MELEK GEDİK | KARAR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un günün haberlerini yorumladığı Bi'Karar Ver programına bu kez T24 yazarı Murat Sabuncu konuk oldu.
30 yıllık meslek hayatında birçok sıkıntı yaşadığını fakat bu dönemde adres olarak direkt hapishanelerin gösterildiğini belirten Sabuncu "Şu espri artık insanın canını yakıyor, haklı bir muhalefette: Silivri soğuktur. Ne yapalım? Ülke donmuş, ülkenin demokrasisi, hukuku, insan hakları ve ekonomisi donmuş. 'Silivri soğuktur' esprisine bakıp bir şeyler demeyelim mi?" dedi.
İktidara yakın medyayı da eleştiren Sabuncu "Bir dönem iktidara yakın çalışan insanlar şunu söylüyordu: Ne yapalım? Ekmek parası. Düzenin içindeyiz, biliyoruz doğru değil ama... Onlara şunu söyledim: Siz eve ekmek götüreceksiniz diye, yayın kuruluşlarınızın attığı iftiralarla pek çok insan ekmeksiz kalıyor. Pek çok insan özgürlüğünü kaybediyor. Göz göre göre, bu çarka ortak olmak.. En acısı bu biliyor musunuz?" diye konuştu.
Sabuncu'nun açıklamaları şöyle:
"30 yıldır gazetecilik yapıyorum, 28 Şubat'ta DGM'de yargılandım. Çevik Bir vermişti, tutuksuz yargılanmıştım. Bu dönemde de yargılandım, korkunç yalan ve iftiralarla. Cumhuriyet iddianamesi korkunçtu mesela. Türkiye'de hiçbir zaman medya, tam özgür olmadı. Askerlerin emrine giren gazeteciler oldu... İyi bir medya geçmişimiz yoktu. Fakat dün biraz daha zorlayabiliyorduk, bugün doğrudan hapse gidiyorsunuz.
"TÜRKİYE SUPERMAN ARIYOR"
"Şu espri artık insanın canını yakıyor, haklı bir muhalefette: Silivri soğuktur. Ne yapalım? Ülke donmuş, ülkenin demokrasisi, hukuku, insan hakları ve ekonomisi donmuş. 'Silivri soğuktur' esprisine bakıp bir şeyler demeyelim mi?
Türkiye superman'lar arıyor, Cumhurbaşkanı da Türkiye'nin en büyük superman'i. Öyle konumlandırılıyor. Bir laf söyleyecek bütün fiyatlar aşağıya inecek. Bir laf söyleyecek X şahıs özgürlüğüne kavuşacak. Bu böyle değil, bu sistem böyle işlemiyor. Türkiye'de evlat ile evladın oynamasını bile istemeyecek insanlar var. Türkiye'de kutuplaşma bu noktada. Bunu değiştirecek olan gençler. Gençlere çok güveniyorum. Boğaziçi protestolarında gördük.
"BU NASIL BİR BÖLÜCÜLÜKTÜR?"
Dün bir haber yayınlandı. Diyarbakır'da kayyum, yardımcılarını Sakarya'dan, Mersin'den getirmeye başlamış. Diyarbakır'da genel sekreter olacak bir kişi yok mu? Bu nasıl bir ayrımcılık? Bu nasıl bir bölücülüktür? Bu nasıl bir ayıp?"
"BİZ GÖSTERELİM, DUYULSUN"
Bi'Karar Ver'in ilk yarısında Elif Çakır ve Yıldıray Oğur, yazılı, görsel, dijital medyada günün öne çıkan haberlerini yorumladı.
İstanbul'da kaçırılan Gökhan Güneş'in 6 gün sonra evine geri döndüğünü ve işkenceye uğradığını anlattığını belirten Oğur, yaşananlara sert tepki gösterdi:
"20 Ocak'ta, İstanbul'da bir elektrik işçisi kaçırılıyor. Legal olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin de üyesi. Belediye durağından kaçırılıyor, 6 gün boyunca haber alınamıyor. Twitter'dan kampanyalar yapıldı, sonra evine döndü. Dün de başından geçenleri bir basın toplantısı ile anlattı. Hiçbir yerde görülmedi, en azından biz gösterelim. Duyulsun. 2021'in Türkiyesi'nde böyle şeyler oluyor."
"ŞİMDİ BAKIYORSUNUZ HER ŞEY MÜBAH"
Türkiye'deki işkence iddialarına değinen Çakır da iktidarın artık 'Her şeye mübah' tavrında olduğunu belirterek şunları kaydetti:
Diyelim ki terör suçlusu... 2012'de cezaevlerinde açlık grevleri başlamıştı. Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, açlık grevi bitsin diye görüşmüştü. Cezaevine gitti, görüşmeler oldu. Sonra Erdoğan çıkıp grup toplantısında 'Biz, bunları bitirmek istiyoruz. Daha ne yapalım' gibi açıklamalar yapmıştı. Şimdi bakıyorsun, her şey mübah.
Çözüm sürecini de hatırlatan Çakır "Dolmabahçe Zirvesi'nde iktidarın bütün bakanları vardı, görüşmeler yapıldı. Fakat Sayın Erdoğan 'Benim haberim yoktu' dedi. Sonra herkes bir kenara attı" yorumunda bulundu.