GÜVEN ADALI - ALİ YILDIRIM / İSTANBUL
Türkiye’de şeker üretimi sürekli ülkenin gündeminde. Ülkede bulunan şeker pancarı ve nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretimi yapan fabrikaların sayısı ise neredeyse 40’a dayanıyor. Aslında şeker fabrikalarının kurulum aşaması Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. O dönemlerde sadece bir fikirden öteye gidemeyen fabrika düşüncesi, cumhuriyet döneminde iyice hareketlendi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de desteğiyle ilk fabrikanın bacaları tütmeye başladı. Allpullu Şeker Fabrikası ile başlayan bu serüven, birçok tesisle devam etti. Fakat günümüze hepsi yetişemedi. Şeker pancarından şeker üreten 33 fabrika bulunuyor. Bunların 25 adeti ise devlete aitken, diğer 8 tesis özel kuruluşların yönetiminde. Şu sıralar kamuya ait 14 fabrikanın da özelleştirilmesi gündemde. Toplam pancar şekeri talebinin yaklaşık yüzde 50’si Türkşeker tarafından karşılanmaktadır. Buna karşılık ülkede NBŞ üretimi de oldukça yüksek. Bunun nedeni ise kotalar yüzünden kısa süreli açık kalan şeker pancarı üretim fabrikaları olarak gösteriliyor. Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) raporuna göre, 2016 yılında bedeli ödenen pancar üretimi toplamda 19 milyon 593 bin ton iken bunun 12 milyon 957 bin 818 tonunu özel tesisler üretti. Dünyanın en büyük 3 şeker pancarı üreticisinden biri olan Türkiye, 2016-2017 sezonunda 20 milyon tona yakın üretim yaptı. Öte yandan aynı rakamla Avrupa pazarında da üçüncülükteki yerimizi koruyoruz. Avrupa Birliği’nin şeker üretim kotalarına bakacak olursak 2016-2017 sezonunda Türkiye 23 AB ülkesi içinde sadece şeker pancarı üretiminin yaklaşık yüzde 14’ünü tek başına tedarik ediyor. En fazla üretim 3 milyon ton ile Fransa’da olurken, onu 2.8 milyon ton ile Almanya izliyor. Türkiye’de aynı zamanda NBŞ üretimi de oldukça yüksek. Tabloya göre, 23 AB ülkesi arasında en yüksek NBŞ üretimini gerçekleştiren Türkiye, yıllık 265 bin tonluk üretim yapıyor. AB ülkeleri toplamında NBŞ üretimi neredeyse 1 milyon tona yaklaşmış durumda. Türkiye bunun neredeyse yüzde 25’lik kısmını tek başına üstleniyor. Listeye baktığımızda şeker pancarı üretiminde lider olan Fransa, NBŞ üretiminde hiç bulaşmazken, Almanya sadece 56 bin tonluk üretim yapıyor. Uzmanlar ise şeker pancarı ve şeker üretiminde neredeyse 2 yıldır denetimin olmadığını savunurken, bu durumun NBŞ üretiminin de hiçbir denetim olmadan piyasaya çıkmasından şikayetçi. NBŞ’nin bir alternatif değil rakip olduğunu dile getiren sektör temsilcileri, denetimsizlik yüzünde NBŞ’nin kota dinlemediğini belirtti.
AB 50 YILLIK KOTAYI KALDIRDI
AB’nin tarihi şeker kotası 1 Ekim 2017’den beri yürürlükte değil. Bu adım ile 13,5 milyon ton olan şeker pancarı üretim sınırı ve 1968 yılından bu yana Ortak Tarım Politikası’nın bir parçası olarak çiftçilere sağlanan asgari fiyat uygulaması kaldırılmış oldu. Şu ana dek ihtiyacını karşılamak için şeker ithal etmek zorunda kalan Avrupa’nın ihracatçı konumuna geçmesi bekleniyor. Şeker kotalarının kaldırılması kararına giden süreç, 2006 yılında gerçekleştirilen büyük bir reform ve yeniden yapılandırma süreciyle başladı. Daha sonra 2013 yılında Avrupa Parlamentosu ve Üye Ülkeler, Ortak Tarım Politikası’nın reformu sırasında kotaların kaldırılması yönünde anlaşmaya vardı. Kota nedeniyle izoglikoz (yüksek fruktozlu mısır şurubu) üretimi 0,72 tonla sınırlandırılırken, inülin şurubunun kotası sıfırdı. Yani endüstrinin bu maddeyi üretmesi tamamen yasaktı. Türkiye’de üretilen şeker miktarı 2 milyon 58 bin ton civarında ve dünyadaki toplam tutar ise 173 milyon ton. Üretimin yüzde 79’u şeker kamışından, yüzde 21’i ise pancardan karşılanıyor. İklim koşulları dolayısıyla ülkemiz yalnızca şeker pancarından üretim yapan ülkeler arasındadır. Dünya şeker üretiminde Türkiye yüzde 7’lik payla Rusya, Fransa, ABD ve Almanya’nın ardından 5’inci sırada gelmektedir. Şeker kamışından şeker üreten ülkelere bakıldığında Türkiye’nin şeker üretiminin daha üst sıralarda bulunuyor.
