Süleyman Soylu: Uçak bile yapmaya çalışmışlar

İçişleri Bakanı Soylu, terörle mücadele operasyonlarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla DEAŞ'tan temizlediğimiz yerlerde bomba üretim tesisleri ele geçirdik. Uçak yapmaya bile çalışmışlar. Basit de olsa atölye ve fabrikalar kurmuşlar" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla DEAŞ'tan temizlenilen yerlerde bomba üretim tesisleri ele geçirdiklerini belirterek, "Uçak yapmaya bile çalışmışlar. Basit de olsa atölye ve fabrikalar kurmuşlar." dedi. 

Antalya'da düzenlenen Uluslararası Jandarmalar ve Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Birliği (FIEP) Zirvesi, 19 ülkeden katılımcı ile Serik ilçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde başladı.

 Bakan Soylu, zirvenin açılış programında, küresel güvenlik anlamında çelişkilerle dolu bir yüzyıl yaşandığını söyledi.

Dünyada birbirine resmi olarak savaş ilan eden ve ordularının karşılıklı olarak savaştığı iki ülke bulunduğunu, ancak dünyada askeri harcamaların ise geçen yıl 1,7 trilyon dolar olduğunu ifade eden Soylu, "Bugün Paris'in, Berlin'in ve Avrupa'nın birçok başkentinde; ana caddelerde, meydanlarında, metro istasyonlarında ellerinde makineli silahlarıyla özel harekat polisleri nöbet tutuyor. Bu nöbeti, terör örgütlerine karşı tutuyorlar. Bu örgütlerin kimisi, DEAŞ gibi, İslam adına savaştığını söylüyor. Ama benim ülkemde, DEAŞ’a katılacağı için sınır geçiş yasağı konulan yabancı teröristler listesinde, AB vatandaşı olan 9 bin 394 kişi var. Aynı amaçla sınırı geçerken yakalanan AB vatandaşlarının sayısı ise 2011 yılından bugüne kadar toplam 916 kişi" diye konuştu.

'21. YÜZYILDA YÜKSELEN TREND TERÖRDÜR'

PKK'nın Türkiye'de yaklaşık 40 yıldır cinayet işlediğini vurgulayan Soylu, Türkiye ile ilgili etnik bir terör örgütü olarak bilinmesine rağmen 2016 yılında AB ülkelerindeki uyuşturucuya bağlı ölümlerin yüzde 82'sine neden olan opioidlerin kaçakçılığını PKK'nın organize ettiğini dile getirdi.

Genel olarak Avrupa'daki uyuşturucu ticaretinin büyük bir bölümünün PKK'nın elinde olduğunu anlatan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

"Örgütün uyuşturucudan elde ettiği yıllık gelir 1,5 milyar dolar. Avrupa'da haraç topluyorlar. AB ülkelerinde eğitim kampları var, bu kamplardan örgüte eleman temin ediyorlar. Aynı zamanda silah ve insan kaçakçılığı da yapıyorlar. Yine bir çelişki; Amerika ile Suriye'nin arası yaklaşık 11 bin kilometredir. Aynı Amerika'nın, Suriye’de 22 askeri üssü olduğu biliniyor, PKK'nın kolu olan YPG'ye tırlarla, uçaklarla silah gönderiyor. Aynı zamanda para ve eğitmen gönderiyor. Ortadoğu için 2019 yılı savunma bütçesinde ayırdığı kaynak tam 69 milyar dolar. Türkiye olarak Suriye kaynaklı göç dalgasıyla uğraşıyoruz. Dünyanın birçok ülkesi bu sorunla yüzleşiyor ama takdir edersiniz ki Türkiye’nin yükü daha ağır. Öyle ki, dünyanın başka ülkelerinden göçmen kaçakçılığında uzmanlaşmış organize suç çeteleri, Türkiye’ye gelip bizim ülkemizde insan kaçakçılığı yapıyor."

Jandarma Genel Komutanlığının ve Emniyet teşkilatının karada, sahilde düzensiz göçlerle ilgili yoğun mücadele yürüttüğünü aktaran Soylu,  "Yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla DEAŞ’tan temizlediğimiz yerlerde bomba üretim tesisleri ele geçirdik. Uçak yapmaya bile çalışmışlar. Basit de olsa atölye ve fabrikalar kurmuşlar. Aynı şekilde kendi ülkemizde ele geçirdiğimiz PKK mağaralarında, silahların yanı sıra torna makineleri bile bulduk. Bu mağaralar, deniz seviyesinden 2 bin 500-3 bin metre yükseklikte. Bazıları 3 katlı ve yerin 100 metre altına doğru gidiyor. Bütün bu fotoğrafı şunun için anlattım, birinci ve ikinci dünya savaşlarının tarafları belliydi. Kimin kiminle, ne için savaştığı belliydi." ifadelerini kullandı.

