İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ve İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mezunlar Derneği ve Öğrenci Konseyi tarafından düzenlen ’Kriminal İletişim ve Suç Alanları - Uyuşturucu Alanı Örneği’ konferansı ile sosyal medyanın kriminal iletişim alanında nasıl kullanıldığı ele alındı. Açılış konuşmasını İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Cüneyt Ulutin’in yaptığı konferansa katılan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Levent Eraslan, sosyal medyanın uyuşturucu ve diğer yasadışı maddelerin yaygınlaştırılması, pazarlanması ve satışının gerçekleştirilmesi noktasında büyük bir etkisi olduğunu söyledi. Bu alanda yapmış olduğu çalışmaları, bilgi ve tecrübelerini üniversite öğrencileriyle paylaşan Doç. Dr. Eraslan, sosyal medya üzerinden sürdürülen uyuşturucu trafiğinin nasıl engelleneceği konusunda da önerilerde bulundu.
''KRİMİNAL İLETİŞİMİN YENİ YÜZÜ SOSYAL MEDYA''
Kriminal iletişimin bir ya da birden fazla kişinin suç amaçlı olarak kurduğu bir iletişim olduğunu ifade eden Doç. Dr. Levent Eraslan, kriminal iletişimin legal iletişim süreçlerinde yer alabildiğini ve onları dönüştürebildiğini söyledi. Doç. Dr. Eraslan, kriminal iletişim hakkında şu bilgileri verdi: “Proaktif yapıda olan kriminal iletişim, iletişim teknolojisini çok yakıdan takip ediyor. Bununla birlikte Kriminal iletişimde kullanılan aygıtların güvenlik düzeyleri üst düzeydedir. Bu nedenle de kriminal iletişimde iz bırakmayan teknoloji ve uygulamalar tercih ediliyor. Nitekim günlük hayatımızda kullandığımız internet, sosyal medya ağları ve dijital dünya artık basit bir iletişim ortamı değildir. Sosyal medya kriminal iletişimin yeni yüzüdür. Bizler internetin sadece yüzde 5’ini kullanıyoruz. Geri kalanı ise Deep Web’dir. Yani yasal olmayan karanlık paydaların yer aldığı bir paydadır” dedi.
''SANAL ECZANELERE DİKKAT''
Sosyal medyanın yasa dışı olarak 4 farklı kullanım alanı olduğunu da belirten Doç. Dr. Eraslan, “Bu alanlardan ilki olumlamadır. Olumlamada esrar maddelerin aslında zararı olmadığı algısını oluşturulmaya çalışılıyor. İkinci olarak ise sosyal medya üzerinden bu maddelerin yaygınlaştırılması sağlanıyor. Sonrasında ise pazarlaması ve satışı yapılıyor. Sosyal medya platformları arasında özellikle kendi kendini yok eden mesajlaşma ve ses şifreleme özelliği olan uygulamalar kullanılıyor. Bununla birlikte sanal eczanelere de çok dikkat edilmelidir. Türkiye de çok yeni olan bu uygulama üzerinden de uyuşturucu madde satışı sağlanmaktadır” şeklinde konuştu.
''ULUSAL BİR MERKEZ KURULMALI''
Kriminal iletişim stratejileri ile mücadelede ulusal bir merkezin mutlaka kurulması gerektiğini de vurgulayan Doç. Dr. Eraslan şu önerilerde bulundu:“Narkotik suçlarda mücadelede geleneksel yöntemlerin yerine yeni stratejiler belirlenmeli. Böylece internet yasasında sosyal medya ile ilgili bölümler güncellenmelidir. Bununla birlilikte ulusal uyuşturucu ile mücadele strateji belgesine sosyal medya mutlaka konulmalıdır.”
Uyuşturucu maddelerin bir virüs gibi çevremizde yayılmakta olduğunu ifade eden İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise gençlere uyuşturucu madde illetinden uzak durmaları konusunda çağrıda bulundu. Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “Şeytani dürtüler her alanda vardır. Buna kapılmamak gerekir. Uyuşturucu madde ise bu bağlamda ele alınmalıdır. Uyuşturucu bir virüs gibi her an etrafımızda olabilir. Toplumların zihinleri ilk olarak bu maddelerle ele geçirilir. Bu tarz tuzaklar her zaman kurulur. Bu algı operasyonundan kendimizi korumalıyız” dedi.
Program Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ve İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu tarafından Doç. Dr. Eraslan’a sunulan plaket takdimiyle son buldu.
ULUSAL/İHA