Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına cevap vererek, "Ülkemizin arama-kurtarma sorumluluk sahası, Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığımızdaki faaliyetlerimizin emniyetini de sağlamak için genişletilmiştir" dedi.
Sözcü Aksoy, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'de arama- kurtarma sorumluluk sahasını genişletilmesine yönelik Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına, yazılı olarak cevap verdi.
“SORUMLULUK SAHASI GÜVENLİK İÇİN GENİŞLETİLDİ”
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın, Türkiye'nin arama- kurtarma sorumluluk sahasının genişletilmesine ilişkin mesnetsiz açıklama yaptığını kaydeden Aksoy, "Arama-kurtarma alanları egemenlik değil hizmet sahalarıdır. Bu bakımdan kendi karasularını kapsamayan, insan hayatının kurtarılmasına ve korunmasına yönelik bu alanı egemenliğini ihlal olarak gören Yunanistan’ın bu iddiası hukuktan ve insani mülahazalardan uzaktır. Keyfiyet ülkemizin halihazırda fiilen arama kurtarma hizmeti verdiği alanların günümüz şartlarına göre güncellenmesinden ibarettir. Ülkemizin arama-kurtarma sorumluluk sahası, Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızdaki faaliyetlerimizin emniyetini de sağlamak için genişletilmiştir" dedi.
“OPERASYONEL YETKİNLİĞE SAHİP TEK ÜLKE TÜRKİYE”
Sözcü Aksoy, Türkiye'nin çevre denizlerde yürüttüğü başarılı arama- kurtarma faaliyetlerinde, Yunanistan'ın aksine siyasi nedenlerle değil bütünüyle insani nedenlerle hareket ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Buna karşın Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz’de kıyıdaş iki ülkenin örtüşen arama-kurtarma sorumluluk sahaları hususunda 1979 Hamburg Uluslararası Denizde Arama ve Kurtarma Sözleşmesi’nin hükümleri uyarınca ülkemizin ısrarlı işbirliği ve eşgüdüm çağrılarını yanıtsız bırakmaya devam etmektedir. Ayrıca, sözkonusu sahaların bir egemenlik alanı olduğunu iddia etmek suretiyle Yunanistan insan yaşamının güvenliğini ikinci planda tutmakta beis görmemiş, Ege Denizi’nde zor duruma düşen düzensiz göçmenlere reva gördüğü insanlık dışı muamele ile bu tutumunu gözler önüne sermiştir. Bölgede insan yaşamına yönelik tehlike arzedebilecek her türlü olaya müdahale için operasyonel yetkinliğe sahip tek ülke Türkiye’dir. Bu çerçevede, ülkemizin arama-kurtarma sorumluluk sahasının genişletilmesi, dünyada deniz ve hava trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden biri olan Ege ve Doğu Akdeniz’in fiilen de insan yaşamı için daha güvenli hale gelmesi için atılmış önemli bir adımdır."
YUNANİSTAN “BİZİM SORUMLULUĞUMUZ” DEMİŞTİ
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de arama ve kurtarma sorumluluk alanını genişlettiğini duyurması, Ankara ile Atina arasındaki gerginliği artmıştı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Ankara'nın bu adımla "kafa karışıklığı yarattığı ve insan hayatını tehlikeye attığı" belirtilmişti. Açıklamada, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ile Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü'ne (ICAO) göre 70 yıldan fazla süredir Ege Denizi'nde arama ve kurtarma çalışmalarının Yunanistan'ın sorumluluğunda olduğu hatırlatılmıştı. Türkiye'nin bu adımla "Ege'deki keyfi ve yasa dışı taleplerinden oluşan kataloğa bir konu daha eklediği" ifade edilmişti.
BAKAN SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN DUYURMUŞTU
Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada ise, "Mavi Vatanımızda arama ve kurtarma sorumluluk sahamızı, Doğu Akdeniz'de faaliyet gösteren milli gemilerimizin arama sahalarını kapsayacak şekilde genişlettik" ifadesini kullanmıştı. Karaismailoğlu, Türkiye'nin denizlerdeki mevcut sorumluluk alanı ile buna yeni eklenen sahalara ilişkin de bir harita paylaşmıştı.