Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarıyla yasaklanan kişi ve kuruluşların faaliyetlerinin engellenmesine ve mal varlıklarının dondurulmasına yönelik mekanizmanın ‘güncellenmesini’ içeren AK Parti’nin yasa teklifi muhalefet şerhiyle TBMM’de komisyondan geçti.
Ancak adı ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ olan pakete dernek ve vakıflara yaptırımı artıran maddeler de eklenmesi tepki çekti.
SİVİL TOPLUM İŞLEVSİZ HALE GELECEK
STK’lar örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığını savundu. Sosyal medyada kampanya başlatan dernek ve vakıflar ‘Yeniden düzenleyin’ çağrısı yaptı: Sivil toplum alanı işlevsizleştirilecek, yaptırımlar artacak. Basit soruşturmayla kayyum yolu açılıyor.
İfade özgürlüğünü zedeleyecek düzenlemede tarafların görüşleri alınmalı. Yardım toplama faaliyetleri kısıtlanıyor. İçişleri’nin siyasi vasayeti güçlendiriliyor. Teklif bu haliyle yasalaşırsa dernekler, kulüpler tek imzayla kapatılma riskiyle karşı karşıya kalacak.
‘TORBA’DA KAYYUM VAR
Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ne tepki büyüyor. CHP, HDP ve İYİ Parti, şerh koyarak teklifin OHAL KHK’larının boşluğunu dolduracağını, kötü niyetle kullanacağı vurguladı. TSK’lar
ise bir an önce paketin geri çekilmesini isteyerek “Usülden sakat teklif sivil tolumu işlevsizleştirecek. Yasalaşırsa tüm dernek ve vakıflar tek imza ile kapatılabilecek ‘hızlı kapatma’ prosedürü yaratılacak. Dernek ve vakıflara kuyyumun yolunu açacak” dedi.
Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ne muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisi devam ediyor. TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen teklife CHP, HDP ve İYİ Parti şerh koydu.
Teklif, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının yasaklanmasına yönelik yaptırım kararlarının uygulanması ve gerektiğinde cumhurbaşkanına ilgililerin mal varlıklarını dondurması yetkisi veriyor. 2860 sayılı “Yardım Toplama Kanunu” kapsamında yeni düzenlemeler de getiren kanun teklifine göre, internet ortamında yardım kampanyası düzenlenmesi yeni esaslara bağlanırken, yasaya aykırı yardım toplamanın cezası 200 bin liraya kadar artırılıyor.
Gazete Duvar’da yer alan habere göre aynı zamanda dernek ve vakıf faaliyetlerine yönelik kısıtlamalar getirilirken, İçişleri Bakanlığı’na yöneticilerin görevden alınması ve yerlerine kayyum atanması yetkisi veriliyor.
CHP: GRİ LİSTE TEHLİKESİ SÜRÜYOR
Teklifin, 7 kanunda değişiklik öngördüğü ifade edilen CHP şerhinde, söz konusu yasanın demokratik hukuk devleti ile eşitlik ilkesine, yargı erkinin kullanılmasına, dernek kurma hürriyetine, mülkiyet hakkına ve masumiyet karinesine aykırılık teşkil ettiği belirtildi.
Devlet ya da hükümet başkanı, üst düzey siyasiler, hükümet görevlileri gibi siyasi nüfuzlu kişilerin denetimini içeren maddenin teklifte yer almaması “Türkiye’nin gri listeye girme tehlikesi devam ediyor” şeklinde değerlendirilen CHP şerhinde, kanun teklifine eklenen “derneklerin faaliyetlerinin kısıtlanması, İçişleri Bakanınca yöneticilerinin görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması” gibi maddeler de “OHAL KHK’leri ile dernek kapatılmasının ardından iki senelik boşluğu dolduracak kanuni bir düzenlemeler” olarak değerlendirildi ve şu sorunun ortaya çıkacağı belirtildi: “Düzenlemeyle İçişleri Bakanı’na tanınan kapsamı belirsiz yetki, dernek özgürlüğünün keyfî şekilde sınırlanmasına yol açacaktır. Bu düzenlemenin yasalaşması dernekleri, örgütlenme özgürlüğü öznesi olmaktan çıkaracak ve demokratik hukuk devletinde tanımı bulunmayan bir kuruluşa dönüştürecektir.
İYİ PARTİ: TÜRKİYE KANUN DEVLETİ OLUR
Söz konusu yasa teklifinin gerekli olduğu ancak şu aşamada samimiyetsiz bulunduğu ifade edilen İYİ Parti şerhinde ise “Sadece sayısal üstünlüğümüze güvenerek kanun çıkarırsak o zaman hukuk olmaz, kanun olur. Türkiye de bir kanun devleti hâline gelir” denildi.
Kanun teklifinin Meclis’ten geçmesi durumunda İçişleri Bakanlığı’na dernek ve vakıf yönetimlerine kayyım atama yetkisi verileceği belirtilen şerhte “Kanun teklifinin, BM Genel Kurulu’na yönelik göstermelik bir düzenlemeyle muhalif, toplumcu ve insan hakları alanında çalışmalar yürüten kurumları hareketsiz kılacak diye endişe taşıyoruz.
Bugün, Türkiye’de bir ihbar üzerine herkes hakkında terör soruşturması açılabiliyor, savcılar da sanıktan delile gitme cihetiyle davranıyor. Hâlihazırda iktidarın muhalefeti sindirmek için yargıyı aparat olarak kullanması ve kendine muhalif her kesimi terörist olarak suçlaması bu düzenlemenin kötü niyetle kullanılacağına dair endişelerimizi su yüzüne çıkarmaktadır.
