Dişişleri Sözcüsü, ABD'li heyetin çalışma grubu toplantısı için geldiğini ve toplantının ana gündem maddesinin Münbiç olduğunu söyledi. Toplantı 4.5 saat sürdü.
Aksoy, Bakanlıkta basın mensuplarına yönelik bilgilendirme toplantısında soruları yanıtladı. Dışişleri Sözcüsü Hami Aksoy ABD'nin F35 savaş uçaklarının Türkiye'ye sevkiyatıyla ilgili tasarısına ilişkin, "Müttefiklik ilişkilerimizin ruhuna aykırıdır" dedi. Aksoy, "ABD'den engelleme gelirse karşılık vermek zorunda kalırız" dedi.
AP'NİN TÜRKİYE KARARI
24 Haziran'daki seçimin yaklaşmasıyla bakanlık olarak yurt dışındaki temsilcilikleriyle yoğun mesaide bulunduklarını anlatan Aksoy, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmen sayısının 3 milyon 49 bin 120, en fazla seçmenin Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesinde, ülke bazında ise Almanya'da olduğu bilgisini paylaştı. Aksoy, seçime ilişkin Avrupa Parlamentosu'nun (AP) gözlemci göndermeyeceğine yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine, AP'nin bugüne kadar zaten Türkiye'ye gözlemci göndermediğini vurguladı, Türkiye'ye AGİT ve Avrupa Konseyi tarafından gözlemci gönderildiğini hatırlattı.Irak'ta 12 Mayıs'ta genel seçimlerin yapıldığını anımsatan Aksoy, seçimlerin Irak halkına hayırlı olmasını diledi. Aksoy, yeni kurulacak Irak hükümetinden beklentilerine de değinerek, "Beklentimiz, PKK ve FETÖ ile mücadelede kararlı ve tavizsiz duruş sergilemesidir." dedi.
AB İLE İRAN'IN NÜKLEER ANLAŞMADAN ÇEKİLMESİ
ABD'nin İran ile nükleer programına ilişkin Kapsamlı Ortak Eylem Planından çekilmesinin de son döneme rastladığına dikkati çeken Aksoy, "ABD'nin ciddi biçimde çok taraflı anlaşmadan çekilmesi en temel uluslararası hukuk kurallarına aykırılık teşkil ediyor. Nitekim bu tek taraflı tasarruf, uluslararası toplumun büyük tepkisine neden oldu. Bu plan yıllar süren diplomatik müzakereler sonucu ortaya çıktı. Bu müzakerelerde biz de önemli rol oynadık. Dolayısıyla bunun uluslararası topluma ait önemli bir diplomatik kazanım olduğunu unutmamak gerekiyor." dedi.
İRAN'A YAPTIRIMLAR KONUSUNDA ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ
Aksoy, bu planın denetlenmesinden sorumlu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının bugüne kadarki muhtelif raporlarında İran'ın plana uyduğunu defalarca teyit ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Biz İran'ın nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla yararlanmasını savunuyoruz. Her ülkenin buna hakkı olduğunu düşünüyoruz. ABD'nin bu kararı diğer imzacı ülkeler tarafından kabul edilmedi. Onlar anlaşmaya bağlı olduklarını söylediler. Bunu son derece olumlu buluyoruz ve planın korunmasına yönelik çabaları destekliyoruz. Bizim tarihsel tecrübelerimiz, İran'ın izole edilmesi teşebbüslerinin faydadan çok zarar getirdiğini gösteriyor. Bölgemizin istikrarı açısından İran'ın potansiyelinden yapıcı şekilde yararlanılması gerektiğini düşünüyoruz. İran ile yürüttüğümüz açık siyasi diyaloğun bölgesel ve küresel meseleler, gelişmeler için önemli olduğunu düşünüyoruz."
Aksoy, ABD'nin çekilme kararı çerçevesinde İran'a yönelik uygulayacağı yaptırımlar hususunda, Türk firmalarının çıkarlarını korumak için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti.
YUNANİSTAN'IN DARBECİLERE İLTİCA HAKKI VERME KARARI
Yunanistan'da Danıştayın bir FETÖ mensubuna iltica hakkı tanımasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Aksoy, kararın öncelikle uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
"Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden bir ülkenin komşu ülkede demokrasiyi yıkmak için darbe girişiminde bulunan hainlere" iltica hakkı verdiğinin altını çizen Aksoy, "Demokratik bir ülke darbecileri korumamalı. Önümüzdeki dönemde Yunan adaletinin benzer hataları yapmamasını ümit ediyoruz." görüşünü dile getirdi.
İSRAİL'E 1915 TEPKİSİ
İsrail Parlamentosu'nun 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımak için toplanma kararına ilişkin Aksoy, yaşananların siyasi değil tarihi ve hukuki bir konu olduğunu dile getirdi. Bir olayın soykırım olup olmadığına da ancak mahkemelerin karar verdiğini vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti:
"Bizimle tarihi ve hukuki temelde masaya oturamayan bazı ülkeler konuyu siyasi olarak masaya getirmeye çalışıyor. Aslında bu durum da bizim tezlerimizin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. İsrail'in böyle bir girişimde bulunması Birinci Dünya Savaşı koşullarında hayatını kaybeden farklı Osmanlı dinleri ve milletlerine de saygısızlık. Bunların arasında biliyorsunuz Yahudiler de var. Ayrıca İsrail'in 1915 olayları ile Holokost'u aynı kefeye koyması öncelikle kendilerine zarar verecektir diye düşünüyoruz."