Çanakkale Cephesi, dünya diplomasisinin kasvetli bulutlarla kaplandığı 1900'lü yılların başlarında patlak veren I. Dünya Savaşı'nın bir cephesi olarak açıldı. Jeopolitik konumuyla büyük önem taşıyan Çanakkale Boğazı, en az kendisi kadar önemli başka birçok noktaya erişim sağlayabilecek bir kapı gibiydi. Bir yıl kadar devam eden ve bir savaştan çok daha fazla anlam içeren bu dönüm noktasını kahramanlar Türk tarihine altın harflerle yazdı.
Çanakkale'ye karşı er geç bir harekâtın yapılacağı Osmanlı Devleti tarafından öngörüldüğünden Boğaz'ın savunulması için hazırlıklar 1914 Ağustos'undan itibaren başlamıştı. Tabya ve istihkâmlar tahkim edilmiş, yeni bataryalar ve toplarla kuvvetlendirilmişti. Başlangıçta Boğaz'da kullanılmaya elverişli büyük çaplı 24 top varken 19 Şubat 1915'te bu sayı 64'e çıkarılmıştı.
Bunun yanı sıra Boğaz'ın en etkili savunma vasıtası olan mayın hatları da her geçen gün artırılmış ve 1915 yılının Şubat ayına gelindiğinde 300'den fazla mayınla 10 sıra mayın hattı meydana getirilmişti. Mayın taraması yapacak düşman gemilerine karşı mayın hatlarını korumak üzere seyyar ve sabit obüs bataryaları kuruldu. Düşmanın gece mayın taraması yapma teşebbüsünü önlemek için muhtelif yerlere projektörler yerleştirildi.
Savaş esnasında düşman savaş gemilerinin dikkatini asıl bataryalardan uzaklaştırıp yanıltmak için sahte bataryalar hazırlandı. Bunlar, boruların içerisinde yakılan ot vesair maddelerle duman çıkartılıp oradan batarya ateş açıyormuş hissi uyandırarak düşmanı aldatmaya yönelik savaş hileleriydi. Muhtemel bir çıkarmaya karşı da Ezine'den kuzeyde Saros Körfezi'ne kadar olan 140 km'lik sahayı, dağınık ve intizamsız olmakla birlikte beş tümen korumaktaydı.
İngiltere ve Fransa I.Dünya savaşının süresini kısaltmak istiyorlardı. Bunun tek yolu vardı Çanakkale'yi geçmek. Böylece hem Osmanlı Devletini savaş dışında bırakacaklar hem de müttefikleri Rusya'ya gerekli yardımı ulaştıracaklardı. Bu düşüncelerini 19 Şubat 1915'ten itibaren uygulamaya koydular. Türk tabyalarının tamamen etkisiz hale getirildiğine inanarak 18 Mart 1915'te Çanakkale'den geçme girişimini başlattılar. Ancak bu onlar için tam bir felaketle sonuçlandı. Donanmanın bir çok büyük gemisinin batması sonucu geri çekilmek zorunda kaldılar. Başarılı bir kara harekatı yapılmadan denizden Çanakkale'yi geçmenin imkansız olduğunu anlamışlardı.
250 BİN ŞEHİT VERDİK
Kocaman bir dünya savaşının sadece bir cephesi olsa da, Çanakkale hem kazanan hem de kaybeden için pahalıya mal oldu. 490.000'e yakın askerle gelen işgalci kuvvetler, 300.000'den fazla kayıp verdi. Buna karşılık Osmanlı tarafının 315.000 askerinin 250.000 tanesi ana yurdunu korurken şehit oldu. O tarihe kadar eşi görülmemiş bir cephe olan Çanakkale, sonucunda toplamda yarım milyondan fazla insan genç yaşta hayatını kaybetti.
TSK arşivinden Çanakkale Zaferi fotoğrafları
BUGÜNKÜ TÖRENLER
Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanıldığı 18 Mart sabahı ilk tören Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başlayacak.
18 Mart Stadı'ndaki törenlerde Genelkurmay Başkanlığı Mehteran Bölüğü gösteri sunacak. Altın madalya, vali, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından bayrağa toka edilecek. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından protokol üyeleri, halkın, askerlerin ve öğrencilerin Çanakkale Deniz Zaferi'ni kutlayacak.
Konuşmaların ardından halk oyunları gösterisi yapılacak ve resmi geçitle buradaki tören sona erecek.
İkinci tören, Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde yapılacak. Çanakkale Boğazı'ndaki donanmaya ait gemilerin geçit törenin ardından "Türk Yıldızları" gösterilerini sunulacak.
Şehitlik defterinin imzalanmasının ardından şehitliklere karanfil bırakılıp "15 Temmuz" sergisi gezilecek.
Törenler, dua edilmesi ve şehitlik ziyaretiyle sona erecek.