Suudi Arabistan denince akla ilk olarak kraliyet ailesinin şatafatlı yaşantısı ve özellikle kadınlara yönelik baskılar geliyor. 31 yaşındaki ihtiraslı Prens Muhammed bin Selman’ın veliahtlık koltuğuna oturmasından sonra ise Riyad yönetimi, çeşitli kültürel reformlar yapma sürecine girdi. Bunun ilk adımı, Kral Selman bin Abdülaziz’in eylül sonunda imzaladığı kararnameyle kadınların araba kullanması üzerindeki yasağı kaldırması oldu. Peki Suudi halkı ne düşünüyor? Haklar ve özgürlükler, reformlar, dış politika, mezhep çatışması gibi konulara halkın bakışı nasıl? Mutlak monarşiyle yönetilen ülkedeki baskıcı siyasi ortam nedeniyle bu konuda Suudi halkı üzerinde yapılmış çok az ciddi çalışma bulunuyor. Ancak bunlara ‘türünün ilk örneği’ denebilecek nitelikte bir araştırma eklendi. ABD’de Ortadoğu meseleleri üzerinde faaliyet gösteren ve Pentagon üzerinde etkili olduğu bilinen düşünce kuruluşu Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nden Dr. David Pollock, Suudiler üzerinde yeni yapılan bir araştırmayı kaleme aldı. Anket çalışmasının hükümet kontrolünde olmayan ticari amaçlı bir araştırma şirketi tarafından yapıldığını belirten Pollock, bu nedenle çok önemli olduğunu ve çalışmanın sonuçlarını güvenilir bulduğunu belirtiyor. Geçen ay yapılan araştırmada yüz yüze görüşme tekniği kullanılırken, anketler, Suudi toplumunu temsil niteliği olan bin kişilik bir grup üzerinde yapıldı. David Pollock, anketin Arabistan sokaklarını olduğu kadar Suudi seçkinlerinin de görüşlerini yansıttığını ifade ediyor. Anketten çıkan sonuçlar, Riyad yönetiminin giriştiği reformların halkta karşılık bulduğunu gösteriyor. Suudi halkı, reformların gerçekleştirilmesinin dış politika konularından daha önemli olduğuna inanıyor. İslam’ın modern ve ılımlı bir yorumunun benimsenmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı da az değil. Aslında Suudi yönetiminin son dönemdeki agresif dış politikası, halkta büyük karşılık bulmuş gibi görünmüyor. Örneğin ankete katılan Suudilerin pek çoğu Sünni ve Şii Araplar arasında işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu durum, Suudi Arabistan ve İran ile mezhep üzerinden yaşanan gerilime tezat oluşturuyor. Suudi yönetiminin Katar krizi konusunda da halktan tam destek aldığını söylemek zor. Katılımcıların yarısı, Katar’a boykotun sürdürülmesine karşı.
Buna rağmen anket sonuçlarında devletin resmi tutumuyla paralellikler de söz konusu. Örneğin halkın çoğunluğu, ABD’nin Ortadoğu politikasını genel olarak onaylamasa bile bölgedeki varlığını azaltmasını desteklemiyor. Suudi Arabistan, özellikle Prens Muhammed’in haziran ayında veliaht ilan edilmesinin ardından uzun süredir beklenen reformlar üzerine adım atmaya başladı. Kadınların araba kullanmasına izin verilmesinin yanısıra Ulusal Gün kutlamasında statlara alınmaları ve fetva vermelerinin de önündeki engeller kaldırılmaya başlandı.