Nisan’da Ukrayna’da yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turu, aktör Vladimir Zelenskiy’in galibiyetiyle sonuçlandı. Sinema oyuncusu Zelenskiy, bugüne kadar hiç siyaset yapmamış, ancak “Halkın Hizmetçisi” adlı dizide devlet başkanlığı rolü oynamıştır. Zelenskiy’in adaylığı başta ciddiye alınmasa da özellikle ilk turdan galip çıkmasından sonra başkanlığına inanmaya başlayanların sayısı gittikçe artmıştı. Neticede ikinci turu, oyların yüzde 73.22’sini kazanarak Ukrayna’nın siyaset dışı ilk devlet başkanı oldu. Alınan oy oranı da diğer eski Sovyet cumhuriyetlerindeki seçimlerde görmeye alışık olmadığımız, hatta düşük nitelendirilebilecek bir oy oranı olsa da Ukrayna için rekor oluşturmaktadır. Bu da şüphesiz Ukrayna’nın daha demokratik bir yapıya sahip olmasıyla açıklanmaktadır.
Zelenskiy’in başarısının sırrı nedir? Arka arkaya yaşanan renkli devrimlerden sonra Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve ülkenin doğusunda başlayan iç savaş, Ukrayna’yı siyasi istikrarsızlığa sürükledi ve bunun neticesinde bir zamanlar Doğu Avrupa’nın en büyük ve ekonomik potansiyel açısından da en gelişmiş olan cumhuriyet, günümüzde bağımsızlık tarihinin en zor günlerini yaşamaktadır. Rusya ile tüm ilişkilerin kesilmesi, Batı’nın ise vadettiği desteği göstermemesi, Ukrayna’yı ekonomik olarak da büyük bir krize soktu. Ukrayna halkı da bu durumun müsebbibi olarak hem Petro Poroşenko ve takımını hem önceki iktidarları görmektedir. Bunun neticesinde eski başbakanlardan Yuliya Timoşenko daha ilk turda elenirken, Petro Poroşenko ikinci turda büyük bir darbe aldı. Böyle bir ortamda halk, siyasetle ilgisi olmayan, dizide “devlet başkanlığı” rolünü başarıyla icra eden Zelenskiy’i devlet başkanı olarak seçti. Zelenskiy’i kendisine umut bağlayan gençlerle sanatçıyı diziden iyi tanıyan ev hanımlarının desteklediği bilinmektedir. İkinci tur öncesinde Zelenskiy’in Fransa’yı ziyaret etmesi, Avrupa’nın da kendisine verdiği desteğe işaret etmiştir. Bunun da seçmenin kararını etkilediği düşünülebilir. Poroşenko ile sorun yaşayan Ukrayna’nın zengin iş adamlarından İgor Kolomoyskiy tarafından desteklenmesinin de aldığı sonuçta etkisi büyüktür.
Söz konusu devlet başkanlığı seçimlerinin önemli özelliklerinden biri de sonuçlarının hem ülke içinde hem yurtdışında herkes tarafından tanınması ve yeni bir meydana (sokak gösterilerine) şans vermemesidir. Bu, Ukrayna’nın geleceği açısından şüphesiz olumlu bir gelişmedir. Zelenskiy’in oyların yüzde 73’ünü alması, kısa süreliğine de olsa ülkede siyasi bölünmüşlüğe de son verecektir. Nitekim son 20 yıldır Rusya ve Batı yanlıları olmak üzere ikiye ayrılan Ukrayna halkı, bu sefer tek bir adayı destekledi. Nitekim Zelenskiy, Lviv dışında bütün illerde galip çıktı. Yüzde 73’ü ayrıca Ukrayna halkının şimdiki iktidarı halka son beş yılda yaşattıklarından dolayı protesto etmesi şeklinde de okumak gerekmektedir.
Zelenskiy’in ilk işi ne olacak? En başta kendisinin bir parti kurması gerekmektedir. Zira sonbaharda Ukrayna’da parlamento seçimleri yapılacak ve parlamentoda temsil edilmek, onun başarısı açısından büyük önem arz etmektedir. Kaldı ki Ukrayna yarı başkanlıkla yönetilen bir devlettir. Bundan dolayı parlamento seçimlerine kadar Zelenskiy’in parlamentodan herhangi bir kararı geçiremeyeceğini tahmin etmek mümkündür. Gerçi bu husus da Zelenskiy’in işine yarayacak ve parlamentonun kendisini “çalıştırtmadığını” ileri sürerek halktan parlamento seçimlerinde yeni kurulacak partiye (Zelenskiy’in kuracağı partinin devlet başkanı rolünü oynadığı dizi olan Halkın Hizmetçisi adını alacağı ileri sürülmektedir) oy vermesini isteyecektir.