“Bu, terörün finansmanıdır, buna el koyalım”, “Şu sivil toplum kuruluşunu kapatalım ya da bir kayyum atayalım” dediğimiz zaman hangi kurumun adaletine güveneceğiz? Yani AYM kararını tanımam diyen mahkemelere mi? Taraflı Cumhurbaşkanı’na ya da İçişleri Bakanı’na mı?” soruları yöneltildi.
HDP: SİVİL TOPLUM KALDIRILIYOR
HDP şerhinde ise kanun teklifinin, başta Anayasa olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkeme’nin kararlarına açıkça aykırılık teşkil ettiği ifade edildi ve geri çekilmesi gerektiği kaydedildi.
STK’ların yönetime kayyum atanmasına yetki veren maddeye ilişkin de “Dernek yöneticileri hakkında yaptıkları bir basın açıklaması ya da basın toplantısı nedeniyle soruşturma açılırsa, yönetimin yerine kayyum atanabilecek. Zaten yeterince baskılanmış sivil toplum tamamen ortadan kaldırılmak istenmektedir. Teklif yasalaşırsa derneklerin her yıl denetlenmesine yol açılacak ve bu durum bir taciz aracına dönüşecek” denildi.
GELECEK PARTİSİ: GARNİZON YÖNETİM
Gelecek Partisi, kanun teklifine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada “Söz konusu kanun teklifi genelde tüm toplumu, özelde, sivil ve örgütlü toplumu devletleştirmeyi, kamulaştırmayı, ülkeyi garnizon aklıyla yönetmeyi amaçlamaktadır. Bu yolla tüm farklı ve muhalif sesler sindirilip boğulacak, ülke derin bir sessizliğe sokulacaktır.
Buna ilaveten hür bir toplumun en önemli hakkı olan örgütlenme hakkı elinden alınacak. Gelecek Partisi olarak teklifi geri çekmeye ve TBMM’de yer alan tüm partileri ve milletvekillerini millete kayyum atama anlamına gelen söz konusu düzenlemeye engel olamaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
SİVİL TOPLUM TAMAMEN İŞLEVSİZLEŞTİRİLECEK
Teklife tepki gösteren Mazlumder, Özgürder, Hukukçular Derneği, Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı, Umran Hareketi, Medeniyet Vakfı ve İstikamet Vakfı bir otak açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: 2013 yılında kanunlaşan, kurumsal olarak risklerine de vurgu yaparak tepki gösterdiğimiz, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun ile temelleri atılan süreç, daha sıkıntılı ve sivil toplumu toptan işlevsizleştirme riski taşıyan bir yöne evrilmektedir.
Irak’ın işgalinde de kullanışlı bir aparat olan Kitle İmha Silahları başlığı altında, kirliliği malum uluslararası organların tavsiyeleri bahane edilerek hazırlanan, Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanununda köklü değişiklikler yapan, muhatapları dinlenilmeden, hiçbir toplumsal tartışmadan geçirilmeden, nasıl ve hangi gerekçelere dayandığı belirsiz yasa teklifinin öncelikle usulen sakat olduğunu vurgulama ihtiyacı hissediyoruz. Teklifin 15. Maddesiyle, basit bir soruşturma ile, masumiyet karinesine aykırı olarak, dernek organlarında yer alan kişinin geçici olarak görevden uzaklaştırılmasının ve derneğe kayyım atanması ile gerekli görülürse derneğin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasının yolu açılmaktadır.
Soruşturma ve kovuşturmaların uzunluğu ve niteliği, basit bir gizli tanık beyanı ile bile kişi ve kurumların rahatlıkla soruşturmalara dahil edilebildikleri dikkate alındığında sivil toplumun karşı karşıya bulunduğu risk anlaşılacaktır. Sivil toplumun sesini daha da kısacak, şiddete bulaşmadığı mahkeme kararları ile sabit örgütlerin bile terör örgütü kapsamına alındığı bir vasatta, terör gibi muğlak ve kaygan bir kavram üzerinden sivil toplum faaliyetlerini ve itirazlarını kriminalize edecek, ifade özgürlüğünün ve örgütlenme hakkının özünü zedeleme riski taşıyan düzenlemeye açıkça itiraz ettiğimizi vurgularız.”
‘HIZLI KAPATMA’ PROSEDÜRÜ YARATILIYOR
İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin de bulunduğu 40 Sivil Tolum Kuruluşu da ortak bir bildiri yayınlayarak teklifin Anayasa ve örgfütlenmeye aykırı olduğunu vurguladı.
Teklife karşı kampanya başlatan STK’lar kurdukları https://siviltoplumsusturulamaz.org/ sitesinden yayınladıkları açıklamada şöyle denildi: “Teklif başta Anayasa olmak üzere bağlı olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve edinilmiş müktesep haklara aykırıdır.
Teklifin amacı ve ismi ile hiç ilgisi olmadığı halde, Yardım Toplama ve Dernekler Kanunlarında yapılan değişiklikler ile mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmakta ve İçişleri Bakanlığının dernekler üzerindeki siyasi vesayetini sağlayacak yeni düzenlemeler içermektedir.
Teklifin aynen yasalaşması durumunda, tüm dernek ve vakıflar tek imza ile kapatılma riskiyle karşılaşacak, bu konuda açılacak idari davalar yıllarca süreceği için pratikte ‘hızlı kapatma’ prosedürü yaratılmış olacaktır. Tekliften dernekler, vakıflar ve yardım toplama ile ilgili maddelerin geri çekilmesini talep ediyoruz.”