Spor yazarları, Milli Takımımız'ın İspanya'ya 3-0 mağlup olduğu maçı köşelerinde değerlendirdiler.
120
LEVENT TÜZEMEN - TAKVİM
Hırvatistan maçından sonra ağır eleştirilen millilerin, İspanya'ya karşı onur mücadelesi vereceklerini tahmin etmiştim ama yanıldım. Başta kaptan Arda olmak üzere tüm futbolcuların, "Turnuva bitsin, evimize gidelim. Bizim Fransa'da ne işimiz var?" diyecek kadar sorumsuz, isteksiz, mücadeleden uzak ve sahaya yüreklerini koymadan oynadıklarına şahit oldum. Fatih Terim'in çok eleştirilen kadroda değişikliğe gitmeyip sadece Burak'ı monte etmesi Milli Takım'ın çöküşünün habercisiydi.
220
ERSUN YANAL - MİLLİYET
Avrupa Şampiyonası’nda oynanan maçlar şunu gösterdi ki sahada mücadele etmeden maç kazanılmıyor puan alınmıyor. Şampiyonada takımların teknik-taktik anlayışları bir yana fizik güçlerinin oldukça yüksek sahadaki mücadele seviyelerinin üst düzeyde olduğunu görüyoruz. İyi bir Milli Takımımız var. Rakip kim olursa olsun puan almamız için yapmamız gereken sahada mücadele gücünü yüksek tutup coşkulu bir oyun yapısına bürünmemiz şart. Bu mücadele ve coşkuyu sahada gördüğü takdirde sonuç ne olursa olsun Türk Milleti oyuncularımızı yine bağırlarına basacaktır.
320
UĞUR MELEKE - HÜRRİYET
Fark yemek de var futbolda, galibiyet de var mağlubiyetmaç sonunda 0 puan, hatta 0 gol ile de ülkeye dönebilirsiniz. Ama koşmadan, savaşmadan, herhangi bir zihinsel ya da taktiksel çalışma belirtisi göstermeden dönmemelisiniz.Esas üzücü olan bu. Eğer 31,5 yaş ortalamalı İtalya 120 kilometre koşarken, turnuvanın en genç takımı Türkiye 102 koşuyorsa orada sorun var işte.
420
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK
Topal’dan başka direnç katabilen orta alan üretemiyorsak, sadece 1 asli santraforumuz var ise, Serdar Aziz sakatlanınca Ömer Toprak’tan başka alternatif gösteremiyorsak (Ersan’ı alsaydı diyenler var. Ersan da sol ayaklı stoper. ‘Ersan alınmalıydı’ diyenler Hakan Balta ile birlikte 2 sol ayaklı stoperin olup olmayacağını da açıklamalılar; kalite bu kadar.
520
ATTİLA GÖKÇE - MİLLİYET
Ceketin ilk düğmesini yanlış iliklediğiniz zaman, öteki düğmeler de yanlışı seriye dönüştürür. Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki durumumuz budur. Yanlışlıkları sürdürüyoruz. İspanya karşısında da öyle oldu işte. Kesinlikle daha istekli, daha heyecanlı daha çok koşan bir takıma dönüşmüşlerdi. Fatih Terim, performansı tartışılan ve ölçülü- abartılı eleştirilen oyuncularına güvenini gösterdi, desteğini esirgemedi. Ne var ki bunların işe yaramadığını gördük
620
HALİL ÖZER - HABERTÜRK
Yıllardır bu tip organizasyonları ve Milli Takımımız’ı takip ederiz. Ama ben bu kadar kötü bir Milli Takım kampı görmedim ve duymadım. Keyifsizlik, huzursuzluk tavan yapmış. Maç oynanmadan prim konuşuluyor. Ayrıca da herkesin derdi var. Birisinin transferi bitmemiş, birisinin kişisel problemleri var. Bir diğerinin psikolojisi bozulmuş. Ve bunun gibi bir sürü sorunlar yumağı...
720
FEYYAZ UÇAR - FANATİK
Arda bu protestoyu haketmedi. Kendi kalecisine eldiven bıraktıran, dünyadaki en önemli futbol elçisini yuhalayan bir hale geldik. Ne olursa olsun, bu takım bir mucizeyi gerçekleştirdi. Koca bir yıl yenilmeyerek Avrupa Şampiyonası’nda mücadele etme şansı yakaladı bu çocuklar. Çek Cumhuriyeti’ni yenerek gruptan çıkma başarısını gösterebilirler. Hala son sözümüzü söylemedik..