Yine özellikle kendisini destekleyen iş adamı İgor Kolomoyskiy’in Poroşenko ile sorun yaşaması dolayısıyla eski devlet başkanının özellikle mali konulardaki adımlarının mercek altına alınacağı tahmin edilebilir. Nitekim şimdiden devlete ait Karl Marx çikolata fabrikasını özelleştirmesi ve kendinin satın alması meselesi gündeme gelmektedir. Beklenen adımlardan biri de önemli görevlerdeki bütün yetkililerin değişimi konusudur. Zira halk oyunu Zelenskiy’den yana kullanırken iktidarın gerçek anlamda değişimini istiyordu. Bu hususu Zelenskiy’in, partisini oluştururken de gözetmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle yeni partide eski siyasetçilerin fazla olmayacağı, sanatçı, kültür adamı ve gazetecilerin ağırlıkta olacağı görülüyor.
Zelenskiy, seçimlere kadar küçük meselelerle uğraşmak zorunda kalsa da ister parlamento seçimleri öncesinde ister sonrasında asıl sorunlara yönelmesi gerekecek ve bunları çözmesi hiç de kolay olmayacaktır. Yeni başkan aynen diğer adaylar gibi Ukrayna’nın toprak bütünlüğü sorununu çözeceği vaadinde bulunsa da Moskova’dan bundan sonra (iktidarda kim olursa olsun) Ukrayna’ya Kırım’ı iade etmesini beklemek gerçekçi olmaz. Zira böyle bir adım, Rusya’nın siyasi imajına büyük zarar vereceği gibi ekonomik olarak da Rusya Kırım’a milyar dolarlar yatırımda bulundu. Dolayısıyla Zelenskiy’in toprak bütünlüğünden kastı, Ukrayna’nın doğu toprakları olmalıdır. Ancak bunun için bile Rusya ile masaya oturması gerekecektir. Bu husus da şüphesiz başta Poroşenko ve Timoşenko gibi muhalefet liderlerin eleştirisine yol açacaktır. Zelenskiy böyle bir adıma cesaret etse dahi bu adımı yine de ancak parlamento seçimlerinden sonra atabilecektir. Diğer taraftan tüm bu konular görüşülmeden de Rusya ile ilişkiler yeniden başlatılabilir. Zira Moskova ile tüm kanalların kapatılması, Ukrayna’ya ekonomik olarak çok pahalıya mal olduğu gibi Zelenskiy’in çözmesi gereken konulardan biri de Ukrayna’nın enerji güvenliği sorunudur. Rusya’dan doğalgazın alınması ve Ukrayna üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesi konusunda görüşmelerin kolay geçmeyeceği görülmektedir. Kaldı ki Türk Akımı ile Kremlin’in eli daha da güçlenmiştir. Ukrayna’nın bu bağlamda belki de son kozu, Kuzey Akım-2 projesine AB’nin yeşil ışık yakmamasıdır. O zaman Rusya’nın Ukrayna’ya olan ihtiyacı azalarak da olsa yine de devam edecektir.
Ukrayna’yı Rusya ile masaya oturmasını iten sebeplerden biri de gerek AB’nin gerekse de ABD’nin Ukrayna’ya desteklerinin büyük ölçüde sözde kalmasıdır. Batı’nın desteğinin sınırlı kalmasının sebebi ise AB’nin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizdir. Kaldı ki Ukrayna, nüfusu 45 milyon olan bir ülke olup Yunanistan gibi yıllarca dışarıdan desteklenmesi de pek mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla Ukrayna’nın günümüzde iki büyük sorunu bulunmaktadır: toprak bütünlüğü ve ekonomik kriz. Bu iki sorun doğrudan birbirine bağlı olduğu gibi çözülmesi de kolay olmayan sorunlardır.
Türkiye ile münasebetlerde herhangi bir değişiklik beklenmemektedir. Türkiye, Ukrayna’nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olup Ukrayna’da iktidarda kim olursa olsun bu ülkeyle her zaman yakın iş birliği içerisinde olmuştur. Ankara, Kırım’ın ilhakını tanımadığı gibi taraflar çok yönlü iş birliğini de devam ettirmektedirler. Tüm dünyaya hâkim olan ve Ukrayna’nın içerisinde bulunduğu ekonomik kriz dolayısıyla son 10 yılda ticaret hacmi iki kat azalsa da (2008’de 8 milyar Dolar; 2018’de 4 milyar Dolar) Türkiye-Ukrayna ekonomik ilişkileri aslında büyük potansiyele sahiptir. Türkiye’nin aynı anda hem Rusya ile hem Ukrayna ile dostça ilişkiler geliştirmesi ise önümüzdeki dönemde Ankara için diplomatik arabuluculuk yapma imkânı da yaratabilir. Ukrayna, bölgenin önemli ve birçok açıdan yüksek potansiyeli olan bir ülke. Dolayısıyla Ukrayna’daki istikrarsızlığın sona ermesi hem Ukrayna açısından hem de genel olarak bölge istikrarı açısından önem arz etmektedir. Bu ise büyük ölçüde Zelenskiy’in görevinde başarılı olup olamayacağına bağlı olacak.