ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL
İlk kez 2004 yılında sinemaseverlerin karşısına çıkan ‘Testere’ (Saw) filmi, zekice düşünülmüş senaryosuyla akıllarda yer edindi. Olay örgüsüyle izleyiciyi hâlden hâle sokan, finaliyle de şoke eden film yapımcısının yüzünü güldürmüş olacak ki aradan bir sene geçince ikincisi geldi. Sonra 3, 4, 5,... Bu hafta sinemaseverlerin karşısına çıkan ‘Testere: Jigsaw Efsanesi’ ise 7 yıl aradan sonra çekilen serinin 8’incisi. Muhtemelen 9 ile 10’uncusu da gelecek... Bunun nedeni tamamen ticari. Yani rakamlar ve filmin genel yapısı böyle söylüyor. Öncelikle yeni filmin mesajından arındığını söylemek mümkün. Dördüncü yapıma kadar devam eden “Doğru yol acıdan geçer” mesajından özellikle bu filmde tamamen kopuluyor. Peki neydi bu mesajın alametifarikası?
Serinin tüm yapımlarında kanser hastası büyük deha John Kramer isimli şahısın, ölmek üzere olduğunu anlayınca tabiri caizse kafayı yemesi, insanlara hayatının değerini öğretmeye çalışması anlatılıyor. Ancak Kramer bunu öyle sevgi-dostluk-kardeşlik bağlamında veya kutsal formüllerle değil, fiziksel acıyı yaşam-ölüm karşıtlığında gidip gelen oyunlarla sunarak yapıyor. Örnek 1: Eşini aldatan, insanları da mutsuz eden bir doktoru yakalayor, it ürümez kervan geçmez bir depoda bacağını çelik bir boruya kelepçeliyor. Yanına da testere koyuyor, “Kurtulmak istiyorsan bacağını kes!” diyor. Örnek 2: Kramer, masumları haksız yere içeri tıkan bir polisin kafasına, zaman ayarlı kurt kapanı düzeneği yerleştiriyor, ardından şöyle söylüyor: “Yaşamak istiyorsan kendi karnını yar, sen uyurken karnına koyduğum anahtarı çıkar ve kapanın kilidini 1 dakika dolmadan aç, kurtul.” İşkence çeşitleriyle kurbanlar çoğaltılabilir. Acıların her biri binbir türlü... Kurtulanlar artık hayata daha pozitif gözlerle bakıyor. ‘Testere: Jigsaw Efsanesi’ bu mesajı nasıl kullanıyor?
Filmde sadist katil Kramer’ın ölümünden yedi sene sonra şehirde yeniden cinayetler işleniyor. Bunun üzerine dedektifler katilin peşine düşüyor. Ancak o da nesi? Yine olaylar adeta arapsaçına dönüyor: Bir grup insan boğazlarından zincirli halde gözlerini bir depoda açınca ölümler ardı arkasına yaşanıyor. Ancak dikkatli izleyiciler daha ilk dakikalarda katilin kimliğini bulacaktır. ‘Jigsaw Efsanesi’ bu nedenle sürprizlerden uzak. Haliyle ortaya kurbanların hunharca katlediliği ve finalinde de mesajından arınan bir yapım çıkıyor. Ayrıca işkencelerin de öyle -finaldeki cinayet hariç- akılda kalıcı olduğunu söylemek mümkün değil! Nerede ikinci filmdeki işkenceli ölümler nerede sekizinci yapımdaki cinayetler. Arada uçurum var. Sadece serinin hayranıysanız ‘Jigsaw’ sizi rahatlatabilir. Lakin başka beklentiler içine girmek pek de akıllıca değil!
DAHA ÖNCE ÇEKSEYDİNİZ İNANIRDIK
Jigsaw Efsanesi’ genel olarak seriye yeni bir giriş yapmaya çalışıyor fakat sadece çaba gösteriyor. Birçok sahne zorlama çekilmiş. İşkence yöntemleri mantık hataları üzerine kurulu: Biri size “Kanına zehir enjekte ettim, yaşamak istiyorsan dediklerimi yap” derse, “Sen hayırdır?” dedikten sonra onun dediklerini yapmaz hastaneye gidersiniz. Yani bu senaryo 10-15 sene kadar önce olsa elbette inanırdık ama yıl olmuş 2017, kameralar, uydular her yerde! Artık Twitter, YouTube ve Instagram var. İnce planlar, oturaklı projeler yürüten bir katilin yakalanmaması falan, inandırıcılıktan uzak. Anında selfie’ler nete düşer. Dahası ne gerek vardı? John Kramer zaten öldü kalbimizde yaşıyor, yüreğimizi tüketmenin, bu seriye devam etmenin anlamı yoktu.
KARAR'IN PUANI: 10/5.5