Bugün kimin kiminle ve neden savaştığı belli olmayan bir güvensizlik ortamı içinde olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"Radikalizm giderek artıyor ve küreselleşiyor. Terör ve şiddet, bir yandan öldürürken, diğer yandan kendi alt yaşam sistemlerini kurguluyor. Kendisini kurumsallaştırmaya çalışıyor. Şunu çok net bilmenizi isterim, Suriye'de, Kuzey Irak'ta düzensiz göçmenleri, PYD alıp bir noktaya getiriyor, 500 dolar, 700 dolar cebine para getiriyor. Bir sınırdan bir sınıra DEAŞ getiriyor, o da 500 dolarını alıyor. O bırakıyor, öbür taraftan yine PYD, aynı uygulamayı gerçekleştiriyor. Birbiriyle sahada çatışıyormuş gibi gözüken ama gelir kaynaklarında ve suç kabiliyetlerinde örtüşen ilişki 21. asırda dünyanın başına beladır. Hepinizin üniformaları, hepinizin bir de vicdanları var. Dün Suriyeli 3 çocuk, hiç binmemesi gereken bir botun batmasıyla hayatını kaybetti. Biz bunu 21. asırdan sonra gelecek nesillere nasıl anlatırız, sizler nasıl anlatırsınız. 12-13 yaşındaki çocukları, PYD ve PKK terör örgütü dağa kaçırıyor. Çocuklara cinsel istismarda bulunuyorlar, aramızdan ayrılmasınlar diye. Peki, Suriyeli çocuklar, kendi evinde, annesinin babasının yanında yaşaması gereken çocukların dağa kaçırılmasının bedelini biz nasıl öderiz? Çocuklara nasıl anlatırız? Batıdan kimyasal uyuşturucu, sentetik, doğudan doğal uyuşturucu, sürekli bir akım halinde. Peki bunların hedefleri ne? Küçük çocuklar. Hepimizin üniformaları olabilir, hepimiz başka bir kıyafet giyebiliriz, ama hepimiz vicdanımızı asla kaybetmemeliyiz. 21. yüzyılı suç örgütlerini, terör örgütlerinin yüzyılı haline getirmemeliyiz.

Beni bağışlayın, 21. yüzyılda yükselen trend terördür ve dünyadaki ülkeler olarak hepimiz bunun müsebbibiyiz. Kimse kusura bakmasın. Şu çok net ve açık, insanlar niçin göç ediyorlar, kim evini barkını bırakır. Size 10 gün daha 'bu cennet topraklarda kalın' desek kalır mısınız, kendi eviniz var, çoluğunuz var, aileniz var, çocuklarınız var. Afrikalardan, Afganistan'dan, Pakistan'dan, dünyada adını bilmediğimiz birçok ülkelerden insanlar niçin bizim coğrafyamıza ve bizim coğrafyamızdan Avrupa'ya, Amerika'ya geçmek istiyorlar. Beni bağışlayın, 21. asrı maalesef bizden sonraki nesiller bir cinnet asrı olarak nitelendirebilirler. Çünkü hiçbirimiz şehirlerin bu kadar yoğunlaştığı, şehir hayatlarının bu kadar geliştiği noktada 21. asrın ortasına doğru metroya binmekten korkan insanlar topluluğu olduğunu hayal edemedik. Çünkü terör, hedef seçerken din, ırk, milliyet, farkı gözetmiyor. sadece var olmak istiyor. Bu fotoğrafı görmek zor olmadığı gibi, aslında çözmek de zor değil. Eğer kötülük küreselleşebiliyorsa mücadele de küreselleşmelidir. Dünyadaki resmi kolluk güçlerinin sayısı, teröristlerden fazladır. Teknik imkanlar bakımından da onlardan öndeyiz. eksik yanımız, küresel ölçekte iş birliği, daha doğrusu samimi iş birliğidir."

ANTALYA/AA
 
 
 
 
 
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

İçişleri Bakanı soylu: Bin 170 memur alacağız
Soylu'dan Kaşıkçı açıklaması: Soruşturmayı şeffaf yönetiyoruz

Güncel Haberleri