Başta yüksek sıcaklık olmak üzere çok yönlü kuvvetler, yüksek hız ve zor çevre şartlarına uzun süre dayanabilme özelliğine sahip olmasından dolayı yeni nesil jet motorlarında kullanılan süper alaşım tek kristal türbin kanatlarının Türkiye'de yapılması için çalışma başlatan TÜBİTAK, Malzeme Enstitüsü'nde kurduğu laboratuvarda söz konusu parçanın prototip üretimini gerçekleştirdi.
Bin santigrat derecenin üzerinde işlevini yerine getirme özelliğine sahip türbin kanadının yerli ürüne dönüştürülmesiyle milli uçak üretiminde en kritik safhalardan biri de aşılmış olacak.
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Usta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle havacılık alanında ilerlemek için nikel-tek kristal teknolojilerine sahip olunması gerektiğini söyledi.
Sürünme ve yorulma gibi mekanik özelliklerin açığa çıktığı durumlarda herhangi bir malzeme kullanma ihtimali olmadığı için bu teknolojiye sahip olunması gerektiğini vurgulayan Usta, "O yüzden mutlaka nikel esasla süper alaşım kullanmak zorundasınız ve bunun da tek kristal teknolojisi kullanılarak üretilmesi gerekiyor. Aksi takdirde herhangi bir malzemenin yüksek sıcaklıklarda ve mekanik özellikler gerektiren yerlerde kullanma ihtimali yoktur" diye konuştu.
Usta, bunların kritik teknolojiler olduğunu ve sahip olunmadığı takdirde ambargo gibi durumlarda satın alınamayacağını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bundan yola çıkarak Kalkınma Bakanlığının desteği ve TÜBİTAK MAM'ın kendi imkanlarıyla bir altyapı oluşturuldu. Proje desteğiyle vakum indüksiyon ocağı aldık ve bu ocakta uçaklara yönelik tek kristal nikel esaslı türbin kanadı geliştirildi ve bu Türkiye'de ilk defa yapılmış bir prosestir. Esas amacımız yerli uçakların türbin kanatlarını kendimizin üretmesi çünkü kritik bir teknoloji. Bu teknolojiye sahip olmamız Türkiye'yi havacılıkta daha ileriye götürecektir. Özellikle yerli uçağa büyük bir katkısı olacaktır."
"Teknolojik bilgi birikimi ülke sanayisine aktarılacaktır"
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü Kritik Malzemeler Grup Sorumlusu Doç. Dr. Havva Kazdal Zeytin ise Türkiye'nin savunma sanayisindeki hedeflerinin belirlenmesinin ardından malzeme konusundaki eksiklikleri çok daha net gördüklerini söyledi.
Enstitü olarak bağlı oldukları TÜBİTAK MAM'ın bundan yola çıkarak eksik Ar-Ge altyapısını tamamlamak üzere kaynak ayırdığını ve bunun ardından altyapıyı kurmaya başladıklarını anlatan Zeytin, Kalkınma Bakanlığının desteklediği "Yüksek Sıcaklık Malzemeleri Araştırma, Geliştirme ve Oranım Mükemmeliyet Merkezi"ni kurmak üzere 2 yıldır yoğun bir şekilde çalıştıklarını kaydetti.
Zeytin, bu kapsamda ilk olarak TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsünde kendi imkanlarıyla vakum indüksiyon ocağını (VIM) ve "Yüksek Sıcaklık Test ve Analiz Laboratuvarı"nı kurduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu yatırımla ilk deneme dökümlerimiz başarılı sonuçlandı ve tek kristal türbin kanadı prototipini ürettik. Bu daha başlangıç, bundan sonra önümüzde uzun bir yol var ama altyapı olmadan uçak türbin motoru parçalarını üretmeniz, türbin kanadını üretmeniz mümkün değil. Yüksek sıcaklığa uzun süre dayanabilmesi için tek kristal ve süper alaşımdan üretmek zorundasınız. Bu daha ilk aşaması. Bundan sonra kaplama proseslerini de gerçekleştirmemiz gerekiyor ki ürettiğiniz uçak motoru yüksek sıcaklıklarda uzun süre dayanabilsin. Bununla ilgili altyapıyı önümüzdeki 1-2 senede tamamlamayı hedefliyoruz. O zaman teknolojinin tamamına sahip olacağız. Bu kapsamda TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü'nde üretilen tüm teknolojik bilgi birikimi kamu yararına ülkemiz sanayisine aktarılacaktır."
"Bunlar bilgi aktarımının kısıtlı olduğu teknolojiler"
Bu teknolojinin dünyada ilk olmadığını fakat Türkiye için ilk ve çok önemli olduğunu vurgulayan Zeytin, yerli uçak yapmak istiyorsak, yerli uçak motoru yapmak istiyorsak ileri malzeme teknolojilerine sahip olunması gerektiğine işaret etti.
Bu projeyle yerli uçağın motorunun türbin parçasının ilk yerli prototipini ürettiklerini belirten Zeytin, "Çok büyük oranlarda döviz kaybımız var bu konuda. Ülkemiz uçakla birlikte malzemesini de yurtdışından alıyor ve bunlar çok pahalı malzemeler. Bu teknoloji ile yüksek miktardaki döviz kaybının önüne geçeceğiz. Diğer en önemli boyutu kendi havacılık teknolojimize sahip olacağız. Uçak yapabilirsiniz ama bunu oluşturan parçaları kendiniz üretmezseniz bu yaptığınız uçak yerli olmaz. Dolayısıyla malzeme teknolojilerine de sahip olmanız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Zeytin, Savunma Sanayi Müsteşarlığının desteklediği ve TEİ ile özel bir döküm firmasıyla imza aşamasına geldikleri bir projeleri olduğuna dikkati çekerek, bunun uçak motoru üretimine yönelik ilk proje olduğunu söyledi.
Proje imzalandığı zaman ürüne yönelik olarak ortakların kendilerine vereceği istikamette bir uçağa takılacak motorun türbin kanadını üretmeye devam edeceklerini belirten Zeytin, "Altyapımız tamamlanacak ve bu altyapı tamamlandığında bir uçağa takılacak motorun türbin kanadını üretmiş ve onaylarını almış olacağız" ifadelerini kullandı.
Malzeme teknolojilerinde bilgi aktarımının çok kısıtlı olduğunu vurgulayan Zeytin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu bilgiyi kendi imkanlarımızla ve yardım da alarak oluşturmaya çalışıyoruz. Türbin kanatlarının bir adedi 30-40 bin avro civarında. Yerli ürettiğimiz zaman bunu kıyas edilmeyecek rakamlarla üreteceğiz. Bizim için en önemli getirisi bunun bir kritik teknoloji olması ve bu teknolojiye sahip olan ülkelerin bize vermediği durumlarda bizim bunu üretebilir olmamız. Kritik teknoloji olması fiyatından çok daha önemli. Kendimiz üretebilir durumda olduğumuz zaman bizim her alanda önümüz açık olacak. Üretebilir olmak bağımlılıktan kurtulmanın en önemli adımlarından birisi."