Son dakika! Kılıçdaroğlu ile Babacan'dan Erdoğan'a sert tepki

Son dakika haberi... CHP lideri Kılıçdaroğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, ortak basın toplantısı düzenlendi. Kılıçdaroğlu "Türkiye'yi yöneten siyasi iktidarın gündeminde liyakat yok, yandaşlık var" dedi. Babacan, erken seçime işaret etti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ortak basın toplantısı düzenlendi.

DEVA Partisi'ne ziyaret ilişkin Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin yaşadığı pek çok sorun görüşüldü. Düşüncelerimizi aktardık. Sayın Genel Başkan'a yürekten teşekkür ederim. DEVA Partisi kuruluş aşamasında, gerekli kongreleri yapıp siyaset dünyamızda yerlerini alacaklardır. Başarılar diliyorum" açıklaması yaptı.

"ULUSAL ÇIKARLARIMIZ HER ALANDA ZAAFİYETE UĞRUYOR"

Babacan da Kılıçdaroğlu'nun ziyareti ile ilgili şöyle konuştu:

"Fikir alışverişinde bulunduk. STK'lar da başta olmak üzere basın üzerindeki baskılar ifade özgürlüğü üzerinde problem oluşturuyor. Yargı sistemimiz üzerindeki baskılar malum. Hukukun üstünlüğü ilkesi izlenmediği zaman kurallı ve ilkeli yönetimden bahsedemiyoruz. Ekonomimizle ilgili sorunları büyük, gittikçe de büyüyor. Sağlıkla ilgili ciddi problemlerimiz var."

"Ülkemiz her alanda ciddi, sıkıntılı dönemden geçiyor. Ülkenin itibarı güçlü olmayınca ve yalnız kalınca ulusal çıkarlarımız her alanda zaafiyet uğruyor. Partimizin kuruluş süreci ve teşkilatlanmamızla ilgili bilgi verdim. En kısa zamanda birinci büyük kongremizi tamamlayacağız. Hastalık sürecinde Sayın Genel Başkan birkaç kere arayıp, durumumu sordu. Onun için de ayrıca teşekkür ediyorum."

Kılıçdaroğlu "Türkiye'yi yöneten siyasi iktidarın gündeminde liyakat yok, yandaşlık var" dedi. Babacan "Er ya da geç vaktinden önce bir seçim söz konusu olacak" ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, AYM'yi hedef alan Bahçeli'ye sert tepki gösterdi, "Bahçeli, Anayasa Mahkemesi ile uğraşacağına niye Uygur Türklerinin hakkını savunmuyor?" dedi.

Kılıçdaroğlu, 39 ülkenin Doğu Türkistan için yaptığı çağrıda Türkiye'nin imzasının bulunmaması ilgili "39 ülkenin imzası var ancak Müslüman yoğunluğu fazla ülkelerin başkentleri yok. Türkiye de bu çağrıya imza atmayan ülkeler arasında. Uygur halkına yapılan zulmü asla kabul etmiyoruz. Türkiye'nin bu konuda duyarlı olmazı lazım. Özellikle MHP'nin Erdoğan'a çağrı yapması lazım, 'Bu anlaşmanın altına imza at' diye. Eğer kendisi gerçekten de bütün dünyadaki Türklerin hakkını korumak gibi bir işlev yüklenmişse. Bekliyorum ben" dedi.

46 yıl sonra açılan Kapalı Maraş için de CHP lideri "Niye tamamını açmıyorlar? Maraş'ın tamamının açılması lazım. İkincisi KKTC'nin tanınması için girişim başlatılmalı" yorumunda bulundu.

"MÜMİN SARAY'DA OTURMAZ"

Bir muhabirin "Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik sıkıntılar yaşayanlar için 'Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir' dedi. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu "Mümin alçakgönüllüdür. Mümin kul hakkı yemez. Mümin, bu ülkede yatağa aç giren çocuklar var ise Saray'da oturmaz. Bir insanın söylemiyle eyleminin örtüşmesi gerekiyor. Söylemi farklı, yaşam tarzı farklıysa orada riya vardır, ikiyüzlülük vardır. Dolayısıyla Erdoğan’ın söylemlerinin ciddiye alınacağını düşünmüyorum" diye cevap verdi.