820
ARİF KIZILYALIN - CUMHURİYET
Eskiden geri dönüşlerin ülkesiydik; şimdi dönülmez akşamların takımı olduk. Eskiden korku salardık rakibe; şimdi eğlencelik, çıtır-çerez niyetine kaynıyoruz arada!... Eskiden ayıyla, yıldızıyla, kırmızısıyla, beyazıyla hatta göğsündeki bayrağıyla çıkardık sahaya; şimdi salı pazarından derlenen siyah şort, turkuaz tişört, kırmızı konçla boy göstermeye başladık. Galiba eski camlar bardak oldu Türk futbolunda... Başka açıklaması yok! Yazık onca emeğe, onca paraya, onca beklentiye!
920
HAKAN ÜNSAL - HÜRRİYET
Hırvat maçını tek gol pozisyonu ile bitirmiştik. İspanya maçında De Gea’yı göremedik bile. Çünkü kaleye gidecek ne gücümüz, ne hızımız ne de moralimiz vardı. Yine birçok denklemin bir araya gelmesini bekleyeceğiz. Tabi Çekler’i yenersek. Bitik ruh halimiz, olmayan gücümüz ve dibe vurmuş moralimizi ile işimiz zor.
1020
OSMAN ŞENHER - MİLLİYET
Milli takımımızdaki futbolcuları övsek de eleştirsek de hiçbir şey değişmeyecek, bizim kalitemiz bu. Avrupa Şampiyonası'na katılmak büyük başarı, bunu inkar edemeyiz. Ama turnuvada oynadığımız Hırvatistan ve İspanya bizden daha iyi takımlar. Futbolcuları tam bir profesyonel. Takım olarak oynayacakları futbolu ezberlemişler. Çok istedik en azından Boğalarla berabere kalalım diye. Peki bu İspanya'yla nasıl berabere kalabiliriz, mümkün mü! Bizim futbolcularımız eleştirildikleri zaman kızıyorlar ama kusura bakmasınlar, övüldükleri kadar büyük futbolcu değiller.
1120
CÜNEYT TANMAN - MEYDAN
Zor bir grupta, çok zor iki rakiple başlamak hayırlı olmadı. Hırvatlardan bir golle kurtulduk ama İspanya karşısında ilk maçtaki kadar şanslı olamadık. İspanya çok rahat goller buldu. Defans arkasına yaptıkları her koşuda forvetleri bom boş kaldı. Böyle defans bulan İspanya forvetlerine bayram yaptırdık. Bu karşılaşmaya kadar eleştirilen forvetlerine moral kazandırdık. Turnuvada 21 maçtır ilk defa 2 gol üstünde gol yiyen takım olduk.
1220
İLKER YAĞCIOĞLU - TAKVİM
Euro 2016'nın geriye kalan maçlarda göze çarpan en büyük özelliği bütün takımların müthiş bir şekilde mücadele etmesiydi. Arnavutluk'un Kuzey İrlanda'nın İzlanda'nın ortaya koyduğu müthiş mücadele herkesin takdirini kazandı. Bizim açımızdan en üzücü olan taraf da bu. Maalesef oynadığımız iki maçta da takım olarak mücadele edemedik. Oyuncularımızın formsuzluğu Fatih hocanın inadı iki maçta ortaya çıkan bu vahim tablonun başlıca sebepleriydi. Ülkede herkes Mehmet Topal ön liberoda oynamalı derken, Fatih hoca ısrarla stoperde oynatmaya devam etti.
1320
ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH
Bir örnek Oğuzhan için vereyim... Önemli yeteneklerini hiçbir zaman tartışmam ama hep de fizik gücü ve devamlılığı günümüz futboluna uygun değil diye eleştiriler yapmıştım. İşte bugün şampiyona takımlarının yetenekli orta saha oyuncularının temposunu Oğuzhan ile karşılaştırınca ortaya gerçekler çıkıyor.
