EROL METİN
Uyuşturucu illetine bulaşan oğlunu kurtardıktan sonra hayatını madde bağımlılığıyla mücadeleye adayan Uyuşturucu ile Mücadele ve Eğitim Derneği (UMDER) Başkanı Leyla Yağanoğlu, o zorlu süreci anlattı. UMDER kurulmadan önce “Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” deyip bağımlı çocuklara ulaşmaya çalıştığını söyleyen Yağanoğlu “Oğlum, iyileştikten sonra insanlara yardım etmeye başladım. Önce ev ev gezdim, sonra baktım yetişemiyorum hepsini bir yerde toplamaya karar verdim” dedi.
Ankara Pursaklar’da 2014’te faaliyet geçen UMDER’in şu ana kadar 500 uyuşturucu bağımlısına ulaştığını dile getiren Yağanoğlu, il dışından da başvuranların olduğunu söyledi. UMDER’de başarı oranının yüzde 70 olduğunu belirten Yağanoğlu “Hastalarımız arasında üniversiteyi bitirenler de var uzman çavuş, polis ve öğretmen olanlar da. Bu işe hayatımı adadım” diye konuştu. AMATEM’lerden farklı bir program uyguladıklarını ifade eden Yağanoğlu “UMDER’de ilaç yok. Burada sadece nefes terapisi yapıyoruz. Yani doğal yöntemler uyguluyoruz. ”
‘Parçalanmış aile, kenar semtlerde yaşayanların çocuklar uyuşturucu içer’ algısının yanlış olduğunu vurgulayan Yağanoğlu, şunları aktardı: “Uyuşturucu, ilk yaygınlaştığında çoğunluk parçalanmış aile çocukları kullanıyordu bu doğru ama şimdi öyle değil. Artık bağımlılar arasında varoş çocukları da var zengin çocukları da. Mimar, polis ve öğretmen hastalarım var. Bağımlı imamlar var. Ben iki tanesini tanıyorum. Bir ilahiyat profesörü çocuğunu getirdi. Bana ‘Aman Leyla Hanım benim adım bir yerde duyulmasın, benim oğlum eroin bağımlısı olmuş’ dedi.”
“Tehlike bir sokak ötemizde değil evimizin içinde” diyen Yağanoğlu şunları kaydetti: “Çocuk diyor ki: ‘Anne internetten sweet siparişi verdim.’ Sweetin cebinde madde geliyor. Çocuk kafeye gidiyor, ‘Anne biz arkadaşlarla kafedeyiz. Gel bak’ diyor. Kafede orta şekerli captagon demek, çok şekerli extacy demek. 70 tane şifreli söz var.” Uyuşturucunun kızlar arasında da çok yaygınlaştığını anlatan Yağanoğlu “13 yaşında uyuşturucu için fuhuş yapan kızlar var. Bu konuda çok acıklı bir hikayeler var” ifadelerini kullandı.
REÇETELİ İLAÇLARLA BAŞLAYANLAR BİLE VAR
Leyla Yağanoğlu, çocukların uyuşturucuyla tanışmasına sebep olan etkenleri de sıraladı: “Merak. Kabul görme. Var olan sorunları unutabilme. Örneğin hiperaktif çocuklar risk altında. Çocukluğunda dikkat eksikliği nedeniyle doktora gidip ritalin, risperdal gibi ilaçları kullanan çocuklar, büyük tehlikeyle karşı karşıya. Ritalinle uyuşturucuya başlayan kaç kişi tanıdım. Bu tarz ilaçları kullananlar çok var”
BAĞIMLILIK HAYAT BOYU DEVAM EDEN BİR HASTALIK
Çocukları uyuşturucu tuzağına düşen ailelerin psikolojilerinin çabuk çöktüğüne belirten Leyla Yağanoğlu “Bağımlılık, hayat boyu süren bir hastalık. 5 sene içmez, 6’ncı sene içer. İki klişe sözüm var: Birincisi, söz konusu vatan evlatlarıysa gerisi teferruattır. İkincisi, sevgi iyileştiricidir. Özellikle anneler güçlü durmalı.” dedi. Ailelerin yaptığı hatalardan da bahseden Yağanoğlu “Aileler kabullenmiyor ve çocuğa şiddet uygulanıyor. Hatta buraya gelen ailelerin ilk şartı ‘Devlet kayıtlarına girmesin, oğlumun sicili bozulmasın’ oluyor. Senin oğlun ölüyor, sen neyin sicilden bahsediyorsun?” dedi. Kullanım belirtilerini şöyle anlattı: “Çocukların ders başarısı düşerse, odalarında tek başlarına zaman geçirmeye başlarlarsa, gözlerindeki bakış değişirse, arkadaş çevresi değişiyorsa ve eskisinden daha çok para harcamaya başlıyorsa bu çocuk madde kullanıyor demektir.”