Ailelerinden haber alamayan Doğu Türkistanlılar, Çin'in İstanbul ve Ankara'daki temsilcilikleri önünde eylem yaptı.
Ellerinde döviz ve pankartlarla İstanbul'daki Çin Konsolosluğu yakınında toplanan bir grup Uygur Türkü, uzun süredir haber alamadıkları aile ve yakınlarının akıbeti için eylem yaptı. Grup, Çin'deki gözaltı kamplarında tutulmasından korktukları aile üyeleri hakkında bilgi talep etti.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Salih Emin, uzun yıllardır "Çin'in, Uygur Türklerine yönelik baskıcı ve ayrımcı bir politika uyguladığını" anlatarak, artık dünyanın bunu durdurması gerektiğini söyledi.
"AİLELERLE İLETİŞİM KURULMASI TEMEL İNSAN HAKKI"
Emin, kişilerin aileleriyle iletişim kurmasının temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, Çin'in bu hakkı ihlal ettiğini ve itirazları önemsemediğini belirtti.
Türk ve Müslüman olduklarını ifade eden Salih Emin, "Çin devleti, insan hakları örgütlerinin, ülkede araştırmasını istemiyor. Çünkü korkuyor. Orada olan soykırım gerçektir. Gerçek olduğunu dünyanın bilmesini istemiyor." dedi.
TÜRK AKADEMİSYENLER DESTEK VERDİ
Öte yandan Türk akademisyenler, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan yakınlarından haber alamayan Uygur Türklerine destek vermek amacıyla Çin'in Ankara Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaptı.
Büyükelçilik önündeki basın açıklamasına, Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyeleri İlyas Doğan, Abdürreşit Celil Karluk, Tevfik Erdem ile Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Çağatay Sarp katıldı.
Doğan, burada yaptığı konuşmada, Uygur Türklerine yönelik Çin'in tutumuna ses çıkarmayanları eleştirerek, "İçinde bulundukları sessizlik ve suskunluk gelecekte tarihi olarak cevap veremeyeceğimiz bir onur sorununa yol açmaktadır." dedi.
EYLEMLERE İZİN VERİLMESİ ÇAĞRISI
Özellikle son 1,5 yılda Çin'deki kamplara alındığı iddia edilen yakınlarına ulaşmak isteyenlerin başlattığı tanıklık videolarına basının da ilgi göstermediğini belirten Doğan, Çin'in Ankara Büyükelçiliği önünde aile nöbeti tutan 9 Uygur Türkü'ne eylem izni verilmemesine de değindi.
Doğan, bu kişilerin kaldıkları aparttan dışarı çıkarılmadığını aktararak, bir hukukçu olarak bu uygulama nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracağını söyledi.