1420
METİN TEKİN - SABAH
İspanya'nın topa pasla sahip olacağı ve her şekilde sizden oyun üstünlüğünü ele alacağı bekleniyordu. Bu da oldu. Ha biz neyi yapabilirdik? Çok daha sıkı bir savunma yapabilir, zaman zaman topu kaybetmeden paslaşabilir veya hücuma çabuk çıkabilirdik. Ama bizim yapamadıklarımız agresiflik ve savunma sürekliliği ile topa sahip olup, hücuma çabuk çıkamamaktı. Böyle olunca da beklenen oyun istenmeyen sonucu getirdi. Maç esasına bakarsak 48. dakikada gelen 3. golden sonra bizim için de onlar için de bitti...
1520
OKTAY DERELİOĞLU - TAKVİM
Hırvatistan maçı sonrasından başlamak istiyorum. Fatih hoca "Buraya gelmek büyük başarı" dedi. Gerçekten büyük başarı. Ama eğer turnuvaya geldiyseniz takımınızın bir oyun felsefesi olur. Rakibinize göre oyuncu seçiminiz olur. Taktiksel anlamda bir anlayışınız olur. Örneğin kapanır, kontrarataklarla çıkarsınız. Ya da rakibine önde baskı kurup bunaltır kanat organizasyonu yaparsınız. Veya başka bir feslesefe ile sahaya çıkarsınız. Ama maalesef biz hiçbir şey yapmadık.
1620
SELÇUK DERELİ - SÖZCÜ
Milli Takımımız, en kötü zamanlarında bile bu kadar çaresiz kalmamıştı. Öylesine mücadeleden yoksun ve konsantrasyon eksikliği yaşadılar ki, oyuncularımızı ve Fatih Terim'i tanımakta güçlük çektik. Bu futbolcular reklamlarda göstermiş oldukları performansın yarısını Fransa'da ortaya koysalardı, sonuç çok farklı olurdu! Şu bir gerçek ki, Fatih Terim oyuncularını bu turnuvaya motive edememiş. Rakip takımla mücadele etmek bir tarafa, bazı oyuncularımız kendi taraftarımızla uğraştı. Tribünlerden Arda'ya yapılan tepkiler çok gereksizdi ancak Arda'nın da buna yanıt vermesi kabul edilemezdi.
1720
CEM DİZDAR - FANATİK
Fatih Terim, ilk maçın ardından “Ders aldık” dememiş miydi?.. Peki ama alınan ders hangi sınav içindi? Degaj yapan kaleci... Gol koridorunda koşan Oğuzhan’a topu atmayıp terse oynayıp pozisyonu heba eden ‘morali bozuk kaptan’ Arda... Stopere mahkum edilen ülkenin çok boyutlu yegane oyuncusu Mehmet Topal’ın pozisyon hataları... Düşük pas bağı.. Ezberlenmemiş ama ezbere oynamaya çalışan bir milli takım...
1820
ALTAN TANRIKULU - MEYDAN
Fatih Terim, İspanya’yı iyi tanıyordu.. Çekler’le oynadıkları maçı da yerinden izledi.. Daha iyi analiz, daha iyi taktik, daha iyi bir onbir bekliyorduk açıkçası Fatih Terim’den.. İspanyollar çok rahat kazandı, biz turnuvanın en kötü takımı izlenimini pekiştirdik..
1920
ERCAN GÜVEN - MİLLİYET
Az gittik uz gittik, Hırvat deresinde battık, İspanyol tepesinde tükendik ve bir arpa boyu futbol oynamadan yine "mucize"nin kapısına dayandık!.. "Çek maçında bir daha"! Başka türlü kalamayız Fransa'da. Hırvatlara karşı fiziken ve ruhen dökülen Milli Takım'ın, İspanya gibi topu zimmetine geçirip rakibini pas manyağı yapan bir fenomenden galibiyet veya puan çıkarmasını bekleyemezdik tabi. İlk yarım saat direndik. Son yarım saat "bitse de gitsek" dedik. Adamlar sağımızı otoban yaptı ve üç yedik.
2020
ÜMİT AKTAN - TÜRKİYE
Kanatçı ve pasçı tiki-takacılar göbekten ve ortadan çözdü bizi... Maç; 'hoca beni oynatsa' maçından, 'hoca beni oyundan alsana' maçına dönmüştü çünkü ikinci yarının başında daha top bize değmeden üçüncüyü de yedik... Maçın geriye kalan tarafı; ezber artı yetenek ile iman gücü artı tükenmişliğin maçına dönüştü… Müsaadenizle… Gerisini yazamayacağım, içim elvermiyor...