Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özlem Sönmez, tüm konvansiyonel kanser tedavilerinin, hastalığı tedavi ettiğini ispatlamak için bilim ve sağlık otoriteleri ile yasalarca titiz testlere tabi tutulduğunu, çoğu alternatif ürünün faydasının olduğuna, daha da önemlisi zararının olmadığına dair bilimsel bir kanıtı bulunmadığını belirtti.
Dernekten yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Sönmez, kanser tedavisinin kişiye özel planlandığını, hastadan alınan doku ve kan örneklerinin çeşitli analizlere tabi tutulduğunu, moleküler ve biyokimyasal özelliklerinin belirlendiğini ve bu bilgilerin hastanın klinik ve görüntüleme sonuçlarıyla değerlendirilerek tedavinin planlandığını ifade etti.
'ŞU KANSER BU BİTKİ İYİ GELİR' DİYE BİR ŞEY OLAMAZ
Çoğu zaman tümör konseylerinde tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi, cerrahi, nükleer tıp, radyoloji gibi uzmanlık dalı uzmanlarının bir araya gelerek tedaviyi planladığını aktaran Sönmez, şöyle devam etti: "Hastalığın kaynaklandığı organa göre üroloji, kadın doğum, kulak burun boğaz, ortopedi, gastroenteroloji, endokrinoloji ve göz hastalıkları uzmanları gibi diğer branşlardan uzmanlar da konseyde bulunuyor. İkiz kardeşinizde aynı kanser olsa bile farklı moleküler özellikler taşıyabilir, farklı tedavi planlanabilir. Pek çok kemoterapi ilacının çıkış noktası bitkiler olmakla beraber ileri teknolojik çalışmalar sonucu ilaç haline geliyor. Tedavi planlaması bu kadar hassas ve karmaşık iken 'Şu kansere bu bitki iyi gelir, onu kullan hastalığı geçsin.' diye bir şey söz konusu olamaz. Tüm konvansiyonel kanser tedavileri, hastalığı tedavi ettiğini ispatlamak için bilim ve sağlık otoriteleri ve yasalarca titiz testlere tabi tutulurlar. Çoğu alternatif ürünün faydasının olduğuna, daha da önemlisi zararının olmadığına dair bilimsel bir kanıt yoktur. Maalesef bazı hastalarımız kemoterapi korkusu ile bazı alternatif yollara başvurabiliyor ve bu da hayatlarına mal oluyor."
"KANSER TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR"
Sönmez, kanser tedavisi alan hastaların tedaviyi güçlendirmek, yan etkileri azaltmak, immün sistemi güçlendirmek gerekçesiyle aldıkları ürünlere değinirken, şunlara dikkati çekti: "Bu tür ürünler kemoterapi ilaçları ile etkileşime girerek tedavinin başarısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Karaciğer ve böbrek yetmezliklerine neden olabiliyor. Tedavi alan hastaların kendilerini takip eden tıbbi onkoloji uzamanın bilgisi olmadan herhangi bir takviye ürün kullanması son derece sakıncalıdır. Kanser tedavi edilebilir bir hastalıktır ve ülkemizin her köşesinde en yeni bilgileri ve çağın yeniliklerini takip eden onkoloji uzmanları hizmet vermektedir. En doğru yol bilimin yoludur."
İSTANBUL/AA