EROL METİN / ÖZEL HABER
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yaptığı gibi İslam’ın istismar edilme tehlikesine karşı sivil dini oluşumları uyaran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in “Çare şeffaflıktır. Bir yapı, hangi çerçevede hizmet veriyorsa topluma onu deklare etmeli ve onun dışına çıkmamalıdır” şeklindeki sözlerinin ardından devletin ilgili birimleride başlatılan çalışmalar sürüyür. Cemaat ve tarikatların hem töhmet altında bırakılmaması hem de şeffaf bir yapıya kavuşturulması için Osmanlı ve dünyadaki örnekler inceleniyor.
AKREDİTASYON KURULU
Şeffaflaşma konusunda öncelikle hukuki alt yapının oluşturulması gerektiği üzerinde duruluyor. Buna göre, ilk olarak kamuda bir akreditasyon ve denetim kurulu oluşturularak resmiyeti kabul edilmeyen tarikat ve cemaatlerin kayıt altına alınması sağlanacak. Yasal statü kazanan dini yapılara vakıf ve dernek modeli getirilecek. Derneklerdeki üyelik sistemi, tarikat ve cematlere de uygulanacak. Bu şekilde her tarikat ve cemaat, kendilerine tabi olan kişileri üye olarak kaydedecek. Söz konusu yöntemle hangi tarikat ve cemaatin ne kadar taraftarı bulunduğu da gün yüzüne çıkacak. Devlet tarafından desteklenmeleri ya da yardım toplamak gibi faaliyetlere izin verilmesi söz konusu olduğunda üyelik kriterlerden biri olabilecek.
KAYIT DIŞI ÖNLENECEK
Dini alanda faaliyet yürütecek yapıların, vakıf ve derneklerde olduğu gibi misyonlarını kamuoyuna deklare etmesi zorunlu hale gelecek. Taahhüt edilen hususların dışında başka faaliyetlerin içerisine giren tarikat ve cemaaler hakkında yasal işlem başlatılacak. Üzerinde kafa yorulan yeni modelde, ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen kayıt dışı öğrenci evleri ve yurtların açılmasına izin verilmeyecek. Türkiye Diyanet Vakfı’nın açtığı öğrenci evleri ve yurtları, cemaatler için model teşkil edecek. Sivil dini hayata katkı sunan dini oluşumlar, mali konularda da şeffaflaşmaya zorlanacak. Tarikat ve cemaatlerin ekonomik kaynakları, devletin yetkili kurumlarınca denetlenerek kayıt dışılığın önüne geçilecek.
ŞEFFAFLAŞMAYA YEŞİL IŞIK
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki ihaneti nedeniyle töhmet altında kalan, bu durumun somut bir yansıması olarak Kurban Bayramı’nda bekledikleri rakamların çok altında kurban ve kurban derisi toplayabilen tarikat-cemaatler de şeffaflaşmaya sıcak bakıyor. Tarikat ve cemaat temsilcileri, RTÜK benzeri bir denetim organı kurularak, İslam hizmetini istasmar edip hurafelerle halkın kafasını karıştıran oluşumların önüne geçilmesi talebini dillendiriyor. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından bazı çevrelerce diğer cemaat ve tarikatları zan altında bırakan söylemler gündeme getirilmişti. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, tüm tarikat ve cemaatlere FETÖ muamelesi yapılamayacağını belirterek Cumhuriyet tarihinde ilk kez sivil dini yapılarla toplantı yapılacağını açıklamıştı.