[Karar]
YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN GÜREL
Tevekkül kelimesi, “insanın her işinde sadece Allah’a güvenmesi, O’na boyun eğmesi” anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de öne çıkarılan en temel değerlerden biri olan tevekkülde asıl olan kişinin, kendi gücünün yetersizliğinin farkında olması ve Allah’a olan bağlılığını bir başka önemli değer olan güven değeri üzerine bina etmesidir.
EN SON AŞAMA
Güvenin olmadığı yerde hakiki bir tevekkülden bahsedilemeyeceği için tevekkül değeri, güven temeli üzerine yükselen bir hal almaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin davet süreçlerinden kesitler sunulurken onların, her koşulda Allah’a tevekkül ettikleri özellikle vurgulanır (Yunus, 71; Hud, 56, 88). Hemen belirtmek gerekir ki peygamberlerin tebliğ faaliyetleriyle bize tanıtılan tevekkül değeri, yapılması gerekenleri yaptıktan sonraki bir aşamadır. Bu husus din eğitimi açısından kilit noktalardan birisidir. Buna göre Kur’an-ı Kerim’de emredilen tevekkül, kişinin bir işin olması için elinden gelen çabayı göstermesi yani sebeplere sarılıp onları yerine getirmesinden sonra neticeyi elde etmeyi o sebeplere bağlı görmeyerek yüce Allah’a sığınmasıdır.
ACZİYETİ HATIRLATIR
Buna göre gerçek tevekkül şudur: “İnsan, önce yapması gerekene teşebbüs edecek, işinin gerektirdiği bütün unsurları yerine getirecek, ardından Allah’a tevekkül edip dayanacaktır.” Kendi gücünün dâhilinde olanı yapmayan, gevşekçe hareket edip sonucu Allah’tan bekleyen kişinin davranışı tevekkül değildir.
Ahlak ve değerler eğitimi ile alakalı olarak tevekkül değerinin bireylere küçük yaşlardan itibaren anlatılıp benimsetilmesinin başka bir öğretisi de şudur: Bizim gücümüzün dâhilinde bile olsa her işin Allah ile olan bir bağı, bir ilişkisi vardır. O bağı harekete geçirmeden başarı elde edilemez.
Kur’an okulu, peygamberlerin tevekkül örneklerini sunarak yaptığımız işlerin arka planında Allah’ın takdir ve yaratmasının olduğu bilincini vermektedir. Böylece Allah ile kul arasındaki ilişkiyi düzenleyen bu anlatım, tevekkül değerinin en etkin eğitimini sunmuş olmaktadır.