Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında gündemi değerlendirdi. İmamoğlu davasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun tanıklarının dinlenmediğini belirterek, bu davadan beraat çıkmasının, İnsan Hakları Eylem Planı'na uygun hareket etmek konusunda önemli olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
''Çok değerli bir sanatçımız Rasim Öztekin hayatını kaybetti. Bütün sanat dünyasına başsağlığı diliyoruz. Onu unutmayacağımızı tüm şekliyle ifade ediyoruz
''ASIL SORGULANMASI GEREKEN RÜTBELİ BİRİSİNİN FETÖ İTİRAFÇISI OLMASIDIR''
İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız, ikisi de ceza aldılar. Özellikle Müyesser Hanım uzun süre cezaevinden aldı. Olmayan belgeden ve olmayan devlet sırrından ötürü yargılandılar ve hapse girdiler. Asıl sorgulanması gereken, rütbeli olan birisinin kara kuvvetleri istihbarat başkanlığına getirilmesi ve FETÖ itirafçısı olmalıdır. Bunu buraya kim getirdi, savcı bunu sorgulamalı.
Bizim eksiğimizi gösteren medyadır, her zaman saygı duyacağız.
''İMAMOĞLU'NUN TANIKLARI DİNLENMİYOR''
Ekrem İmamoğlu büyükşehir belediye başkanı seçildi, makamına oturdu. Sonra YSK'ya talimat verildi, YSK'daki bir grup hakim seçimi iptal etti ve yeniledi. 15 binlik fark, 800 bine çıktı. Ekrem Bey Karadeniz gezisi yaptı. Vali kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle şikayette bulundu. Ekrem Bey'in 10 tanığından 4'ü dinleniyor, diğerleri dinlenmiyor. O kadar acelesi var ki olayın hemen iddianame hazırlanıyor. Şimdi olay yargıda. Dosyada iki bilirkişi raporu var onlar da dikkate alınmıyor. Eğer İnsan Hakları Eylem Planı gerçek anlamda uygulanıyorsa bu davadan beraat çıkması lazım.
Değerli arkadaşlarım, her toplantıda üretimden söz ederim, alın terinden, huzurdan, uyumdan söz ederim. Üretim ordusu bizim çiftçilerimizdir. Sabahın köründe tarlasına giden, hayvanına bakan, ekmeğimizi, peynirimizi, sütümüzü sağlayan çiftçilerimizdir. 6 Nisan'da Erdoğan'ın bir açıklaması var: 'Çiftçilerimiz, ekilmeyecek tek bir toprak bırakmayacaktır' diye. Bunu pekiştiren bir açıklama da Tarım ve Orman Bakanı'ndan geliyor: 'Etiniz sütünüz bile elinizde kalmayacak, gerekirse biz alırız.' diyor. Ne güzel bir açıklama, tam sosyal devlet.
''CEVABI SANDIKTA VERİN''
Peki gereği yapıldı mı? Bir devletin saygınlığı verdikleri sözün arkasında durarak ölçülür. Buradan tüm çiftçi kardeşlerimize sesleniyorum, cevabınızı sandıkta verin. Sizin bu devletten alacağınız var.
Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında olan devlet demektir. Neden yardım yapmıyorsunuz? Kim yönetiyor bu ülkeyi?
''AYNI İŞİ YAPIYORSAK, AYNI ÜCRETİ ALALIM''
Kadınlar, birlikte yaşadığımız, birlikte sevindiğimiz, tasada ve kıvançta birlikte olduğumuz bireylerdir. Toplumsal cinsiyet eşitliği için birlikte mücadele edeceğiz.
Kadınlar ne istiyorlar? Kadınların talepleri ne? Kadınların taleplerini birileri duymak istemiyor. Kadınlar güvenceli çalışmak, üretmek ve alın teri dökmek istiyor ama kayıt dışı değil, sigortalı bir şekilde. Çalışmak kadının da hakkı mı? Evet, hakkı... Peki hangi gerekçeyle buna karşı çıkılıyor. Çalışmak herkesin hakkıdır. Çalışmak herkesin hakkıysa, devlet üzerine düşeni yapmalıdır.
Kadın, iş buldu çalıştı ama eşit işe eşit ücret alması lazım. 'Aynı işi yapıyorsak, aynı ücreti alalım' diyor.