"NASİHAT ETMEK HÜKÜMETİN GÖREVİ DEĞİL"

Aynı soruya Babacan da "Hükümetlerin görevi, vatandaşlarımızdan yokluk karşısında sabretmesini istemek değil; mümkün olduğunca en yüksek refah sevisini sunmaktır. Bunu yapamayıp da yokluğa karşı sabredin diye nasihatte bulunmak bir hükümetin görevi değildir diye düşünüyorum" yorumunda bulundu. 

"ORTAK DİREK YIKILIYOR"

Dolardaki tarihi yükselişi değerlendiren Babacan "Merkez Bankası'nın 1 Ocak'tan itibaren yaklaşık 120 milyar dolarlık döviz müdahalesi var. Ne için? Kuru belirli seviyelerde tutmak için. Kur odaklı bir uygulama. Politika bile diyemiyorum adına. Günlük rastgele adımlardan bahsediyoruz. Paramızın değer kaybetmesi kötü yönetimin sonunda işin doğal akışında var.

Tamamen çelişkilerle dolu tutarsız bir finans uygulamasından bahsediyoruz. Kurumlar, itibarını kaybetmiş durumda. İşsizlik şu anda ülkenin bir numaralı sorunu. Orta direk yıkılıyor. Bir ülkenin resmi rakamlarına güven olmaması felaket bir tablo. Güven olmayınca yatırım olmaz" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu ve Babacan açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı.

ERDOĞAN'IN MÜMİN AÇIKLAMASI

Kılıçdaroğlu: Mümin alçak gönüllüdür. Mümin kul hakkı yemez. Mümin bu ülkede yatağa aç giren çocuklar varsa sarayda oturmaz. Bir insanın söylemiyle eylemi örtüşmesi gerekiyor. Söylemi farklı yaşam tarzı farklıysa orada riya vardır, iki yüzlülük vardır. Dolayısıyla ben Erdoğan'ın söylemlerinin ciddiye alınacağını düşünmüyorum.

Babacan: Hükümetlerin görevi vatandaşlarımıza en büyük refah seviyesini sunmaktır. Vatandaşa nasihatte bulunmak hükümetin görevi değildir.

DOĞU TÜRKİSTAN TEPKİSİ

Kılıçdaroğlu: 9 ülkenin imzası var ancak Müslüman yoğunluğu fazla ülkelerin başkentleri yok. Türkiye de bu çağrıya imza atmayan ülkeler arasında. Uygur halkına yapılan zulmü asla kabul etmiyoruz. Türkiye'nin bu konuda duyarlı olmazı lazım. Özellikle MHP'nin Erdoğan'a çağrı yapması lazım, 'Bu anlaşmanın altına imza at' diye. Eğer kendisi gerçekten de bütün dünyadaki Türklerin hakkını korumak gibi bir işlev yüklenmişse. Bekliyorum ben.

DEVA PARTİSİ İLE İŞ BİRLİĞİ

Kılıçdaroğlu: Bu ülkenin çiftçileri, emeklileri, işçileri, sanayicileri, esnafı bütün bunlarla biz iktidar olacağımız vurgusunu yaptık. Elbette DEVA Partisi yeni kuruluyor. Bugün sadece ziyarete geldik, herhangi ittifak görüşmesi olmadı. Bugün için de bir ittifak gündemde değil, ancak seçim sathımahaline girersek belki oturulur, seçim yasasında değişik yapılmazsa ki o konuda da bazı çalışmaların yapıldığını biliyoruz, belki o dönem gündeme gelebilir. Diğer partilerle oturulur konuşulur ama bugün aslolan Türkiye'nin sorunlarına nasıl bakacağımız, sorunları nasıl çözeceğimizdir. Dolayısıyla DEVA Partisi ayrı parti biz ayrı partiyiz, iki partinin ekonomiye, dış politikaya, eğitime, tarıma bakışı farklı olabilir.

Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda. Yönetilemeyen bir Türkiye var, gittikçe ağırlaşan bir fatura var, bu faturanın altından kalkmak bu iktidarın yapabileceği bir şey değil. Dolayısıyla topluma daha ağır bir fatura çıkmasın diye aslında normalde aklı başında bir siyasi yönetim bir süre sonra seçime gitmek durumunda kalabilir.

ARA SEÇİM İDDİASI

Kılıçdaroğlu: Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda. Gittikçe ağırlaşan bir fatura var. Normalde, aklı başında bir yönetim seçime gitmek durumunda kalabilir.

Babacan: Zaten daha önce biz açıkladık. Ülkenin ne ekonomik sistemini ne siyasi meşruiyetinin devam etmesi mümkün değil. Ara seçim gerekebilir. Biz 7 ay önce kurulmuş bir siyasi parti olarak izliyoruz. Er ya da geç zamanından önce seçim olacak. Mevcut yönetimin meşruiyetinin devam etmesi mümkün değil. Biz hızlı bir şekilde kendi teşkilatlanmalarımızı tamamlamaya çalışıyoruz. 

DOLAR KURUNDA YÜKSELİŞ 

Kılıçdaroğlu: Dolar tırmanıyor. Erdoğan, 'faiz düşerse dolar da düşer' demişti. Merkez Bankası Başkanı'nı da görevden aldılar. Demek ki bu Merkez Başkanı'nı da görevden almak lazım, faizi sıfırlamadı. Faizi sıfırlasaydı belki dolar hiç bu kadar yükselmezdi, Erdoğan'ın düşüncesine göre. Dolayısıyla bakalım dolar nereye gidecek, ekonomi nereye gidecek, fiyatlar nereye uçacak. Doğru bir şey pik yapıyor ama gördüğümüz kadarıyla döviz pik yapıyor. Ülke yönetilmiyor. Fakirin, fukaranın ne çektiğini Erdoğan bilmiyor. Erdoğan sarayında oturuyor, bir eli yağda, bir eli balda. Türkiye yönetilemez konumda. 

Babacan: Eğer konu devlet yönetimiyse, üst düzey atamaysa burada ehliyet ve liyakat olması lazım. Biz mülakat sisteminin tamamen kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Ehliyet ve liyakata dayanmayan sistemin daha kötüye götüreceği açık. Merkez Bankası, 1 Ocak itibariyle yaklaşık 120 milyar dolarlık müdahale var. Ne için? Kuru belirli seviyelerde tutmak için. Günlük adımlardan bahsediyoruz. Paramızın değer kaybetmesi işin doğasında var. Merkez Bankası iki puan faiz artırdı, enflasyon artacak. Neden artırdınız? Çelişkilerle dolu finans uygulamasından bahsediyoruz. Bağımsız olması gereken kurumlar bağımsız çalışmıyor. Maalesef orta direk yıkılıyor. İşsizlik bu ülkenin bir numaralı sorunu. Ben artık enflasyon rakamlarını takip etmiyorum. Güven olmaması felaket bir tablo.

TARİKAT YAPILANMALARI

Kılıçdaroğlu: Şu anda Türkiye'yi yöneten iktidarın gündeminde liyakat yok, yandaşlık var. Dolayısıyla kendisine sürekli destek veren kişileri getirip önemli makamlara oturtabiliyor. Bu devletin saygınlığına da gölge düşürüyor.

Babacan: Eğer konu devlet yönetimiyse, buradaki kriteriniz ehliyet ve liyakat olması lazım. Mülakat sisteminin kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Ehliyet ve liyakata dayanmayan bir personel sisteminin bu ülkeyi çıkmaza götüreceği açık.

