İstanbul Göztepe Medeniyet Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doku tümörü tedavisi gören usta yönetmen Tunç Başaran, yaşama veda etti. Oscar aday adayı Uçurtmayı Vurmasınlar, Abuzer Kadayıf ismindeki filmleriyle tanınan Tunç Başaran’ın hayat hikâyesi haberimizde…
TUNÇ BAŞARAN KİMDİR?
1 Ekim 1938’de İstanbul'da dünyaya gelen Tunç Başaran, çocukluğunu ve gençliğini İstanbul’un Fatih semtinde geçirdi. Yaşamını değiştiren yerin, eskiden Direklerarası ismi verilen Şehzadebaşı olduğunu söyler; çünkü orada yedi sekiz sinema vardır. Altı yaşından itibaren o sinemalarda oynayan filmlerle haşır neşir olur. Sevgili dostu, yazar İslam Çupi’yle Fatih Kaymakamlığı karşısındaki Hava Şehitleri Parkı’nın parmaklıklarına oturur, seyrettikleri filmleri tartışırlar.
Ona John Ford lâkabını takan da Çupi’dir. 17 yaşındayken evden kaçar. Amacı kaçak olarak bir şilebe binip ABD’ye gitmektir. Sinemacı olacaktır ve Charlton Heston’u görecektir her nedense. Adapazarı’nda yakalanır.
Edebiyat Fakültesi’nde eğitim görürken yönetmen Memduh Ün’le tanışıyor. Yazdığı bir senaryoyu okuyan Ün kendisine asistanlık teklif eder. Dört sene Ün’ün yanında çalışır. “Ne öğrendiysem ondan öğrendim” der Başaran. O arada Lütfi Akad, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz, Ertem Göreç gibi ünlü yönetmenlerin yanında da asistanlık yapar.
1964 yılında ilk filminde, “Borusunu Öttüren” adlı oyunu senaryo haline getiren Orhan Kemal’le çalışır. Sonra “Kara Memet” ve Orhan Kemal’in “Bekçi Murtaza”sını çeker. 1966’da askere gider. Sinemadan kopmaz, çok trajik bulduğu Adnan Menderes’in hayatını film yapmak ister, araştırmalara başlar.
Askerlik görevinin ardından yine setlere döner. Bir yıl kadar hiçbir iş yapmaz. Menderes’le ilgili araştırmalarına devam etmektedir.
DİĞER BİLGİLER İÇİN TIKLAYIN
Reklam sektörüne geçer ve reklam filmleri çekmeye başlar. Bir süre sonra bu alanda bir numara olur. On beş yıl aradan sonra. yeniden sinema filmi yapma zamanı geldiğine inanır. Kazandığı bütün parayı senaryosunu da kendi yazdığı “Biri ve Diğerleri” adlı filme yatırır. Film kendisine 1987 Antalya Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü, ardından 1988’de İstanbul Film Festivali’nde (o günlerdeki adıyla İstanbul Sinema Günleri) En İyi Türk Filmi Ödülü’nü getirir. Sonra “Uçurtmayı Vurmasınlar”ı (1989) yapar. Başta 8. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde kazandığı “Yılın En İyi Türk Filmi” ödülü olmak üzere, yurt içi ve yurt dışında En İyi Film, En İyi Yönetmen dallarında birçok ödül alan bu film “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar aday adayı olur. Arkasından “Piano Piano Bacaksız” (1991) filmi gelir. O da “Uçurtmayı Vurmasınlar”ın başarısını yakalar. “Uzun İnce Bir Yol” (1993), “Sen de Gitme” (1996), “Kaçıklık Diploması”(1998), “Abuzer Kadayıf” (2000) Başaran’ın uluslararası sinema tarihinde yerini almış filmleridir.
UÇURTMAYI VURMASINLAR AÇIKLAMASI
Sabah gazetesine konuşan yönetmen Tunç Başaran, "Uçurtmayı Vurmasınlar politik bir film değildi" ifadesinden ötürü kendisine yöneltilen eleştirilere ilişkin açıklamada bulundu.
Başaran, benzer sözleri yenilerken, "Uçurtmayı Vurmasınlar bir sevgi filmidir. Mesela, Federico Fellini 'Amarcord' filmini yaptığı zaman bir sinema eleştirmeni şöyle der: 'Ne güzel anlatmışsınız faşist İtalya'yı filmde'. Fellini de 'Ben mi anlatmışım? Haberim yok' diye cevap verir eleştirmene. Yine söylüyorum; sanatın politik bir amacı olmamalı. Bu tüm sanat dalları için geçerli. Resimde de, edebiyatta da, müzikte de böyle. Siz yaparsınız o eseri; izleyen, okuyan veya dinleyen kendine göre yorumlar" ifadelerini paylaştı.