HÜSEYİN İSTEMİL
Çin’in Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslüman Uygur Türkünü toplama kamplarına kapatarak işkence edip soykırım uygulaması devam ediyor. Yaşanan bu zulüm karşısında en fazla tepki gösteren ABD şimdiye kadar Çinli yöneticilere ve kampların kurulmasında ön ayak olan teknolojik destek sağlayan Çinli şirketlere yaptırım kararı aldı.
Birleşmiş Milletler’de yine ABD ve Avrupa ülkelerinin öncülüğünde Çin’i kınayan ve zulmü bitirmesi çağrısı yapılan mektuplar yazıldı. Ki bu belgeler BM nezdinde Çin zulmünün gündeme geldiği ilk resmi belgeler oldu. Ancak bu belgelere Batılı ülkelerin tamamı imza atmasına rağmen Müslüman ülkelerden destek imzası gelmedi. Aksine Çin’in karşı hamlesine Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan başta olmak üzere pek çok Müslüman ülke destek verdi.
Avrupa Birliği her ne kadar ABD kadar olmazsa da Çin’in zulmüne sert tepki gösterdi. Avrupa Parlemantosu’nda Pekin’i kınayan bildiriler yayınlandı. Son olarak Avrupa Parlamentosu (AP), Uygur Türklerini Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde eğitim merkezi adı altında faaliyet gösteren kamplarda toplaması nedeniyle Çin’i kınadı. Strazburg’da toplanan AP Genel Kurulunda kabul edilen kararda, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde temel hakların ihlalinden sorumlu Çinli yetkililerinin mal varlıklarının dondurulması istendi.
Doğu Türkistan’daki zulmü incelemek üzere bir gözlem heyeti gönderileceğini KARAR gündeme taşımıştı
Kararda, bu kampların kapatılması konusunda Çin’e çağrıda da bulunuldu. Çin’in keyfi tutuklamalara derhal son vermeye ve 2014’ten beri Çin’de hapis tutulan Uygur ekonomist ve aktivist İlham Tohti dahil tüm tutukluları şartsız ve hemen serbest bırakmaya çağrıldığı kararda, bazı bilgilerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygurların ve Müslüman diğer etnik azınlıkların keyfi tutuklamalara, işkenceye, dini yaşama konusunda kısıtlamalara ve yaygın dijital gözetlemelere maruz kaldığını gösterdiği belirtildi.
2014’ten beri devam eden zulme ne Türkiye, ne en kalabalık Müslüman nüfusa sahip Endonezya ne de Ortadoğu ülkelerinden biri tepki göstermedi. Kınama mesajı yayınlamayan Müslüman ülkelerden Çin’den kaçan uygurların Pekin’in talebi üzerine iade edildiği haberleri bile geldi. Bu arada muhalefetin tepkileri sonrası Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 30 Temmuz’da Tayland temasları sırasında Uygur Türklerinin durumunu görüşmek üzere Türkiye’den bir heyetin Doğu Türkistan’a gideceğini duyurdu. Bangkok’ta Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşen Çavuşoğlu sosyal medyadan açıklama yaparak, “Çin Dışişleri Balanı Wang Yi’yle enerji ve yatırımlar başta olmak üzere ikili konuları görüştük. Uygur Türklerinin durumunu ele aldık. Çin Halk Cumhuriyeti’nin daveti üzerine Sincan’a bir gözlem heyeti gönderiyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Ancak aradan neredeyse 6 ay geçmesine rağmen heyetin gidişiyle ilgili herhangi bir somut gelişme yaşanmadı. Heyetin kimlerden oluşacağı ve heyette kimlerin olacağı bile belli olmadı.
Öte yandan hükümete bir ve Cumhur ittiğındaki ortağı MHP’ye bir eleştiri de HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan geldi. Uygur Türkleri’ne yönelik soykırımı “Tarihe not düşülecek iz düşülecek bir hadise” olarak değerlendiren Gergerlioğlu şunları söyledi: “İktidar Çin’le arasını bozmak istemiyor bozulan ekonomiyi Çin’le ilişkilerle gidermeye çalışıyor. 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturdu. Çin insan hakları açısından son derece sabıkalı bir ülke. 3 milyon dolayında Uygur Türkü toplama kamplarında, çocuklar yetimhanelerde kadınlar yalnız ve onların yanına Çinli görevliler evlerine gönderiliyor. Çok gayri insani vakalar var, asimilasyon politikası var. Türkçe konuşmanın önüne geçiliyor, dini yaşamların önüne geçiliyor, kamplarda tamamen Çinlileştirilmeye çalışılan bir toplum var. Tüm dünya sesini çıkarırken Çin’deki zulme, iktidar suskun kalıyor.”
Gergerlioğlu Uygur Türkleri hakkında 2018 Ekim ve 2019 Haziran’da verilen iki önergenin CHP, HDP ve İYİ Parti’nin evet oyuna karşı AK Parti ile MHP’nin ret oyu vermesi nedeniyle reddedildiğini belirtti.