Türk Hükümeti’nin, Gülen cemaatiyle ilgili Almanya nezdinde yaptığı son girişimler, Alman hukuku uyarınca yeterli kanıtların bulunmaması nedeniyle sonuçsuz kaldı.
Türkiye, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından, Almanya nezdinde bir dizi girişim yaparak, kendini “Hizmet Hareketi” olarak adlandıran Fethullah Gülen cemaatinin Almanya’daki faaliyetlerinin mercek altına alınmasını talep etti.
Ankara, FETÖ terör örgütü hakkında Alman makamlarını bilgilendirirken, cemaat ile bağlantılı oluşumlara mesafe alınmasını, eğitim, kültür ve ticari alanlarda faaliyetlerinin yakın takibe alınmasını, cemaatin iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından izlenmesini istedi. Türkiye, Berlin’deki federal hükümetin yanı sıra, Türklerin yoğun olarak yaşadığı eyaletlerde de eyalet hükümetleri nezdinde girişimlerde bulundu.
TALEPLER GERİ ÇEVRİLDİ
Türkiye’nin talepleriyle ilgili basına açıklama yapan Berlin Eyalet Başbakanı ve Belediye Başkanı Michael Müller ile Baden-Württemberg Başbakanı Winfried Kretschmann, Gülen hareketinin mercek altına alınması talebini kabul etmediklerini, Alman Anayasası ve yasalarına uyması halinde Gülen hareketine karşı adım atılmasına yer olmadığını kaydettiler. Türkiye’nin girişimlerini “Almanya’nın içişlerine etkide bulunma” adımı olarak değerlendirip eleştiren siyasetçiler, Türkiye’nin iç sorunlarının Almanya’ya taşınmasına da izin verilmemesi gerektiğini vurguladılar.
GÜLEN HAREKETİ İZLENMEYECEK
Federal Hükümet de Türkiye’nin talepleri konusunda ihtiyatlı bir yaklaşım izliyor. Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, Deutsche Welle Türkçe’nin, “Almanya, Gülen cemaatini terör örgütü olarak nitelendiren Türkiye’nin cemaatin Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesi talebini nasıl değerlendiriyor?” sorusuna şu yanıtı verdi: “İlkesel olarak diğer ülkelerin politikalarıyla ile ilgili yorum yapmayız. Gülen Hareketi, Alman Anayasa Koruma Teşkilatı ve birimlerinin gözlem altına aldığı hareketler arasında bulunmuyor.”
Anayasa’yı Koruma Teşkilatı’nın hangi oluşumları gözlem altına alacağı konusunda Almanya’nın kendi kriterlerinin esas aldığını vurgulayan İçişleri Bakanlığı kaynakları, bu konuda Alman hukuk düzeninin, anayasa ve yasaların çizdiği çerçevenin belirleyici olduğuna dikkat çekiyor.
ALMAN KRİTLERLERİ ESAS ALINIYOR
Bir Alman yetkili, “Diğer bazı ülkelerin, belirli konularda kendi hukuk düzenlemeleri, yargısal değerlendirmeleri zemininde belirli kararlar almaları, bu kararların söz konusu o ülkeler için geçerlilik kazanmasını sağlar, bizde değil” değerlendirmesini yaptı. Yetkili, “Bizim izleme kararı almamız ancak Alman hukukunun öngördüğü önkoşulların karşılanması halinde mümkün. Eğer Gülen hareketinde olduğu gibi bu önkoşulların karşılanmadığı kanaati varsa izlenmesi söz konusu olmaz. Başka ülkeler farklı kanaate sahip olabilir” görüşünü ifade etti.
Alman Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye’nin FETÖ'yle ilgili aldığı kararları, ilettiği kanaat ve tespitleri not ediyor. Bununla birlikte, cemaatin Almanya’daki faaliyetleriyle ilgili talepler, İçişleri Bakanlığı’nın konusu olarak değerlendiriliyor.