İsrail, Türkiye ile görüşmeler başladığından bu yana kendi askerleri hakkında Türkiye'de açılan ceza davasının düşürülmesini istiyor. Anlaşma metninde bu konuda bir madde olup olmadığı bilinmiyor. Akıllardaki soru ise Türkiye’de İsrail’e karşı açılan davaların düşüp düşmeyeceği...
Dört üst düzey İsrail askerine karşı açılan ceza davası hâlâ sürüyor. Bu kişilere tebligat ulaştırılamadı, mahkeme son olarak İnterpol'e arama kararı gönderilmesine hükmetti ancak bu karar İnterpol'e gönderilmiş değil.
Mavi Marmara mağdurlarının avukatları davanın artık kamu davasına dönüştüğünü ve düşürülemeyeceğini savunuyor. Konuyla ilgili hukukçular da bölünmüş durumda. Kimi ceza davasının düşürülemeyeceğini söylerken kimi bir takım düzenlemelerle düşürülebileceğini savunuyor.
TARTIŞMALARI BERABERİNDE GETİRİR
Al Jazeera'nin haberine göre Medipol Üniversitesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç.Dr. Ahmet Hamdi Topal, Türk Ceza Kanunu'nda açılmış davaların kaldırılmasının hukuken mümkün olmadığını söylüyor:
“Bu kişilere yönelik herhangi bir şekilde cezai yargıdan onları muaf tutacak bir kural söz konusu değil. Anlaşma ile de bunun yapılabilmesi yoluna gidilmesi, hukuken bir çok tartışmayı da beraberinde getirir. Yani bu anlaşmayla iç hukuktaki yargılama sürecini ortadan kaldıramazsınız.”
Peki, anlaşma maddelerinde davanın düşürülmesi ya da sonuçlandırılması ile ilgili bir cümle eklenir ve bu da Meclis'ten geçerse uluslararası anlaşma kanunlardan üstün olduğu gerekçesiyle davalar düşer mi? Topal, bu soruya şu yanıtı veriyor:
“Anayasa’nın 90. maddesine göre Türkiye’nin tarafı olmak istediği bir anlaşmanın iç hukukta yürürlüğe girebilmesi için o anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunmasına dair Meclis'ten bir kanun çıkarılması gerekiyor. Bu kanun normalde yine aynı maddeye göre iç hukukta kanunla eşdeğer. Yani biz bir anlaşma yapıyoruz. Bu anlaşma iç hukukun ceza mevzuatıyla çakışıyor. O zaman denilecek ki ama bu uluslararası anlaşma üstündür. Bence bu pek çok tartışmayı de beraberinde getirir.”
ZAMAN AŞIMIYLA DÜŞEBİLİR
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Bedri Eryılmaz da davanın düşürülemeyeceğini savunanlardan. Eryılmaz ikili bir anlaşmanın iç hukukta görülmekte olan bir davayı düşüremeyeceğini söylüyor:
“Normalde bir ceza davası sonuca bağlanmadan düşürülemez iç hukukta. Uluslararası bir sözleşme, tarafların kendi aralarında yapacağı ikili bir anlaşma, iç hukukta görülmekte olan bir davayı düşürmez. Dolayısıyla ne kadar taraflar, devletler kendi aralarında bir anlaşma yaparsa yapsın görülmekte olan dava sonuçlanır. Ceza hukuku açısından durum budur. “
Melikşah Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemalettin Karataş, doçentlik tezini Mavi Marmara olayı üzerine çalışmış bir hukukçu. Karataş’a göre de bu dava ancak zaman aşımı ile düşebilir.
“Bu şekliyle bu davanın yürütülemeyeceği belliydi. Çünkü sanıklar burada yok. Kaçak da sayamayız bu kişileri. Kaçak olmadığı için haklarında gıyabi tutuklama kararı da verilemiyor. Düşürme kararı da ancak bu iddia olunan suçlarla ilgili zaman aşımıyla mümkün olabilir. Bunun zaman aşımı süresi de 30 yıldır.”
KANUNİ DÜZENLEME YAPMAK GEREKİR
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve eski HSYK üyesi Prof. Dr. Ahmet Gökcen davanın düşürülmesi için kanuni düzenleme yapmak gerektiğini söylüyor:
“İsrail ile sağlanan bu anlaşmanın kural olarak derdest ceza davasına bir etkisi olmaz. Bu dava yine devam eder. Ancak bu davanın devam etmesi istenmiyorsa kanuni bir düzenleme yapmak gerekir. Bunun da çeşitli yolları vardır. Ceza muhakemesi kanununa bir hüküm eklenmek suretiyle bu tür suçlardan dolayı soruşturma başlatma yetkisi Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlanabilir. Mahkeme de Adalet Bakanlığı’ndan izin ister, Bakanlık da izin vermediği zaman dava düşer. Normalde bu tür davaları soruşturma ve kovuşturma yetkisi savcıya aittir. Kanuni düzenlemeyle Mavi Marmara olayını da içine alacak şekilde bir izin şartı getirilirse o takdirde mahkeme kanuni düzenlemeyle belirlenen izin mercinden izin talep eder. İzin verilmeyince dava şartı gerçekleşmediği için davanın düşmesine karar verilir. Orhan Pamuk’un 301’den yargılandığı dönemde de buna benzer bir düzenlemeyle sorun aşılmıştı."
ÖZEL AF ÇIKARILABİLİR
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar ise davaların özel af yoluyla düşürülebileceğini söylüyor.
“Yapılan anlaşmada gerçekten davaların sonucu ile ilgili bir düzenleme olduğu takdirde anayasa konusu da kanundan önce geldiği için düşürülmesi mümkün olabilir. Bu, doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyetinin iktidarıyla ilgilidir. İsterse yine yasama organıyla ilgili bir kanun teklifi verilir, mevcut davaların düşeceği ifade edilirse pekâlâ düşebilir. Ya da özel af çıkartılabilir. Özel af bu zamana kadar belirli statüdeki insanlar için ya da suç gruplarına yönelik çıkarılmıştır. Bu konuda da istenirse çıkarılabilir.”
KİMLER YARGILANIYOR?
İsrail'in 31 Mayıs 2010 yılında Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldırı düzenlemiş, bu saldırıda 10 kişi ölmüştü. Saldırıdan iki yıl sonra Türkiye'de İsrail'li yetkililer hakkında ceza davası açılmıştı. Davaya bakan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi 26 Mayıs 2014’te aralarında dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi için kırmızı bülten çıkartılmasına karar vermişti. Ancak Dışişleri Bakanlığı sözkonusu kırmızı bülten kararını üzerinden iki yıl geçmesine rağmen İnterpol'e göndermiş değil.