Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye'ye silah ihracatının büyük kısmını dondurduklarını söylemişti. Handelsblatt gazetesinin dün düzenlediği panelde konuşan Gabriel "Türkiye'nin bize yaptığı tüm önemli silah taleplerini askıya aldık; bunlar gerçekten de az sayıda değil" demişti.
Almanya Başbakanı Merkel ise , Gabriel'in aksine yaptığı açıklamada NATO müttefiki Türkiye'ye topyekün silah satışı yasağı olmadığını söyledi. Türkiye'nin DEAŞ'la mücadelenin temel oyuncularından biri olduğunu belirten Merkel, silah satışında bir miktar sınırlama getirildiğini ancak bunun daha önce devreye girdiğini söyledi.
Reuters'in haberine göre Merkel, Türkiye'ye Alman vatandaşları için seyahat uyarısı yayınlamaya gerek görmediğini ancak hükümetin seçenekleri açık tutacağını ifade etti.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU YANIT VERDİ
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in "Türkiye’nin bize yaptığı tüm önemli silah taleplerini askıya aldık; bunlar gerçekten de az sayıda değil" açıklamasını değerlendiren Çavuşoğlu, "Bu seçim atmosferinde dostum Sigmar Gabriel’in bu yaklaşımını Dışişleri Bakanı’na yakışan bir yaklaşım olarak değerlendiremiyoruz. Bu panik içinde Türkiye’ye saldırarak oy alacağını düşünüyorsa bunu zaten yapan ırkçı PKK yanlısı partiler var. Bence buradan bir şey elde edemez" diye konuştu.
Çavuşoğlu Pakistan Dışişleri Bakanı Hoca Muhammed Asıf ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in "Türkiye’ye silah satışına" yönelik farklı açıklamalarının sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı: "Türkiye olmasaydı Alman siyasetçiler herhalde kampanyada malzeme bulmakta zorlanacaktı. Sanki seçim Türkiye hakkında ya da Türkiye’de yapılıyor.
MİLİ SAVUNMA SANAYİ GÜÇLENİYOR
Oysa Almanya’nın ve Avrupa’nın başka konuları da var. Eminim Alman halkının da siyasetçilerden başka beklentileri var. "Kötü komşu insanı ev sahibi yapar" diye bir atasözü var. Bu tür yaklaşımlar esasen bizim kendi milli savunma sanayimizin güçlenmesine vesile oluyor. Bu anlamda yerli ve milli üretimi artırıyoruz her alanda. Kendi savaş uçağımızı helikopterimizi üretiyoruz.
Türkiye hiç bir zaman çaresiz değildir. Dışişleri bakanının esas görevi tüm imkanlarını ikili ilişkilerini geliştirmektir. Zor şartlarda dışişleri bakanlarına önemli görevler düşüyor. Almanya ve yaklaşımını eleştirdik. Almanya ile ilişkilerimizin kötü olmasından ne fayda elde ederiz? Ama Almanya Türkiye’den ne istiyor bunu anlamakta zorlanıyoruz. Bu seçim atmosferinde dostum Sigmar Gabriel’in bu yaklaşımını bir Dışişleri Bakanı’na yakışan yaklaşım olarak değerlendiremiyoruz. Bu panik içinde Türkiye’ye saldırarak oy alacağını düşünüyorsa bunu zaten yapan ırkçı PKK yanlısı partiler var. bence buradan birşey elde edemez.
MERKEL'İN YAKLAŞIMI DAHA OLGUN
Merkel’in bu yaklaşımını doğru buluyoruz. Daha olgun buluyoruz. Seçim atmosferinde bile sağduyulu davranmak hepimizin görevidir. Seçimler geçer dostluk kalıcıdır. Almanya’nın Türkiye’ye karşı yaklaşımını değiştirmesini bekliyoruz. Tehditle şantajla, baskıyla Türkiye’den bir sonuç elde edilmez.
BANA BİZZAT SORDU
Gabriel Malta’da da bana söyledi, bazı dostlarımıza da söylüyor ’Biz Türkiye’ye karşı ciddi hatalar yaptık ve bu hataları düzeltmek için hangi adımları atmamız lazım.’ Bana bizzat sordu ben de kendisine tek taraflı atılan adımlar kalıcı olmaz. Gel birlikte adımlar atalım siz bir adım atarsanız bize yönelik biz size iki ÿadım atarız. İçinde bulundukları şartları biliyoruz anlıyoruz ama Türkiye’ye saldırarak bu şartlardan kurtulmaları da mümkün değil. "