AYM TARTIŞMALARI

Kılıçdaroğlu: Allah aşkına, Türkiye'nin gündemi ne? Milyonlarca işsiz var. Devleti yönetemiyorlar. Kime dokunsan ah işitiyorsun, bunların derdi AYM. Ne için? Gündem değiştirecekler, istiyorsanız değiştirin getirin Meclise. Getirsinler Meclis'e bakalım. Bahçeli, Anayasa Mahkemesiyle uğraşacağına niye Uygur Türklerinin hakkını savunmuyor. Neden Erdoğan'a demiyor, 'şu anlaşmayı imzalamazsan ben bir daha sana destek vermem.' Niye diyemiyor? Körü körüne bağlılık olmaz, deneme sınama yöntemiyle de devlet yönetilmez. Devlet bilgiyle, birikimle, hukukun üstünlüğüyle yönetilir. Herkesin işi, aşı var mı? Bu anlayışla yönetilir. Bunları tamamen bir tarafa atacaksınız, 'AYM benim istediğim şekilde karar vermedi ne yapalım, AYM'yi değiştirelim.' değiştirin. Zaten bir darbe süreci yaşıyoruz. 20 Temmuz darbe süreci yaşıyoruz, değiştiriyorlarsa, güçleri varsa değiştirsinler.

Babacan: Yüce mahkeme, hükümetin işine gelmeyen, istemediği bir kararı aldı diye güvenlikle ilgili o mahkeme başkanının hele hele o konudan sorumlu hükümet üyesi tarafından tehdit edilmesi, bu kabul edilecek bir şey değil.

AKŞENER'İN DANIŞMANININ GÖZALTINA ALINMASI

Kılıçdaroğlu: Asla doğru bulmuyorum. Hukuk devletinin olmadığı yerde bu tür olaylarla karşılaşmak doğal ama biz doğal görmüyoruz. Hukuk devletinin askıya alındığı bir süreci yaşıyoruz. Yargı baskı altında, birisi iktidarın hoşuna gitmeyen bir yazı yazmışsa sabahın köründe evi basılır, gözaltına alınır bu tür tablolarla karşılaşıyoruz, bundan sonra da karşılaşacağız. Murat İde'ye de geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha ifade ediyorum.

KAPALI MARAŞ YORUMU

Kılıçdaroğlu: Maraş'ın tamamın açılması lazım. Niye sahili açıyorlar? Niye tamamını açmıyorlar? Maraş'ın tamamını açacaklar ve KKTC'nin tanınması için Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün ülkeler nezdinde girişimde bulunması lazım, bunu yapacaklar. Madem Katar'la bu kadar dostsun, Katar KKTC'yi tanısın. Diğer dost olan ülkeler var, onlar da tanısınlar. Tanıyan bildiğim kadarıyla Pakistan, niye diğerleriyle ilgili bir girişim yapılmıyor. Yapılsın. Ben, Maraş'ın tümüyle hizmete açılmasını isterim. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı'nın yeni bir bakış açısıyla KKTC'nin dünya çapında tanınması için bütün dost ülkelerle girişimde bulunmasını isterim.

Babacan: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ‘yavru vatan’ diye tabir ettiğimiz kardeş ülke. Ancak daha çok ülke tarafından tanınması ve Kıbrıs sorununa çözüm üretilmesi itibarlı bir Türkiye ile mümkün. Güvenilir bir muhatap olacak ki Kıbrıs ile ilgili sorunlar masaya yatırılsın. Şu anki yönetimin genel yaklaşımı düşmanlıklar üzerine. Yurtta ayrıştır, taraf ol. Atılan adımları böyle görmek lazım. Kapalı Maraş’ı ziyaret ettim. Çözümsüzlüğün getirdiği bir tablo söz konusu.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

IMF'nin Türkiye rakamları YEP ile örtüşmedi
Babacan da 'erken seçim' mesajı verdi: Bu sistem 2023'e kadar dayanmaz
Babacan sert çıktı: Hükümete kalırsa ülkenin yarısı hain

Güncel Haberleri