Sultan Arparslan, 26 Ağustos 1071'de, ordusundan 4 kat büyük Bizans ordusuna karşı büyük bir zafer kazandı. Bu savaşı taktiksel olarak üstünlük sağlayarak kazanan Sultan Alparslan, Anadolu’nun fethini sağlayan süreci de başlatmış oldu.
SULTAN ALPARSLAN KİMDİR?
Babası Horasan Meliki Çağrı Bey olan Sultan Alparslan, 20 Ocak 1029 tarihinde dünyaya geldi. 27 Nisan 1064 tarihinde, amcası Tuğrul Bey’in yerine tahta çıktı ve Selçuklu hanedanının ikinci hakanı oldu.
Sultan Alparslan’ı babası Çağrı Bey’in henüz o küçük yaşta iken hastalanması üzerine, devletin başına geçti, Gazneli saldırılarını püskürttü. 1049 yılında, Karahanlılara, 1058 yılında Gaznelilere karşı kazandığı savaşlar ile büyük itibar kazandı. 1059’da Çağrı Bey’in ölümünün ardından da Horasan Meliki oldu.
İMPARATORLUĞUN BAŞKENTİNE BÜYÜK BİR ORDUYLA İLERLEDİ
Çocuğu olmayan amcası Sultan Bey’in vasiyeti üzerine tahta çıkan Süleyman’ın sultanlığını kabul etmeyerek mücadeleye girdi. Tuğrul Bey’in ölümünün ardından isyan eden Sâgâniyan ve Huttalan emirleri ile birlikte, Herat’taki amcası, İnanç Yabgu üzerine yürüdü. İsyankâr emirleri bastırdıktan sonra, İnanç Yabgu’yu da taht üstündeki hak talebinde vazgeçirdi ve imparatorluğun başkenti olan Rey’e doğru büyük bir ordu ile ilerledi.
Sultan Alparslan, isyankârlarla uğraşırken, Kutalmış, kendi adına hutbe okutarak, sultanlığını ilan etmişti.
Kirman Meliki Kavurd, Alpaslan’ın Rey’e gelmesi üzerine, geri çekildi ve adına hutbe okuttu. Sultan Alparslan’ın tahta çıkarak kendi adına hutbe okutup para bastırmasından sonra da Abbâsî Halifesi Kâim Biemrillâh da sultanlığını tasdikledi.
Hükümdarlığı süresince batı yönünde ilerlemeye çok önem veren Sultan Alparslan, doğuda güvenliği sağlamak üzere hareket ederken, batıda fetihlere önem vermişti. Bunun en önemli sebebi ise, babası Çağrı Bey’in Bizans topraklarına akınlar yaptığı sırada Anadolu topraklarının Türkmenler için iyi bir yaşam alanı olacağını keşfetmesiydi.
BİZANSLILARIN ELİNDEN ANİ’Yİ ALDI
Bitmek bilmeyen göçler nedeniyle, Selçuklu ülkesinin hemen her yerine dağılan Türkmenler kimi zaman toplumsal sorunlara neden oluyordu ve onların yaşam şartlarına uygun bir yere yerleşmeleri gerekiyordu.
En sevdiği oğlu Melikşah ve ile Horasan’dan getirdiği eski veziri Nizâmülmülk’ü yanına alan Sultan Alparslan, başkent Rey’den Azerbaycan’a doğru ilerledi. Fetihler yaparak ilerleyen Sultan, 16 Ağustos 1064 tarihinde Bizanslıların elinden Ani’yi aldı.
Kirman Meliki Kavurd’un isyanlarına devam etmesi üzerine, Doğu Anadolu seferini yarım bırakarak Rey’e dönen Sultan Alparslan, 1064’te Hemedan’a geçti. Kışı geçirmek üzere Merv’e giden Alpaslan bir süre orada kaldıktan sonra, 1067 yılı Kirman Meliki Kavurd yeniden isyan etti. Alpaslan, 1068 yılı başlarında Azerbaycan’ı bir daha huzursuzluk kaynağı olmaktan çıkarmak için Selçuklulara bağlamak amacıyla ikinci kez Kafkasya’ya yürüdü.
Türklerin Anadolu’daki ilerlemeleri sürerken, Bizans İmparatorluğu’nun açık bir tehlike altında olduğu düşünülüyordu. Romanos Diogenes’in 1068 yılında Bizans tahtına geçmesi bir umut doğurmuştu. Ancak, bu süre içinde Alpaslan, Mısır’daki Şiî Fatımî iktidarını yıkmayı planlıyordu.
Hamdânî Hükümdarı Nâsırüddevle, Suriye’nin Selçuklu Devleti’ne geçmesini arzu ediyordu ve Fatımilere karşı Alpaslan’dan yardım istedi. Bunun üzerine Temmuz 1070’de büyük bir ordu ile hareket eden Alpaslan, Ekim 1070’de önce Malazgirt ve Erciş kalelerini aldı, ardından Meyyâfârikin (Silvan) ve Amid (Diyarbakır) yöresine giderek, Urfa önlerine ilerledi.
Bu zaferlerin ardından yönünü Mirdâsîlerin elinde olan Halep’e çevirdi. Alpaslan, Şam’a yürümeyi planladığı sırada bir Bizans elçisi, imparatorun Malazgirt ve Ahlat’a karşılık Menbic’i Selçuklulara bırakmayı teklif ettiğini söyledi. Ancak, elçiye olumsuz cevap veren Alpaslan, planında değişiklik yapmadı.
Fakat Alpaslan, harekete geçtiği günlerde Diogenes’in büyük bir ordu ile Anadolu’ya hareket ettiğini öğrendi. Ordusunun bir bölümünü Şam’ı fethetmek için Suriye’de bırakan Alpaslan, 6 Ni¬san 1071’de Musul’a doğru harekete geçti.
Romanos Diogenes, 200.000 kişilik ordusu ve daha önce görülmemiş teçhizatı ile ilerliyordu. 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası’nda gerçekleşen savaş son sözün söylendiği yer oldu. Bu zafer, dünya tarihinin geleceğine yön veren ve Türklere Anadolu kapılarını açan olay oldu.
SULTAN ALPARSLAN NE ZAMAN VE NASIL ÖLDÜ?
1072 yılının Eylül ayı sonlarında, Sultan Alparslan, Karahanlılar’la aralarındaki iç mücadele ve Selçuklu topraklarındaki tecavüzleri önlemek amacıyla 200.000 kişilik büyük bir ordu ile Türkistan bölgesine doğru sefer düzenledi. Barzam kalesini bir süre kuşatma altına alarak teslim aldı. Kalenin kumandanı Yusuf Hârizmi, huzuruna çıktığı sırada çizmesinin içine sakladığı küçük bir hançerle Alparslan’ı ağır şekilde yaraladı. Sultan Alparslan, saldırının ardından 4 gün sonra yaşamını yitirdi.