Kadınlar sadece bunu mu istiyor? Hayır. Kadınlar iş güvenliği de istiyor. Kadının bu talebi haklı mı? Evet, haklı.
Kadınlar sendikalı da olmak istiyor. Bu talepleri de haklı.
''SAMSUN'DAKİ ŞİDDET GÖRÜNTÜLERİNİ SONUNA KADAR İZLEYEMEDİM''
Kadın konukevi... Sosyal devletin yapması gereken yapılardan birisi. Şiddete uğradığında, yalnız kaldığında, sosyal devletin onu güven içinde tutacağı mekanı sağlaması lazım ama bugün çok sayıda belediye bunu yapmıyor. Kadınlar şiddete uğradıklarında, kalacak yer bulmadıklarında gidecek yer bulamıyorlar.
Bunları anlatıyorum çünkü bu konuda yüzlerce şikayet geliyor. Biz gerekeni yapmaya çalışıyoruz ama büyük bir sıkıntı var. Kadın şiddete uğradığında nelerin yapılması yasalarda yazılı. Samsun'da şiddete uğrayan kadının görüntülerini inanın sonuna kadar izleyemedim... O küçük kız çocuğunun, annesinin uğradığı şiddet karşısında nasıl çaresiz kaldığını görüyorsunuz. Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir olay bu. Ne demek hakimin karşısına çıkınca iyi hal indirimi? Hala güvenliğinin sağlanmasını isteyen birçok kadının korktuğunu biliyoruz. Kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliği istiyor.
Biz belediyelerimize kadınlara destek olmaları için talimatlar verdik. Kadın kooperatiflerine verilen destekle, hem çalışacaklar, hem üretecekler. Bunlar sosyal devletin görevidir.
''KADINI İNSAN OLARAK GÖRMÜYORLAR''
Bir bakanın söylemi... Duyduğumda tüylerim diken diken oldu. Kadınlar çalışıyor diye işsizlik artıyormuş. Bu sözler, 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti'nde bir bakanın sözleri... Kadını insan olarak görmüyorlar. Kadınların bunu asla unutmamasını istiyorum. Bu zihniyetin değişmesi lazım. Kadınlar hayatın her alanında eşit olmak istiyorlar.
Ayrıca bir şey daha ifade edeyim. Kadın kollarımız bir uygulama yaptı. Türkiye'nin neresinde olursa olsun, herhangi bir kadın şiddete uğradığında veya bir sorunla karşılaştığında bir telefon numaramız var. Oraya ulaştıklarında sorunları süratle çözüme kavuşturulacak.
''İLK GÜNAHI YABANCI PARAYLA BORÇLANARAK İŞLEDİLER''
Geçen grupta, 'Devlet yüzde doksan maliyetle borçlanırsa, sonu ne olur?' demiştim. Bir hükümet, elbette kendi ülkesinde borçlanır. Ama bir hükümet kendi ülkesinde, kendi yurdunda, Türk lirası üzerinden değil, yabancı parayla borçlanırsa ilk günahı işlemiş olur. Çünkü bunun riski çok yüksek.
''KEFEN ALIRKEN BİLE VERGİ ÖDÜYORSUNUZ''
Türkiye, öyle bir noktaya geldi ki, kendi vatandaşlarına dolar üzerinden borçlanıyorlar, dünyanın faizi geliyor. Bu parayı kim ödüyor? Hepimiz... Dolmuşa binerken, sakız alırken, çocuğa bez alırken, musluğu açarken, kefen alırken bile vergi ödüyorsunuz.
''ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN''
Buradan AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Oy verdiğiniz ve tek başına 19 yıldır iktidar yaptığınız bir siyasi parti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sırtına yüzde doksan maliyetli bir yük getiriyorsa, bu yük nereye kadar çekilir? 19 yıldır ülkeyi yöneten bir parti, 19 yılın sonunda işsizlik yaratıyor.
Beraber mücadele edeceğiz, biz kazanacağız. Kadın erkek ayırmadan, herkesi eşit görerek ilerlemeliyiz. O zaman Türkiye güçlü olacaktır, o zaman başkalarının ne dediğine bakmayacaktır. Devleti yönetenler, ceplerini değil, vatandaşın cebini dolduracaktır.''