HİLAL ÖZTÜRK / İSTANBUL
ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in başkentini Kudüs olarak ilanı, dünyanın gözünü ‘Filistin meselesi’ne çevirmesine neden oldu. Sorunun sadece Kudüs’ten ibaret olmadığı, adı devlet de olsa da işgal altında, egemenlik hakkı olmayan, sınırları belirsiz Filistin gerçeği yeniden gözler önüne serildi. KARAR’a konuşan diplomatik kaynaklar, Filistinlilerin uluslararası toplumdan beklentisini “özgür Filistin için İsrail’e baskı oluşturulması” olarak açıklıyor. 13 Aralık’ta İstanbul’da toplanacak İslam Konferansı’nda kınama dışında meşru ve hukuki zemini olan bir eylem kararının Trump’ın kaos ateşini, Filistin’i aydınlatacak bir meşaleye çevirebileceğine işaret ediliyor.
Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi, dünya kamuoyunun gündeminin uzun zaman sonra yeniden Filistin olmasına neden oldu. ‘Filistin meselesi’ diye özetlenen sorun, ayrıntılarını sadece ilgililerinin bildiği 70 yılık bir konu. Bugün bir Filistin devleti var ama tümüyle işgal altında ve sınırlarının nerede başladığı, nerede bittiği belli değil. İsrail’le varılan mutabakat sonucunda 1994’te Filistin Ulusal Otoritesi olarak kurulsa da 2013 yılı Ocak ayında devlet ünvanını almasıyla bu ülkenin tanınma süreci de başladı. Birleşmiş Milletler’de (BM) gözlemci statüsüyle temsil ediliyor ancak, resmi kayıtlarda ‘Filistin Devleti’ olarak geçiyor. 2012’den bugüne BM Sekreteryası bütün yazışmalarda ‘Filistin Devleti’ ünvanını kullanıyor. Pasaportları ABD’nin ve Türkiye’nin de olduğu 29 devlet tarafından tanınıyor. ABD seyahat belgesi olarak görse de Filistinliler pasaportlarını kullanabiliyor. Filistin meselesi uluslararası toplum açısından İsrail’in 1967 sınırlarına çekilmesi, mülteciler, tazminat ve Kudüs’ün statüsünün belirlenmesi noktasına gelmişken, Trump’ın açıklaması barış sürecinin itibarını zedeledi. Ancak İsrail’in işgalleriyle sınırları gittikçe küçülen ‘ne devlet ne değil’ durumuna gelen Filistin için 13 Aralık’ta toplanacak İslam Konferansı’ndan çıkacak kınamada değil ama bir eylem kararının bu süreci bir fırsata çevrilebileceği değerlendirmesi yapılıyor.
KARAR yazarı Prof. Dr. Mensur Akgün, Filistin meselesinin tanınmaya indirgenmeyecek kadar önemli olduğunu belirtti. İsrail’in özellikle son dönemde yerleşim birimlerini sürekli genişlettiğine dikkat çeken Akgün “İleride kurulacak muhtemel Filistin devletinin sınırlarını küçültmeye çalışıyor. Çok zor bir ihtimal de olsa devlet olarak BM’ye alındığında minyatür bir Filistin devletinin orta kalması söz konusu” dedi. Filistin’in devlet olarak tanınmasının önemli ancak bu durumun kötü bir tarafının da olduğunu kaydeden Akgün “Dünya Filistin sorununa bitmiş olarak bakabilir. Sınırlar belirlenmeden tanıma işleminin yapılması sakıncalı. Dünya ‘işte oldu, bu sınırlar içinde yaşayın’ diye bakabilir” ifadelerini kullandı. Akgün, sorunun çözümü için İsrail ve ABD üzerinde uluslararası baskı oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Oslo’da varılan anlaşmalar, BM müktesebatı, Quartet’ın bütün belgeleri elimizde. Bunlar üzerinden hareket edilecek olursa çözüm hızla gelebilir. Trump’ın bu açıklaması İsrail tarafının elini müthiş güçlendirdi ancak 13 Aralık İslam Zirvesi çok önemli. Bu zirveden kınama değil de makul ve hukuki zemini olan bir eylem planı, bir strateji ortaya çıkarsa Trump’ın açıklamasının fırsata çevrilmesi mümkün.”
KINAMA DIŞINDA SOMUT ADIM BEKLENİYOR
Peki Filistin’de neler yaşanıyor? Karar’ın diplomatik kaynaklardan aldığı bilgilere göre, Trump’ın açıklamaları bir süredir kendi aralarında anlaşmazlık yaşayan Filistinlileri birleştirdi. Bölgede önceki gün Filistin Kurtuluş Örgütü merkez komiteleri toplandı ve bir strateji belirlemeye yol haritası çizmeye çalışıldı. Bugün de bir toplantı yapılacak. Toplantılarda bundan sonraki süreçte nasıl hareket edileceği konusunda kararlar alınıyor. Filistinliler iki devlet olma ümidi kalmazsa ne yapılacağı ve alternatif strateji geliştirme çabasında. Barışçı halk direnişi adını verdikleri mücadelenin sürdürüleceği ancak aynı zamanda kendi aralarındaki uzlaşmazlıkları çözerek, İsrail’e burada kalıcı olduklarını göstermek kararlılığı ortaya çıktı. Filistinliler uluslararası kamuoyundan da daha çok destek bekliyor. Dünyanın 70 yıldır sadece söylemle destek vermesinden bıkmış durumdalar ve laf değil somut adımlar istiyorlar. Filistin, uluslararası toplumun İsrail’e karşı bir araya gelip Tel Aviv’e baskı yapılmasını bekliyor. Her ülkenin kendi ilişkileri kapsamında İsrail’e baskı uygulaması gerektiğini belirtiyorlar. Şu aşamada sokak gösterilerinin İsrail’i caydırmayacağının ortada olduğu ifade ediliyor. Arap Ligi ve Çarşamba günü İstanbul’da düzenlenecek olan İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü toplantısının kınamadan öte kararlar alması beklentisi yüksek.