DEAŞ tarafından kaçırılarak tecavüze uğrayan binlerce Ezidi kadından biri olan Nobel ödüllü insan hakları savunucusu Nadia Murad ile Donald Trump arasında geçen diyalog, ABD Başkanının konuya ne kadar uzak olduğunu ortaya koydu. Murad’ın dehşet verici hikâyesini dinleyen Trump, “Ve sen Nobel kazandın? Bunun sana hangi sebeple verdiler?” diye sordu.
SANA NEDEN ÖDÜL VERDİLER?
Washington’da düzenlenecek Dini Özgürlükleri İlerletme Konferansı öncesince inançları nedeniyle zulme uğrayan mağdurlarla Oval Ofis’te bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump, bu kez de konu ve konuklarıyla ilgili ‘bilgisizliğiyle’ gündeme geldi.
Konferansın konuşmacılarından biri olan Nadia Murad bu konuklar arasındaydı. DEAŞ'ın elinden kurtulması sonrası Iraklı Ezidi kadınların uğradığı zulmü dünyaya duyurarak Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Nadia Murad hakkında Trump’ın bir fikri olmaması dikkat çekti.
DUYUNCA DURAKLADI
Murad, annesi ve erkek kardeşlerinin DEAŞ tarafından öldürüldüğünü, 3 bin Ezidinin hâlâ kayıp olduğunu anlattık sonra Trump, “Ve sen Nobel Ödülü kazandın? Bu inanılmaz. Bunun sana hangi sebeple verdiler?” diye karşılık verdi.
Bu sözler üzerine duraksadığı görülen Murad, başından geçenleri tekrar etmek durumunda kaldı.
Murad, “Tüm bunları yaşadıktan sora vazgeçmedim. DEAŞ’ın binlerce Ezidi kadına tecavüz ettiğini herkesin bilmesini istedim” dedi.
TRUMP: BÖLGEYİ ÇOK İYİ BİLİRİM
Irak’taki Ezidiler için ABD’nin yardımını isteyen Murad, “Lütfen bir şeyler yapın. Konu, sadece bir aile değil” diye konuştu.
Murad’ın, Ezidilerin ülkelerine dönmesi konusunda Irak ve Kürt hükümetlerine baskı yapılmasını istemesi üzerine ne yapacağını bilemediği fark edilen Trump ise, “Ama DEAŞ gitti ve orası artık Kürt ve kim?” dedi ve “Bölgeyi çok iyi bilirim” diye ekledi.
KATLİAMIN TANINMASI İÇİN MÜCADELE VERİYOR
İnsan hakları savunucusu Nadia Murad, 2014 yılında DEAŞ tarafından kaçırılan ve esir kaldığı süre boyunca cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalan binlerce Ezidi kadından biri.
Murad, Sincar yakınlarındaki Kocho köyündeki evinden kaçırıldı, Musul'a götürüldü ve burada işkence ve tecavüze uğradı. Daha sonra kaçmayı başarmış ama Sincar saldırısı sırasında annesini ve altı erkek kardeşini kaybetti.
Murad, örgütün elinden kurtulduktan sonra Ezidi katliamının tanınması için mücadele vermeye başladı.
‘Son kız: Esaretimin öyküsü ve DEAŞ’e karşı mücadelem’ kitabında esaret altında yaşadıklarını anlatan Murad, Avrupa Konseyi Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü, Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü gibi ödüllerin ardından son olarak Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.