Cumhurbaşkanı Erdoğan “FETÖ’cü hainlerin iki ülke ilişkilerini zehirlemek ve aynı zamanda Müslümanlar arasında fitne çıkarmak için yoğun bir gayret içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan bu örgütün ipliğini tüm dünyada pazara çıkarmakta kararlıyız” dedi.
Birleşmiş Milletler 74’üncü Genel Kurul görüşmeleri için ABD’nin New York kentinde bulunan Erdoğan, Mandarin Oriental Otel’de düzenlenen “TÜRKEN Vakfı Geleneksel Yemeği” programına katıldı.
Vakfın, New York Manhattan’da inşaatı devam eden 200 öğrenci kapasiteli yurdu 2020 yılı sonunda tamamlanınca, Türk ve yabancı öğrencilerin daha da iyi şartlara kavuşacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Şu anda camları giydiriliyor ve yüksekliği itibariyle de New York’un herhalde müstesna binalarından birisi olacak. 171 metre yüksekliğinde ve şu an itibariyle hızla inşaatı devam ediyor” dedi.
Gençlere çalışmalarına yorulmadan, azimle devam etmelerini istediğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz bu ülkede geçmişten beri ülkemiz aleyhine faaliyet gösteren pek çok lobi bulunuyor. FETÖ’cü hainlerin de iki ülke ilişkilerini zehirlemek ve aynı zamanda Müslümanlar arasında fitne çıkarmak için yoğun bir gayret içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Pensilvanya’daki şarlatan başta olmak üzere tüm katillerden ve azmettiricilerden işledikleri cürümlerin hesabını yargı önünde tek tek soracağız. Örgüt elebaşı ve diğer teröristlerin ülkemize iadesi için Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarımızın yoğun bir diplomasisi Amerika’da devam ediyor. Sizlerden de bu örgüte karşı uyanık olmanızı, FETÖ’cü alçakların gerçek yüzünü her platformda muhataplarınıza anlatmanızı istiyorum.”
Erdoğan’ın New York temaslarının ikinci durağı da, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesince düzenlenen etkinlikte ABD’deki Türk, soydaş ve Müslüman toplumuyla bir araya geldiği toplantı oldu. Erdoğan, buradaki konuşmasında, “Bugün Amerika İslam Toplumu gerek siyasi, gerek ekonomik, gerek sivil inisiyatif açısından, hepsinden önemlisi ahlaki ve söylem üstünlüğü bakımından 11 Eylül öncesine göre çok daha güçlüdür” dedi. Tüm dünyada ve özellikle Batı toplumlarında Müslümanlara karşı ön yargılı yaklaşımların zemin kazandığını gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte bunu Yeni Zelanda’da da gördük. İslam’la, insanlıkla hiçbir alakası olmayan bazı terör örgütleri üzerinden hak ve özgürlük taleplerimiz boğulmaya çalışıyor. El Kaide, DEAŞ, Boko Haram, Eş- Şebab, FETÖ gibi katil sürülerinin eylemleri bize zarar vermesinin yanında İslam düşmanlarına da istismar zemini sunuyor. Oysa bu örgütlerin Suriye’de, Irak’ta, Somali’de, Nijerya’da, Türkiye’de, Afganistan’da ve diğer İslam coğrafyalarında katlettiği masumların neredeyse tamamı Müslümanlardır. Müslüman’ın Müslüman’a kanı, canı, malı, ırzı haramdır. Böyle olduğu halde bu Müslüman olduklarını söyleyenler bu katliamları nasıl yaptılar, nasıl yapıyorlar? Bunlara Müslüman demek mümkün mü? Bunların bizim dinimizle alakası var mı yeri var mı? Asla. Emperyalistlere taşeronluk yapan bu örgütlerin hayatını kararttığı insanlar ne yazık ki bizim kardeşlerimizdir. Çıkarları için bölgemizi yangın yerine çevirenlerin menfaatlerini koruma uğruna terör örgütlerini tırlar dolusu silaha boğanların dökülen her damla Müslüman kanında payı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ancak her fırsatta diğer ülkelere demokrasi, hukuk ve insan hakları dersi verenler maalesef bunları görmüyor, görmek istemiyor. Kendi hakları konusunda aslan kesilenler söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorlar.”
ERDOĞAN’A DOĞU TÜRKİSTAN SORUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de katıldığı bir programda Doğu Türkistanlı Oğuzhan adındaki bir gencin, “Daha önce zulüm altındaki Uygurlara yardım etmiş ve Çin’e karşı konuşmuştunuz. Şimdi ise Doğu Türkistan’daki Türk kardeşleriniz için ne yapıyorsunuz?” şeklindeki sorusunu yanıtladı. Türkiye’nin Uygur Türklerine elinden gelen desteği verdiğini ve Çin’e gönderilecek heyetlerin raporuna göre bir tavır alacaklarını belirten Erdoğan, “Doğu Türkistan’dan şu an itibariyle Türkiye’ye gelen binlerce kardeşimiz var. ABD, özellikle BM Güvenlik Konseyi üyesi olarak, aslında bu konuyu çok daha farklı bir şekilde gündeme getirebilir ve çok daha hızlı bir netice almak mümkün olabilir diye düşünüyorum. Tabi Çin’in bu noktada bize bazı teklifleri de var. ‘Heyetler gönderin’ diyorlar. Dışişlerimiz de bu konuyla ilgili bir çalışma yürütüyor. Oraya gidecek olan heyetin yaptığı incelemeler neticesinde, bu noktada alacağımız tavrı daha açık ve net belirleriz” diye konuştu.