımlar şöyle…
Seçmen eğilimlerinde büyük değişimler yok
7 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin çoğunluğu sağlayamayacağı belli değildi. Çoğu kesim tek başına iktidarı yakalayacağını düşünüyordu. Hatta siyasi partiler de böyle düşünüyordu ki koalisyona yönelik hazırlıkları yoktu. Dolayısıyla koalisyon kurmaya uygun bir zemin bulunamadı. 1 Kasım’a giderken, istikrarlı bir hükümetin olması ihtiyacı belirgin bir şekilde dile getiriliyor. Fakat seçmen eğilimlerinde çok büyük değişimler de beklelememek gerek.
AK Parti tabanı koalisyon istemiyor ama keskin bir itirazı da yok. Bununla birlikte yine tek başına iktidar olamama durumunda tekrar seçimlere gidilmesini de onaylamıyor.
Sandığa gitmeyen AK Partililer bu sefer oy kullanacak
Bu seçimlerde, daha önce AK Parti nasılsa iktidarı sağlar diyerek sandığa gitmeyen bir kısım AK Parti seçmeni sandığa gidecek gibi görünüyor. Bu da 1-2 puanlık bir artış demek. Ayrıca MHP’ye kaptırdığı oylar da geri dönecek gibi. Bu da artı 1 puanlık bir artışa denk geliyor.
CHP'de oy artışı, MHP'de kayıp olacak, HDP oyunu koruyacak
CHP tabanının bir bölümünde var olan Erdoğan karşıtlığı, bir kısmının HDP’ye oy vermesine neden olmuştu. AK Parti’nin iktidar olamamasının tek yolu olarak HDP’nin barajı geçmesi görülüyordu çünkü. Yaşanan terör olaylarından dolayı, 1 Kasım’da bu oylar CHP’ye geri dönecek. CHP’de de bir miktar oy artışı olacak. HDP’de de yarım puanlık bir düşüş ya da yükseliş olabilir. Ama anketler oyunu koruyacağını gösteriyor. MHP’de ise 1-2 puanlık düşüş söz konusu.
7 Haziran seçimlerinin ana teması, HDP’nin barajı geçip geçmeyeceğiydi. Ancak 1 Kasım’ın teması, AK Parti’nin iktidarı sağlayıp sağlayamayacağı olacak.
Varyans Araştırma Genel Müdürü Recep Sazkaya
AK Partili hizmete, HDP'li barışa oy veriyor
Partilerin seçmen kitlelerine baktığımızda, her birinde oy eğilimlerini farklı sebepler belirliyor. Araştırmalara göre, AK Parti seçmeninin dörtte biri istikrar, dörtte biri başarı ve performans, yüzde 15’i hizmet, yüzde 10’u alternatifsizlik, yüzde 6’sı da aidiyet duygusundan dolayı AK Parti’ye oy verdiğini söylüyor. Tek cümle olarak, AK Parti seçmeni hizmete oy veriyor.
CHP seçmeninin ise yüzde 20’si Atatürkçü bir parti olduğu için CHP’ye oy verdiğini söylüyor. Yüzde 20’si siyasi tutumundan, yüzde 9’u demokratik gelişimi sağlayacağına inandığından, yüzde 8’i aidiyet duygusundan, yüzde 4’ü de kendi görüşlerine yakın bulduğu için CHP’ye oy veriyor.
MHP’li seçmenin yüzde 20’si vatanseverlik, yüzde 20’si siyasi görüşlerine uyduğu için oy verdiğini söylüyor. HDP’ye oy verenlerin yüzde 30’u ise barış ve huzur için, yüzde 15’i siyasi görüşlerine uyduğu için, yüzde 9’u halka yakın olduğu için, yüzde 5’i de umut vaat ettiği için HDP’ye oy verdiğini belirtiyor.
İdeoloji ile iktidar olmak zor
Anketlerin genel değerlendirmesini yapacak olursak, geniş kesimlerden oy alabilmek için hizmet üretmek şart görünüyor. Tüm partiler, artık ideoloji ile iktidar olunamayacağını görmeli. Yeni bir Türkiye, yeni bir sosyoloji, yeni bir gençlik oluşuyor. Talepler ve seçimler farklılaşıyor. Bütün partiler, dünün söylemiyle geleceği kurmanın zor olduğunu anlamalı.
Seçmenin koalisyon düşüncesine genel yaklaşımı ise negatif. Türkiye’de daha önce yaşanan başarısız ve hatta ekonomik krizlerle sonuçlanan koalisyon tecrübeleri, koalisyon korkusunun en önemli sebebi.
Ankara Katliamı seçmen eğilimlerini etkilemedi
Ankara Katliamı’nın seçmen eğilimlerine herhangi bir etkisi görünmüyor. Seçmen bu katliamın, ülkeyi bölmek, istikrarı bozmak, kaos yaratmak ve siyasi bir düzen kurgulamak için üretildiğini biliyor. Bu nedenle siyasi tercihlerinde bu ve benzeri olayları göz önünde bulundurmuyor. Seçmen bu anlamda siyasi partilerin daha ilerisinde bir öngörüye sahip.