TÜTÜN DE BENZER DURUMDA
Kota sadece şekerde değil tütünde de üreticinin en büyük sorunlarından biri haline geldi. Tütün Kanunu ile tütün ve alkol piyasası büyük oranda yabancı şirketlerin egemenliğine kaldı. Güneydoğu, Karadeniz ve diğer bir çok bölgede tütün üretimi büyük oranda bitti. 80’li yıllarda Türkiye’nin gelirdeki en büyük 7’nci şehri olan Samsun, bugün 16’ncı sırada yer alıyor. Ege Bölgesi tek başına yılda 100 bin ton tütün ihraç ederken bugün ülkenin toplam tütün üretimi 60-70 bin ton seviyelerinde. Yani Türkiye tütün ihraç eden ülke olmaktan çıktı.
2009 VE 2011’DE DE ÖZELLEŞTİRİLMEK İSTENDİ
Şeker fabrikalarının özelleştirilmeye çalışılması yeni bir durum değil. Özelleştirme İdaresi 2009 yılı sonunda 6 şeker fabrikasını satışa çıkardı. Bunlar Turhal, Çorum, Kastamonu, Çarşamba, Yozgat ve Kırşehir fabrikalarıydı. O tarihte, Pancar Üreticileri ve Pancar Kooperatifleri Birliği (Pankobirlik), “Özelleştirme şeklinin yanlış olduğunu, pancar ve şeker üretimini olumsuz etkileyeceğini” iddia ederek özelleştirmeye karşı tavır almıştı. Ardından 2011 yılında da 10 şeker fabrikasının varlık satışı yöntemiyle özelleştirileceği bildirildi. Özelleştirmeler için hazırlanan şartnamelerde, şeker fabrikalarının daha önceki özelleştirme ihalelerinde Danıştay’ın iptal kararındaki gerekçelerin dikkate alındığı belirtildi. Yatırımcılara Şeker Kurulu tarafından belirlenecek kotalar çerçevesinde, beş yıl boyunca yerli pancardan şeker üretimi şartı getirildiği. Fakat sonrasında gerçekleşen ihalelerden çiftçinin zarar görebileceği endişesiyle vazgeçildi.
2015’TE NBŞ’NİN AĞIRLIĞI ARTIRILDI
3 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile NBŞ üretimi için 250 bin ton olarak belirlenen kota yüzde 30 oranında artırıldı. Böylece toplam üretimde yüzde 15’lik paya sahip olan NBŞ’nin oranı yüzde 20’ye yaklaştı. Bu karar pancar üretimini de olumsuz etkiledi. Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar, bu oranda daha az pancar şekerinin üretilememesinin ekonomiye etkisini ise şu şekilde açıkladı: “540 bin ton pancar üretilememesi, yaklaşık 100 bin dekar alanda pancar tarımının yapılamaması, 160 bin (%30) ton besi hammaddesinin, küspenin ve 20 (%4) ton melasın üretilememesi, doğrudan istihdam ve nakliye sektöründe daralma, tarımsal istihdamda yaklaşık 125 bin tarım işçisinin çalışamaması ve yaklaşık 200 milyon TL’lik ekonomik kayıptır.”
KANSERE NEDEN OLUYOR
Sağlık Bakanlığı, kamuoyunda ciddi tartışma konusu olan nişasta bazlı şekerlerle ilgili Bilim Kurulu’nu 8 yıl sonra yeniden topladı. Her biri alanında uzman 12 bilim adamından oluşan Bilim Kurulu, nişasta bazlı şekerlerin insan vücuduna olan etkilerini bilimsel araştırmalar ışığında yeniden değerlendirdiŞu sonuçlar dikkat çekti: Nişasta bazlı şekerlerin içinde bulunan fruktozun insan metabolizmasında anarşiye neden olduğu, sindirilmeden kana karıştığı için karaciğerde yağlanmaya neden olduğu, insülin salgılatmadığı için tokluk hissi hormonunu uyarmadığı ve aşırı yemeye neden olduğuna dikkat çekildi. NBŞ ürünlerinde tüketilen yüksek fruktozun obeziteye kapı aralıyor. Kolan ve meme kanserleri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin de obeziteyle bağlantılı olduğu ve fruktozun gut hastalığı riskini de artırdığına dikkat çekilen raporda, fruktoz metabolizmasının farklı olması nedeni ile insülin direnci, obezite ve şeker hastalığına yol açacağı yönündeki bilimsel kanıtlar arttığı özellikle vurgulandı.
ŞEKER NASIL ELDE EDİLİR?
