Son günlerde büyük kentlerde Suriyeli mülteciler ile Türk vatandaşları arasında birtakım gerginlikler yaşanıyor. Provokatörler, olayların büyümesi için her türlü yönteme başvuruyor. Özellikle sosyal medyada yalan yanlış iddialarla sığınmacılar hedef gösteriliyor. Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı, işyeri açtığı Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Örnek Mahallesi’nde Suriyelileri dinledik. Türk vatandaşlarından kendilerini anlamalarını isteyen Süriyeliler, gerginlik nedeniyle özeleştiri yapmayı da ihmal etmiyor.
TEHDİTLER ALIYORUM
Önder Mahallesi’nde dükkan açan Halepli Ahmed Necar (20) yaklaşık 4 ay önce kimliği belirsiz kişilerce işyerinin camlarının kırılıp ürünlerinin yağmalandığını anlattı: “Kimseyle şahsi sorunum yok. Sırf Suriyeli bakkalı olduğu için hedef seçildiğimi düşünüyorum. İnceleme yapan polis, tabelaya Arapça yazı yazılmaması konusunda beni uyardı. Dükkanıma zarar verenler şahıslar dışarıdan gelmiş. Tedirginiz. Facebook’tan tehdit mesajları alıyorum. ‘Dükkanını başına yıkacağız’ diyorlar.”
ANLAYIŞ BEKLİYORUZ
TÖMER öğrencisi Budur El Aruni: “Türkiye’de 3 milyon Suriyeli bulunuyor. Dolayısıyla kötü insanlar da olacak, iyi insanlar da. Bence Suriyeliler çok zor şeyler yaşadıkları için böyle bir tepki verebilirler ama bunu yapmamalılar. Biraz daha sakin olmalılar. Suriyeliler gurbette. Türk kardeşlerimizden anlayış bekliyoruz. Her iki tarafın gençlerinden empati yapmalarını rica ediyoruz.”
SORUN OLMAK İSTEMİYORUZ
Telefoncuda çalışan Şamlı Beşir Diyap: “Buraya hayatta kalmak için geldik. Ne sorun olmak ne de sorun yaratmak istemiyoruz. Türk insanından memnunuz. Çünkü hiçbir Arap devletinden yardım görmedik. Bize kucak açtınız. Bunu unutamayız. Suriyeli gençler, Türk insanının hassas olduğu konularda saygılı olmalı. Bizim içimizde de çok kötü insanlar var. Onlar yüzünden sorun yaşıyoruz. Suriyeliler olarak o tip insanları içimizden dışlamalıyız.”
İNSANLARLA KARDEŞ GİBİYİZ
60 yaşındaki Said Abdurrahman: “Bu mahalledeki insanlarla kardeş gibi olduk. Türkler misafirperver bir millet. İnsanlar evlerini bize açtı. Kalp ameliyatı oldum, tek kuruş ücret alınmadı. İlaçlarım ücretsiz. Rahatça geziyoruz. Türkiye yeni vatanımız. Fitneye izin vermeyeceğiz.”
İYİ DE VAR KÖTÜ DE
Siteler’de mobilyacıda çalıştığını belirten Muhammed Al Ahmed de şunları söylüyor: “Ekmeğimizin peşindeyiz. Kendini bilmezlerle işimiz olmaz. Suriyeliler içerisinden birisi kötü çıkarsa herkes kötü mü olur? Beş parmak bir olmuyor. İyiler de var, kötüler de var. Hepimizi aynı kefeye koymasınlar. Birçok sorunumuz var. Onlar düzeltilmeli. Kavga etmek istemiyoruz. Zaten kavga etmemek için Suriye’den çıktık. Kavga etmek isteyen Suriye’ye gitsin. Orada savaş var.”
DİYANET VAKFI'NDAN UYUM SEFERBERLİĞİ
Türkiye Diyanet Vakfı, başta Suriyeliler olmak üzere savaştan kaçan sığınmacıların rehabilite edilmesi amacıyla Önder’de Sosyal Destek ve Eğitim Merkezi açtı. Merkezde çocuk, genç ve kadınların ağırlıkta olduğu 300 mülteci barındırılıyor. Türkçe öğretilen merkezde, sosyal ve kültürel faaliyetlerle savaşın izleri silinmeye çalışılıyor. TDV KAGEM Sosyal Destek ve Eğitim Merkezi Müdürü Selman Aktaş, Suriyelilerin sürekli sorun çıkaran insanlar olarak gösterilmesini doğru bulmadığını kaydederek “Bu bölgede Suriyeli aileler ve diğer taraflar büyük uyum içerisinde yaşıyorlar. Maddi ve manevi destekler kardeşlik hukukunu pekiştiriyor. Yaşanan olaylar tamamen suni. Asparagas yayın ve sosyal medya mesajlarıyla münferit olaylar çok fazla ve genel yapılıyormuş gibi lanse ediliyor. Meselenin abartıldığını düşünüyoruz. STK’ların beraber yaşamaya yönelik faaliyetlere ağır vermesi çözüme katkı sağlayacaktır. İki tarafı kaynaştırmalıyız. Çünkü insan tanımadığına düşmandır. Zaten iki yabancı toplumdan bahsedilmesi doğru değil. Aynı kültürden geliyoruz” diye konuştu.