Koronavirüs salgını sonrasında evden çalışma eğiliminin artmasıyla birlikte e-imza ve mobil imzaya ilgi bir hayli arttı. 2023’e kadar dünya genelinde e-imza pazarının her yıl ortalama yüzde 34,7 oranında büyümesi bekleniyor. 2023 yılında küresel e-imza pazarının 9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması öngörülüyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan “Pazar Verileri” raporlarına göre son beş yılda Türkiye’de e-imza kullanım oranı yüzde 205 artmış durumda. Bu da ortalama büyümenin yüzde 40 gerçekleştiğine işaret ediyor.
TALEP ARTIŞI VAR
Özellikle bankacılık sektörünün önemli oyuncuları, müşterilerine ve çalışanlarına evden imza atma kolaylığı sağlamak için e-dönüşüme yatırım yapıyor. E-imza pazarını değerlendiren E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “E-imza pazarındaki büyümede, artan farkındalık ve regülasyonların etkisi yadsınamaz ancak pazarın büyümesinin temelinde, e-imza ve mobil imzanın kurumlara, bireylere; güvenlik, tasarruf, hız, iş sürekliliği, zamandan ve mekandan bağımsız iş yapabilmek gibi sağladığı faydalar yer alıyor.” bilgisini verdi.
ELEKTRONİK İMZA NEDİR
Elektronik imzalar yasal olarak birkaç istisna ile birlikte ıslak imza ile eşdeğer kabul edililiyor. E-imza 5070 Sayılı Kanun uyarınca ıslak imza ile eşdeğer olan, elektronik ortamda bulunan bir belgeye eklenerek imzalayanın kim olduğunu belirlemeye yarayan veridir. Fakat e-imza ıslak imza gibi tek bir çeşit imza değil, harf, karakter ve sembollerden oluşan, tarafların kimliklerinin doğruluğunu sağlayan sayısal bir veridir. İmza atılan metine göre de farklılık gösterir.
Hukuken ıslak imzaların hepsi ile aynı görevi gören elektronik imza, sadece veraset ve intikal, evlenme ya da üçüncü tarafların şahitliğinin gerekli görüldüğü emlak alım satımı gibi durumlarda geçerli olmayacaktır. Onun dışındaki işlemlerde geçerli olacaktır.