Türkiye’de şeker pancarı ve mısırdan elde edilen şeker, dünyada bir de şeker kamışından sağlanabiliyor. Bu nedenle şeker pancarı ile mısırdan elde edilen şurup birbirine rakip. Mısır şurubu (NBŞ), şeker pancarından elde edilen şekerden daha tatlı, ucuz ve taşınması daha kolay. Bu nedenle üreticiler maliyetlerini düşürebilmek için NBŞ’yi kullanıyor.
IMF’YE OLAN BORÇ BİTTİ AMA İSTEDİKLERİ YASA BAKİ KALDI
Şeker üretimine kota 2001 krizi sonrası IMF’nin isteği ile getirildi. Bu kuruma Türkiye’nin borcu yıllar önce bitmiş olsa da o dönemdeki kararlar halen devam ediyor.
Çoğu Avrupa ülkesinde kullanımı yasak olan nişasta bazlı şeker (NBŞ) Türkiye’de belirlenen kota kadar üretilebiliyor. Kota artışı, Şeker Kanunu’nun uygulanmaya başladığı 2002 yılından bu yana her yıl yeniden belirleniyor. Talep, şeker piyasalarını düzenlemekle görevli Şeker Kurumu’nun önerisi üzerine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na götürülüyor. Bakanlar Kurulu da Şeker Kurumu tarafından ortaya konulan “ihtiyaç” talebini gerekçe göstererek kotayı arttırıyor. Kurul, her yıl bu kotayı yüzde 50 kadar artırma yetkisine sahip. Bu sistemin hayata geçişi ise 2001 krizi başladı. Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile 15 günde 15 yasa çıkarmıştı. Bu yasalardan biri de Şeker Yasası’ydı. ABD’nin eski başkanı George H. W. Bush’un o dönemde Türkiye’ye yaptığı ziyarette şeker üretimine kota getirilmesini istediği de iddia edildi. Nitekim yasa ile pancar üretimi ve şeker üretiminde kota sistemi getirildi. Bu kota kapsamında da şeker üretimine bağlı olarak nişasta bazlı şeker kotası yasal olarak belirlendi. O dönemde Avrupa Birliği ve bir çok ülkede nişasta bazlı şeker kotası yüzde 1-3 oranında iken, Türkiye, şeker üretiminin yüzde 10’u oranında nişasta bazlı şeker kotası belirledi. Yasa’nın yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 16 yıl geçti. Hiçbir hükümet kotayı düşürmezken çoğunlukla da artırılması yönünde tercihte bulunuldu. Yasanın ardından üretici ürün ekemez hale gelirken eldeki fabrikaların özelleştirilmesine defalarca çalışıldı. Üretimin sınırlandırılması hayvancılığı da derinden etkiledi. Çünkü şeker pancarının küspesi hayvancılıkta yem olarak kullanılıyor. Burada yaşanan kayıp yem fiyatlarını da olumsuz etkiledi.
Öte yandan Nişasta bazlı şeker üretiminin en yoğun olduğu ülkelerden birisi Amerika Birleşik Devletleri. Toplam 13 milyon ton olan dünya üretiminin yarısı bu ülkede üretiliyor. Türkiye’de üretilen nişasta bazlı şekerin de yüzde 90’ını ABD merkezli Cargill şirketi üretiyor. Özelleştirilmesi beklenen şeker fabrikalarına dair açıklamada bulunan Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök, uluslararası bir şirketin 3-4 şeker fabrikasını alıp birkaç yıl işlettikten sonra kapatması halinde Türkiye’nin şeker üretim kotasının düşeceğini belirterek, “Türkiye’nin 2 bin 200 ton şeker kotası var. 14 fabrikası özelleştirmeye açılan Türkşeker’in kotası 1404 ton. Örneğin ABD’li Cargill firması gelip birkaç fabrikayı alıp daha sonra da kapatırsa üretim ve kota düşer, sağlığa zararlı olan nişasta bazlı şekerin önü iyice açılır, halkımız nişasta bazlı şekere mahkum olur” dedi.
FABRİKALAR ÜRETİCİ VE PANKOBİRLİK İÇİN ÖZELLEŞSİN
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Resmi Gazete’de 24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan 696 Sayılı KHK ile Şeker Kurumunun kapatıldığını belirtti. Sarıbal, kuruma bağlı yetkilerin ise Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devredildiğini anımsattı. ABD merkezli Cargill firmasına hazırlatılan raporda, Türkiye’deki şeker pancarı tarımı ve şeker üretimine ilişkin çeşitli yalanlara yer verildiğine işaret eden Sarıbal, şeker pancarı üretiminin Türkiye ekonomisine yılda toplam 17,4 milyar lira katma değer sağladığını vurguladı. Sarıbal, “Eğer şeker fabrikaları özelleşecekse buralar üreticiye, Pankobirlik’e ve çiftçilere verilsin” önerisinde bulundu.