Suriye savaşının sıcak noktası olan İdlib’de, Rusya ve rejim kanadı bir yandan askeri yığınak ve bombardımanı sürdürürken, diğer yandan da Ankara ile Moskova arasında yoğun diplomasi trafiği yaşanıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçen hafta bölgedeki durumu görüşmek üzere Rus mevkidaşları ile bir araya geldi. İngiltere merkezli Middle East Eye sitesi, görüşmelerde Rusya’nın askeri çözümden yana tavır koyduğunu öne sürdü. Sitenin üst düzey Türk diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre, bakanların zirvesi öncesinde gerçekleştirilen görüşmelerde, Rus kanadı İdlib’de bulunan bütün silahlı grupları ‘terörist’ olarak tanımladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, cuma günü Çavuşoğlu ile düzenlediği ortak basın toplantısında “İşbirliğine olumlu bakan gruplarla teröristlerin ayrılmasının” öncelik olduğunu söylemişti. Türkiye, İdlib’de 12 gözlem noktası ile Astana sürecinde sağlanan çatışmasızlığı korumaya çalışıyor. Rusya ve Esad rejimi ise bir süredir muhalif grupların elinde kalan tek bölge olan İdlib’e büyük çaplı bir operasyon yapılacağının sinyalini veriyor. Ankara, gerek muhtemel bir operasyonun yaratacağı mülteci dalgası, gerekse sıranın İdlib’den sonra Afrin ve Fırat Kalkanı bölgelerine gelebileceği endişesiyle sorunun diplomatik yollarla çözülmesinden yana.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Lavrov’la yaptığı görüşmenin ardından İdlib’e askeri operasyonun felaket olacağını söylemişti. Middle East Eye’a konuşan diplomatik kaynaklar, Rusya’nın operasyonu ‘davulla zurnayla’ ilan ettiğini ve Türkiye’nin İdlib’de bulunan askeri gücünün büyük bir harekatı önleyecek düzeyde olmadığını savundu.
Öte yandan Rus kaynaklar 14 Ağustos’ta Türkiye’yi ziyaret ederek Büyükelçiler konferansında Türkiye’nin 250 diplomatik temsilcisine hitap eden Rus Dışişleri Bakını Sergei Lavrov’un aralarında Türkiye’ni de desteklediği SÖO gurupları da dahil tüm silahlı oluşumları ‘terörist’ olarak kabul ettiğini ve hepsinin Suriye sınırlarını terketmesi gerektiğini söylediğini belirtiyor. Sitenin ulaştığı bir Türk diplomat Lavrov’a halen Türkiye destekli grupların kontrolü altında bölgelirin durumunun da sorulduğunu Rus Bakanı’nın ‘Bu bölgeler için de yaklaşımımız aynı” yanıtını aldıklarını belirtiyor.
Middleeasteye sitesinin ulaştığı Kuzey Suriyeliler ise gelişmelerden tedirgin “Rusya’nın ve Şam’ın tüm muhalifleri elemine edene dek durmayacağını’ söyleyen Suriyeliler gözünü Türkiye’ye çevirirken siteye konuşan bir Dışişleri diplomati ise harekatın neredeyse kaçınılmaz olduğunu ve eğer Türkiye’nin ulusul güvenliğine tehdit olmazsa Ankara’nın operasyona ses çıkarmayacağını iddia etti.
Öte yandan Suriye Savunma Bakanı Abdullah Eyüb ile İranlı mevkidaşı Emir Hatemi’nin görüşmesinden de operasyon mesajı çıktı. Eyüb, görüşmenin ardından “İdlib’i operasyon ya da anlaşma yoluyla geri alacağız” açıklamasını yaptı.
Rusya ve İran tarafından desteklenen rejim, Şam, Dera ve Hama gibi bölgelerde yapılan operasyonlarda yoğun bombardımanla muhalifleri ateşkes ve tahliye anlaşmaları yapmaya zorlamıştı. Bu anlaşmalarla tahliye edilen onbinlerce militan ve aileleri, Türkiye’nin koruması altındaki İdlib’e gönderilmişti. Ancak İdlib’e de harekat yapılması halinde bu unsurların gidecek yeri bulunmuyor.
ADIM ADIM KUŞATMA
Gözlerin çevrildiği İdlib’de ise operasyonlar ve saldırılar hız kazanıyor. Esad rejimine bağlı güçler muhaliflerin bulunduğu bölgeleri vurmaya devam ediyor. Suriye ordusunun hedef aldığı noktalar çoğunlukla İdlib’in güneyi. Suriye’de Esad rejimine bağlı güçler, muhalefete son darbeyi indirme niyetiyle günlerdir İdlib’in sınırları boyunca tahkimat yapıyor. Esad’ın Dördüncü Zırhlı Tugayı’na bağlı unsurlar, İdlib’in batı sınır hattının karşısında Lazkiye’deki dağlık alanda kuzeye doğru hareket ediyor. İdlib’in güneyindeki yerleşimler, sınırın karşısından sürekli topçu ateşi ile baskı altında tutuluyor. Sınırın doğu cephesinde de hareketlilik gözleniyor. Bütün bu adımlar Suriye ordusunun İdlib’i batı, doğu ve güneyden kuşatmakta olduğunu gösteriyor. Endişe edilen ise, Esad’ın ordusu İdlib’e doğru topyekun bir hamle yaparsa genel kanı Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından sonraki en sert savaşın yaşanacağı
700 BİN KİŞİ GÖÇ EDEBİLİR
BM Dünya Sağlık Örgütü’nün ağustos ayı başındaki resmi raporuna göre, böyle bir çatışmanın tetikleyebileceği bir toplu göç hareketinde İdlib ve civarında yerinden olması beklenen insanların alt sınırı 250 bin, üst sınırı ise 700 bin olarak tahmin ediliyor. BM’nin İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, İdlib ve civarında 4 milyona yakın sivilin yaşadığını belirtiyor. Sadece İdlib’in sınırları içinde yaşayan kişi sayısı 2.5 milyon kadar. Bu sayının yarısı, yani 1 milyon 250 bin insan Suriye’nin başka yerlerinden buraya göç etmiş, yerinden olmuş kişiler.
Sonuçta 2.5 milyon insan, her türlü provokasyona açık bir şekilde Türkiye’nin bitişiğindeki İdlib’de sıkışmış durumda.
TÜRKİYE’NİN 12 ASKERİ GÖZLEM NOKTASI VAR
Astana mutabakatı çerçevesinde İdlib’de muhalefetle Esad rejiminin kontrolündeki bölgeyi ayıran sınır hattı boyunca 12 ayrı askeri gözlem noktasında, Türk askerleri çatışmasızlığı gözetmek üzere nöbet tutuyor. Yerel haber kaynakları, rejim güçlerinin olası bir harekatında, gözlem noktalarının da risk altında bulunduğunu belirtiyor.