GÜVEN ADALI
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), açıkladığı yoksulluk verilerine göre günlük 4,15 doların altında harcama yapabilenlerin sayısı 2014’te nüfusun %1,62’si seviyesindeyken 2015’te bu rakam %1,58’e geriledi. Bu oran 2007 yılında %8,41 düzeyindeydi. Buna göre 2007 yılında 70,1 milyon kişilik nüfusun 5,7 milyonu 4,5 doların altında günlük harcama yaparken 2015 yılında 77,7 milyonluk nüfusun 1,2 milyon kişisi 4,5 doların altında harcama yapıyor.
TOZ PEMBE DEĞİL
Nüfus sayısı 7 milyon 580 bin kişi artarken, 4,5 doların altında harcama yapanların sayısı ise 4,5 milyon kişi azaldı. Kısaca TÜİK hesaplarına göre Türkiye’de 4,5 doların altında günlük harcama yapanların sayısı nerede ise 1 milyonun altına düşmek üzere. Yoksulluk bitti gibi bir durum var. Oysaki TÜİK’in açıkladığı diğer veriler durumun sanıldığı gibi toz pembe olmadığını gösteriyor. TÜİK’in hanehalkı kullanılabilir fert geliri anketine göre 2007’de ülkemizde 11,1 milyon kişi yoksulluk sınırı üzerinde bulunuyordu. Yani %16,3 yoksuldu. Aynı hesaba göre ise 2015 yılında yoksul sayısı 11,2 milyon kişi olurken, yoksulluk oranı da yüzde 14,7’ye düşmüştü. Hanehalkı araştırmasında yoksulluk sayısında 56 bin kişi artmasına rağmen nüfus artışı nedeniyle oranda düşüş yaşadı.
İŞSİZLİK ARTIYOR
İşsizlik rakamlarında ise durum çok daha farklı oluyor. 2007 yılında 50,1 milyon çalışma çağındaki nüfusun 20,2 milyonu bir işe sahipken 2 milyon kişi ise işsizdi ve işsizlik oranı yüzde 9,2 seviyesindeydi. 2015 yılında ise çalışma çağındaki nüfus 57,8 milyon kişiye, iş sahibi olanların sayısı da 26,6 milyon kişiye çıktı. Ama işsizler ordusu 3 milyon 57 bin kişiye ulaşarak işsizlik oranını %10,3’e çekti. İşsizlik oranının yüzde 9,2’den yüzde 10,3’e çıktığı dönemde TÜİK hesaplarına göre yoksulluk oranı yüzde 8,15’den yüzde 1,58’e düşüş gösterdi. TÜİK, 21 Eylül’de açıkladığı ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması – 2015’ araştırmasında ise gelir adaletsizliğindeki artışa vurgu yapmıştı. Yapılan açıklamaya göre en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay 2014’e göre 0,6 puan artarak %45,3, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0,2 puan azalarak %6,3 oldu. TÜİK hesabına göre 2014 yılında 2015 yılına göre zenginlerin payı artmış; fakir kesimin payı da yüzde 6,5’dan %6,3’e düşmüştü. Oysa yoksullukta 2014’ten 2015’e oran %1,62’den 1,58’e düşüş yaşadı.
FARK BÜYÜYOR
Gruplar halinde gelirin dağılımına yüzde 5’lik dilimler halinde bakıldığında gelirin paylaşımındaki durum udaha net görülebiliyor. 2007 yılında en fakir yüzde 5’lik kesim gelirin sadece yüzde 1,0’ine sahipken 2015 yılında payları artmadı, tersine 0,9’a geriledi. Oysa en zengin kesimin payı 19,8’den 18,9’a düşerken onların altındaki zenginlerin payı 10,3’ten 10,6’ya ve 8,3’ten 8,6’e artıyordu.
Dilimler halinde hanehalkı gelirinde TÜİK hesaplarına göre fakirler lehine bir artış maalesef yaşanamadı. Ama yoksulluk hesabına göre ülkemizde nerede ise yoksul kalmamıştı.
AVRUPA’NIN LİDERİYİZ
OECD mayıs ayında açıkladığı rapora göre en zengin yüzde 10 ile en yoksul yüzde 10 arasındaki gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülke 30.5 kat ile Meksika. Meksika’nın ardından gelen Şili’de bu oran 26.5 kat iken ABD’de 18.8 kata geriliyor. İsrail ise 14.9 katlık gelir dağılımı uçurumu ile OECD üyeleri arasında dördüncü sırada. Türkiye OECD’nin mayıs ayında açıkladığı sıralamada kullanılan 2011 yılına ait 15.2 katlık fark ile İsrail’in önünde dördüncü sıradaydı. Ancak TÜİK sorduğu soruların dördünde değişiklik yaptı ve bu fark 12.6’ya geriledi. Ancak Türkiye hala en kötü beşinci ülke ve Avrupa birinciliğini de kimseye kaptırmadı.
SORUNLAR ORTADA
Türkiye ekonomisindeki sorunları gözler önüne seren TÜİK verilerinden şu sonuçlar çıkıyor:
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,3 puanlık düşüş ile %14,7 olarak gerçekleşti.
Dört yıllık veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı 2014’te %15,1 iken 2015 yılında bu oran %15,8 oldu.
Nüfusun, %68,5’i yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamadığını, %67,9’u konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu ve %23,2’si konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan etti.
Finansal sıkıntıda olmayı ifade eden maddi yoksunluk oranı 2014 yılında % 29,4 iken 2015 yılında %30,3’e yükseldi.